2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
  • İffet Aslan
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Dünyanın İlk Çocuk Bayramı 23 Nisan ve Uluslararası Çocuk Yılı

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 183 · Sayfa: 567-594
Tam Metin
Uluslararası Çocuk Yılı vesilesi ile 23 Nisan Çocuk Bayramımız konusunda yaptığım çalışmaları burada sizlere açıklamak olanağını bana verdiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Konumuz Atatürk ve Atatürk'ün TBMM'nin açıldığı 23 Nisan gününü çocuklara armağan ederek başlattığı dünyanın ilk Çocuk Bayramı. Çocuk Bayramı konusu gündeme 1979'un Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca Dünya Çocuk Yılı ilan edilmesi üzerine geldi; Uluslararası Çocuk Yılı düzenlemekle güdülen amaçların bir yılda çözümlenmesi söz konusu olmadığı anlaşılıp, çalışmalara süreklilik sağlayacak yöntem araştırmaları başlayınca da, büyük ağırlık kazandı. Çünkü, oluşumu 1920'lerde başlamış olan 23 Nisan Çocuk Bayramı törenlerinin canlandırılıp, güncelleştirilmesi koşulu ile aranılan yöntem olabileceği yolundaki önerimiz ilgi ile karşılandı . 23 Nisan Çocuk Bayramımızın Uluslararası Çocuk Yılı çalışmalarına böylesine bir katkısı olabileceğinden söz edilebilmesi için önce bir çocuk bayramının dünya çocuk yılının nedenleri ve amaçları çerçevesi içindeki yerinin saptanması, sonra temelleri 1920'lerin başında atılmış olan 23 Nisan Çocuk Bayramını kutlama törenlerimizin bu bakış açısından değerlendirilmesi gerekir. Bu izlenceye uyarak önce Uluslararası Çocuk Yılının nedenlerini ve amaçlarını özetlemeye çalışalım.

Atatürk'ü Anlamak

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 179 · Sayfa: 303-318
Tam Metin
Türk Tarih Kurumunun sayın yöneticileri, üyeleri ve değerli konukları : Hepinizi saygı ile selâmlarım. Sözlerime başlamadan önce, Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümünün anılmasına ayrılmış bulunan bu yılın konuşmaları dizisi içinde, Atatürk'ün kurduğu bu kutsal kürsüde, bana da söz hakkı tanınmış olmasını büyük bir onur kabul ettiğimi belirtmek ve beni dinlemek üzere lüfen buraya kadar zahmet ettiğiniz için, hepinize teşekkürlerimi sunmak isterim. "Atatürk'ü Anlamak" adını taşıyan bu konuşmamın çerçevesini belirlemeye çalıştığım sıralarda, tanımadığım fakat belki bu gün burada bulunan bir sayın ilgili, beni telefonla aradı. Kurumun basılı programından 'Atatürk'ü Anlamak' adını taşıyan bir konuşma yapacağımı öğrendiğinden söz ederek, Atatürk'ü anlamak mümkün mü? Büyük adamları anlamak iddiası, aynı derecede büyüklük iddia etmek değil midir? şeklinde bir soru yöneltti: Kendisine bu görüşe katılmadığımı söyledim. Fakat bunu bir uyarı kabul ederek, hemen, konuya bu noktadan girmeğe karar verdim. Şöyle düşünüyorum: Büyük adamlar anlaşılamaz görüşünü, mistik bir yaklaşım kabul edebiliriz. Ama o zaman, herhangi bir insanı anlamanın da zor olduğunu, insan ruhunun kolay erişebilir olmadığını teslim etmek gerekir