4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • İbrahim Agâh Çubukçu
  • din
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Din Açısından Kadınlar Ve Bağımsızlık Savaşı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 239-244
İslâm'dan önce Araplar kız çocuklarım küçümserlerdi. Hatta dilerlerse öldürürlerdi. Erkek ve kadın çok evlilik yapabilirdi. Eş değiştirme âdeti, geçici nikâh (mut'a) ve elinin altında çok sayıda cariye bulundurma yaygındı. İslâmiyet'i müjdeleyen Hz. Muhammed, herkes için can güvenliğini savundu. Kız çocuklarını korumak ve cahiliye çağı âdetlerini kaldırmak için bir çok hadis söyledi.

Halifelik, Din ve Laiklik

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 17 · Sayfa: 301-306
Atatürk I. Cihan Savaşı' ndan sonra galip devletlerin milletimizi ve ülkemizi parçalamaya kararlı olduğunu görerek mücadeleye atıldı. Milletle bütünleşerek vatanımıza göz dikenlere karşı savaşlar verdi. İslâmiyet açısından incelendiğinde cumhuriyet yönetiminin fazileti, yani erdemi esas aldığı görülmektedir. Çünkü cumhuriyette daima halkın oyuna başvurma söz konusudur. Halifelik sorunu ise çok karışıklıklara neden olmuştur. Dinin kötüye kullanılmasına ve siyasete karıştırılmasına karşı çıkmıştır. Atatürk'ün İslâmiyet hakkındaki bazı sözleri şöyledir: "Bizim dinimiz en makul ve en tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din ol¬muştur. Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lâzımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. Müslümanların toplumsal hayatında hiç kimsenin özel bir sınıf halinde mevcudiyetini muhafazaya hakkı yoktur."

Kültür Tarihimizde Din

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 210 · Sayfa: 773-804
Tam Metin
Din, geniş anlamıyla, insan ile Tanrı arasında kutsal bir bağdır. İnsanoğlu, öteden beri hayata bir anlam vermek istemiştir. Düşünürler, evrenin başlangıcını, sonunu ve nasıl meydana geldiğini çözmeye çalışmışlardır. Evrenin ilk unsuru üzerinde kafa yormuşlardır. Varlığı anlamak istemişlerdir. Düşünürler, ayrıca insanın evren içindeki yerini tespit etmek için çaba harcamışlardır. İnsanın yazgısı sorunu üzerinde düşünmüşlerdir. Birçok düşünürü ölümden sonraki hayat meşgul etmiştir. Şu kadar var ki, bu konularda din, insanlığa en azından bir avuntu sağlamıştır. Gerçi dinler arasında ortak bir düzen ve ortak bir açıklamanın olduğu iddia edilemez. Ancak, hemen hemen bütün dinlerde kutsal değerlere inanmak sözkonusudur. Evrene ve insana bakış da sözkonusudur. Ne var ki, kimi dinler konuyu ilkel biçimde çözümlemeye çalışmış, kimileri de daha ayrıntılı dile getirmiştir.

Atatürk, Din ve Lâiklik

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 573-576
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ise, 3 Mart 1924'te halifeliğin kaldırılması ile yönetim, teokrasi ilkelerinin dışında tutulmuştur. Ancak 1924 Anayasası'nda "Devletin dini İslâmdır" cümlesi bırakılmıştır. 1928'de Anayasadaki bu ifade de kaldırıldı. 1937'de Türkiye Cumhuriyeti'nin lâik bir devlet olduğu Anayasada belirtildi. Türkiye Cumhuriyeti, hilâfeti kaldırmakla yepyeni bir döneme geçmiştir. Büyük Atatürk, îslâm tarihini çok iyi bilen bir önderdi.