2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • İ̇smail Aka
  • Islam
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Peyvend-i Siyaset ve Ferheng der Asr-ı Zevâl-i Timurlyân ve Zuhur-i Safevlyân

Belleten · 2011, Cilt 75, Sayı 274 · Sayfa: 971-974
Seferleri ve zaferleri sonunda Timur'un şöhreti bütün dünyada yayılarak, asırlarca bir dehşet siması ve efsanevi bir kahraman olarak yaşadı. Evet o, göçebe fatihlerin sonuncusudur. Fakat bazı tarihçilerin ifade ettiği gibi, sadece bir eşkıya çetesi reisi veya ele geçirdiği şehirleri yakıp yıkan, insan kellelerinden minareler diktiren bir fatih mi idi? Timur'un gayesi mümkün olduğu kadar ve hattâ kabilse o zamanın dünyasını hakimiyeti altına almaktı. Zamanın tarihçilerinden biri olan "bütün dünya iki hükümdarı n sahip olacağı kadar değerli değildir" sözünü isnad etmektedir. Tahripkarlığına rağmen o, aynı zamanda imarcı idi. Onun zamanında muhteşem bahçeler ve binalar yaptırılmış, yeni yerleşme yerleri kurulup, sulama kanalları açtırılmıştı. Bilindiği üzere İran, Orta Asya ve Hindistan'da İslam mimarisinin en parlak devri Timur ve haleflerinin adı ile sıkı sıkıya bağlıdır. Timur, ticaretin devlet için en büyük gelir kaynağı olduğunun farkındaydı. Ana dili olan Türkçeden başka Farsçayı da biliyordu. Edinmiş olduğu tarih bilgisi ile meşhur İbn Haldun'u bile hayretler içinde bırakmıştı.

Muhammed Kerim Yusuf-i Cemali, Zindegâni-i Şah İsmail-i Evvel (Bâ nigâreş ber hususiyat-ı cismi, ruhi, zovki, ahlaki, mezhebi ve revabıt-ı cı bâ düvel-i harici), (I. Şah Ismail'in Hayatı (Beden, Ruh, Zevk, Ahlak, Din Bakımından Özelliklerinin Tasviri ve Yabancı Devletler İle ilişkileri), İntişarat-ı Muhteşem

Belleten · 2011, Cilt 75, Sayı 273 · Sayfa: 609-612
Merhum Prof. Dr. Faruk Sümer, 1976 yılında basılan Safevi devletinin kuruluşuna dair yazdığı eserine "Safevi Devleti'nin kuruluşu İslam ve Türkiye tarihinde mühim bir hadisedir. Bu hadisenin en mühim neticesi, İslam aleminin merkezinde yeni bir âlemin meydana gelmiş olmasıdır. Başlıca vasfı Şiilik olan ve İran'ı içine alan bu âlem, varlığını, bilindiği gibi, zamanımıza kadar devam ettirmiştir. Anadolulu Türklerin Safevi devletini kurmaları ve bu unsurun zor kullanarak Şiiliği İran'ın rakipsiz bir mezhebi haline getirmesi bugüne kadar ilim âlemince lâyıkıyle anlaşılmamış bir konudur" ifadesi ile başlamakta, "Safevi devletinin milli bir İran devleti olduğu görüşünün artık ciddi ilim adamları arasında pek taraftarı kalmadığını" belirterek, "Safevi devleti tarihinin bizim için taşıdığı ehemmiyet, bilhassa devleti kuran ve geliştiren unsurun Anadolulu olması ve bunlarla ilgili olarak kalabalık sayıda göçebe ve köylü Türk topluluklarının bu ülkeden İran'a göç etmeleridir" diyerek "devletin kurulduktan sonra da uzun zaman, bilhassa insan gücü bakımından Anadolu'dan beslendiği sonucuna" varmaktadır.