3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI
  • XVIII. Yüzyıl
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Kaynarca Muahedesinden Sonraki Durum icabı Karadeniz Boğazının Tahkimi

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 511-534 · DOI: 10.37879/belleten.1980.511
Tam Metin
Ondördüncü asır başlarında Osmanlı devleti kurulurken denizle münasebeti Marmara idi. Sınırı genişledikçe Karadeniz ve Ege Denizi de kısmen hudut oldu. Osmanlılarla beraber bu denizlere sahip olan başka devletler de vardı. Osmanlı devleti onbeşinci asrın Fatih Sultan Mehmed zamanında (1451-1481) Karadeniz'in güney sahiline sahip olan Candar Oğulları beyliğini ilhak ile Trabzon Rum İmparatorluğu'nu işgal ve güneyde Kırım Hanlığını da nüfuzu altına alıp Kefe, Amasra ve diğer sahillerdeki Ceneviz müstemlekelerine son verdikten sonra daha evvel Sultan Murad Hüdavendigâr (1361-1389) zamanında elde edilmiş olan Bulgaristan'ın doğusundaki Karadeniz Osmanlı idaresi altına girmiş ve onaltıncı asırdaki fütuhatla Boğdan'ın sahil kısmı alınmış ve Batı Kafkasya'da siyasi rabıtalarla Osmanlı nüfuzu altına girmişti. İşte bu suretle hemen bir Osmanlı gölü haline gelen Karadeniz onsekizinci asır ortalarına kadar ikibuçuk asır bu durumu muhafaza ederek 1768 de başlayıp altı sene süren Osmanlı - Rus muharebesi 1774 deki Kaynarca muahedesiyle Kerç, Yenikale ve Azak Denizi'nin Ruslara terkiyle Karadeniz'deki Osmanlı hâkimiyeti elden çıkarak Karadeniz'de Ruslar'ın da hissesi olduğunu kabule mecbur olmuştur.

Sultan III. Selim ve Koca Yusuf Paşa

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 233-256 · DOI: 10.37879/belleten.1975.154-233
Tam Metin
Onsekizinci asrın ortalarına doğru 1152 H./1739 M. de Belgrad ve 1159 11./1746 M. İran'la yapılan muahedelerden sonra 1182 H. 1768 M. senesine kadar otuz sene muharebesiz geçmiş ve bu müddet içinde harp ve idare sahalarından yetişmiş Hekim-oğlu Ali Paşa, Yeğen Mehmed Paşa, ivaz Mehmed Paşa, Köprülü-zade Hafız Ahmed Paşa gibi yüz ağartmış, tecrübeli, değerli eski vezirler ölmüş ve kalanlar da pek ihtiyar bulunmuşlardı. Harpsız geçen bu otuz sene içinde ise gelen sadr-ı âzamlar, vezirler iktidar ve kudretçe evvelkiler derecesinde olmadıklarından 1768 seferindeki mağlübiyetlerde bunun acısı görülmüştür. Bu müddet içinde her ne kadar Koca Ragıb Paşa gibi müstesna olarak irade sahibi, alim bir vezir görülüyorsa da, anın idari ve siyasi sâhalarda hizmetine karşı harp meydanında kendisini gösterecek bir olay zuhur etmemiştir. Kısacası Onsekizinci asrın ikinci yarısının sonlarına doğru Osmanlı Devleti'nin idari, siyasi, askeri sahalarda durumu iyi değildi. 1182 H./1768 M. muharebesinde bu haller görülmüştü. 1188 H./1774 Kaynarca muahedesinden sonra devlette pek bâriz olarak acısı çekilen askeri bir ıslahat yapmak üzere silahdar Seyyid Mehmed Paşa'yı takiben anın tavsiyesiyle Halil Hamid Paşa sadr-ı âzam olmuş ve üç seneye yakın devam eden sadr-ı azamlığı zamanında epey yenilik yapmış ise de faaliyetini önlemek isteyenlerden kurtulmak için icraatına müsaade etmeyen Birinci Abdülhamid'i hal' teşebbüsünün duyulup azl ve Idam edilmesi üzerine ıslahat faaliyeti durmuştur.

Tosyalı Ebûbekir Ratib Efendi

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 153 · Sayfa: 49-76 · DOI: 10.37879/belleten.1975.153-49
On sekizinci asrın ikinci yarısının sonlarına doğru (1780-1800) Osmanlı Devletinin Bab-ı âli devlet ricali arasında kendi kendisini yetiştiren, ilmi kudreti ve devlet işlerine vukufu ve yüksek ihata ve kabiliyeti, kuvvetli kalemi, devlet siyasetine ve o tarihlerdeki Avrupa ahvaline derin nüfuzu olan ve bir miktar da Fransızca bilerek o tarihlerdeki bazı Fransızca kitaplardan bilgisi olduğu anlaşılan Ebubekir Ratib Efendi Tosya'lıdır. Babası ilmiye sınıfından müderris Çilingir lakaplı Hacı Ali Efendi'dir. İlk öğrenimini memleketi olan Tosya'da yapmış, babasından ders görmüş, on beş yaşında iken tahsilini ilerletmek üzere İstanbul'a gelmiştir. Burada bir vasıta ile Divan-ı Hümâyûn âmedcisi Ethem Efendi'ye intisab ile hem devlet muamelâtına ve hem de tahsile başlayarak Türkçeden başka Arapça, Farsça dersleri de gördüğünden kabiliyeti ve ateşin zekası sayesinde az zamanda emsaline nazaran epey bilgi sahibi olmuştur.