6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • İsmet Giritli
  • Atatürkçülük
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Atatürk Ve Halkçılık

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1991, Cilt VII, Sayı 20 · Sayfa: 181-188
Atatürkçülük iki temele dayanır: Birincisi, Türklerin millet olarak ileri hamleleri başaracağına olan inan, İkincisi de inkılâpçı metot dışında Türkler için millî, bağımsız ve medenî bir hayat olamayacağı kanısıdır. Atatürk'ün gerçek dehası, "Türkiye'nin ahalisi" yani halkı olarak tanımladığı Türk milletine inan olayı ile başlar. Atatürk Türk milletinin ruhunu ve halkın özlem ve kabiliyetini keşfetmiş bir insandır. O'nun inancına göre, Türkleri ancak ve yine Türkler kurtarabilirdi. Bu nedenle Atatürk birleştirici ve toplayıcı Anadolu Hareketi'nin lideri olmuştur.

Atatürkçü Laiklik Anlayışı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 18 · Sayfa: 473-478
Memleketimizde lâiklik konusunda fikir yürütenlerin genellikle düştükleri hata; lâikliği Türkiye gerçeklerinden soyutlamaları ve dogmatik (katı-değişmez) bir lâiklik kavramına körü körüne bağlı bulunmalarıdır. Oysa Türkiye'deki lâiklik, Cumhuriyetimizin milliyetçilik, halkçılık ve devletçilik nitelikleri gibi, ülkemiz tarih ve gerçeklerine göre oluşmuştur. Bu itibarla bu nitelikleri, Batı taklitçisi kavramlar olarak veya yalnız sözlük anlamları İle tanımlamak doğru değildir. Bunlar Atatürk tarafından hem söz, hem de uygulama ile belirlenmiş ve bunların sağladığı uyum ve bütünlük "Atatürkçülük" dediğimiz düşünce sistemini oluşturmuştur. Nitekim Atatürk "Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de uluslar tarihinin binbir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır" demiş, lâiklik konusunda çıkarılan bütün inkılâp kanunları; bir yandan devletin üzerinden dinin vesayetini kaldırmak, diğer yandan kişilerin üzerinde mültecinin ve bağnaz kişilerin baskı unsuru olmasını önlemek amacını güden çağdaşlaşmaya yönelik atılımlar olmuştur.

The Superiority of Kemalism Ideology to Dogmatic Ideologies

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1989, Cilt VI, Sayı 16 · Sayfa: 27-38
Nowadays, when we left behind the 51st year of the great Atatürk's transition to eternity, the "idea Atatürk", namely the "Atatürkist thought system", is gaining weight. As it is known, the first form of the phrase "Kemalism" was "Kemalism" used by the Westerners, and in 1929 when the language specialist Ahmet Cevat used the term "Kemalism" in the magazine "Muhit", this phrase was quickly held and spread in our country. Universities are taught at the state level through "Atatürk's Institutional Culture, Language and History Higher Institution" created by the 134th article of the Constitution and the "ideological gap" that emerged as a result of looseness and neglect of years and reached dangerous dimensions before September 12, 1980. While trying to be filled with "Atatürkist ideology", the General Staff prepared and published a valuable work titled "Kemalism" consisting of three books to be used as a "sourcebook" in the course of "Kemalism and Revolution History".

Modernleşme İdeolojisi Olarak Atatürkçülük

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 289-296
Kanaatimizce bu husus, bizim neden öteden beri Kemalist dünya görüşünü bir "İdeoloji" olarak sunduğumuzu ortaya koymakta ve Kemalizmin bir "Ulusal Modernleşme İdeolojisi" olarak saptanması ve ele alınması halinde, Türk siyasal hayatında mevcut bulunan tehlikeli "İdeolojik Boşluk"un Kemalizm ile doldurulabileceğini göstermektedir.

Japonya’nın Modernleşmesi ve Atatürkçü Modernleşme

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 5 · Sayfa: 361-378
Japonya'nın 1868'de başlayan Meiji Dönemi'ndeki modernleşme hamlesinde başlıca faktör, Türkiye'de olduğu gibi, Batı teknolojisinin üstünlüğünün anlaşılması ve uçurumun bir an Önce kapatılması arzusudur; başka bir deyim ile millî çıkarları ön plânda tutan "milliyetçilik"tir.

Atatürkçülük İdeolojisi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 102-107
Son yıllara kadar yazılan ve söylenenlerin büyük kısmı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, "Atatürk Olayf'na daha ziyade mazide yaşanmış parlak bir tarihî olay olarak bakmaktadır. Oysa önemli olan Atatürk'ün bize bıraktığı "fikrî miras" Atatürkçülüğün bugün de yaşayan bir ideoloji olduğunun vurgulanması ve Türkiye'nin bugünkü ve yarınki güncel sorunlarının çözümünde kullanılabilecek bir inanç sistemini, aksiyon programını ve pragmatik metodunu da oluşturduğunun anlatılması ve anlaşılmasıdır.