12 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Şerafettin Turan
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Atatürk Milliyetçiliği

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 849-868
Tam Metin
"Birtakım kelimeler vardır ki, sık sık telâffuz edildiği halde hattâ münevverlerimiz arasında onu tamamiyle anlayan çok değildir!" Bu sözler, Atatürk'ün 18 Aralık 1930 da İstanbul'da yaptığı bir konuşmadan alınmıştır. İşte biz bügün, herkesin, her aydının kendine göre bir mâna verdiği, kendi anlayışına göre yorumlamağa çalıştığı bir konuyu ele almış bulunuyoruz. Millet, milliyetçilik ve Atatürk milliyetçiliği, bir gerçek, bir realite olmakla beraber, bizzat Atatürk'ün deyimiyle, herkesin üzerinde ittifak edemediği kavramlar niteliğini taşımaktadır. Bu yüzden biz, "bina'yı bânisine götürerek", eseri onu yaratana malederek yani doğrudan doğruya Atatürk'ü konuşturmağa gayret ederek, O'nun millet, milliyet ve milliyetçilik anlayışını izah etmeğe çalışacağız.

Mondros Mütarekesi Ertesinde Mustafa Kemal'in Orduya, Siyasete ve İngilizlerin Tutumuna İlişkin Düşünceleri

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 182 · Sayfa: 337-346 · DOI: 10.37879/belleten.1982.337
Tam Metin
30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi'nin uygulanması konusunda Osmanlı Hükümeti ile anlaşmazlığa düşen Mustafa Kemal'in, Yıldırım Orduları Grubu Karargahının dağıtılması ve kendisinin Harbiye Nezareti emrine verilmesi üzerine, 13 Kasım 1918'de İstanbul'a döndüğü bilinmektedir. O'nun başkente varışından '3' gün sonra, 17 Kasım 1918 günkü Minber gazetesinde Mustafa Kemal Paşa ile Mülakat başlığı altında kendisiyle yapı lan bir görüşmenin yayımlandığım görüyoruz. Şimdiye değin derlenmiş olan Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri arasında yer almayan bu görüşme, Mustafa Kemal'in, Mondros Mütarekesi'nden kısa bir süre sonra düşüncelerini kamuoyuna açıklayışının ilk örneği olarak dikkat çekici olmasının dışında, içeriği yönünden de büyük önem taşımaktadır. Çünkü M. Kemal bu demecinde özellikle ordu - siyaset ilişkileri ile kuvvetli ordu - ulusal güç kavramları üzerinde durmakta ve ayrıca İngilizlerin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı izledikleri siyasaya ilişkin kanaatını, daha doğrusu dileğini açıklamaktadır. Öte yandan bu görüşmenin Minber gazetesinde yayımlanması da ayrı bir özellik taşımaktadır. Çünkü sözkonusu gazete, Mustafa Kemal'in isteği üzerine yayın hayatına girdiği gibi Minber adını da o koymuş ve üstelik gazeteye ortak olmuştu.

IL VELTRO. 2-4, Anno: XXIII, Marzo - Agosto 1979, 40, 539 S. (Le Relazioni tra l'Italia e la Turchia = İtalya ile Türkiye arasındaki ilişkiler). [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 753-762
Tam Metin
1957'den bu yana "İtalyan Kültürü Dergisi" olarak yayımını sürdüren II Veltro'nun 1979 Mart-Ağustos aylarına ait XXIII. cildinin 2-4. sayıları, Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkilere ayrılmış bir "özel sayı" niteliğinde çıktı. Normal sayılarının yanıbaşında İtalyan Kültürünün önemli konularını ele alan, ya da İtalya ile diğer ülkeler arasındaki ilişkileri inceleyen özel sayılar çıkarmakla da tanınan II Veltro, İtalya Cumhurbaşkanı'nın 1979 da sözkonusu olan Türkiye gezisi nedeniyle, 24. özel sayısını iki ülke arasındaki ilişkileri inceliyen yazılarla dolu olarak çıkarmış bulunuyor. Gerçekten de büyük boyda (40) 539 sayfa tutan bu özel sayı, Türkiye ile İtalya arasında en eski çağlardan günümüze değin ilişkileri her yönüyle inceleyen '36' makaleyi içermektedir. İki ülkenin Cumhurbaşkanları Sn. Sandro Per tini ile Sn. Fahri Korutürk'ün mesajlarından ve dergi yazıkurulunun açıklamasından (3-8) sonra inceleme yazıları, tarihsel gelişime de uygun olarak '4' bölüm içerisinde verilmekte (9-520), bunları da "Dünya'da İtalyan etkinlikleri" ile, özel sayıda yazıları bulunan araştırmacıların kısa biyografilerini içeren birer ek izlemektedir.

ENRICO de LEONE, L'Impero Ottomano nel primo periodo delle riforme (TANZİMAT), secondo fonti italiane [= Italyan kaynaklarına göre Reformların birinci döneminde (Tanzimat) Osmanlı İmparatorluğu], Università di Cagliari, Pubb. deha Facoltà di Giurisprudenza, Milano, 1967, 8°, VII 262 S. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 174 · Sayfa: 375-388
Tam Metin
Anadolu Selçukluları döneminden başlıyarak Türk tarihinin yabancı kaynakları arasında, italyan şehir devletleri arşivlerindeki belgelerin ve Türkiye ile ilgili italyanca yayınların ilk sıralarda yer aldığı kuşkusuzdur. Cagliari Üniversitesi Hukuk Fakültesinde "Afrika - Asya ülkeleri Tarihi ve Kurumları" dersi öğretim üyesi Enrico de Leone, bu noktadan hareketle II. Mahmud'un tahta çıkışından Islahat Fermanı'na kadarki dönemde (1808-1856) Osmanlı İmparatorluğunun durumunu ele almış bulunmaktadır. Gerçekten de Leone'nin, La Turquie et le Tanzimat yazarı E. Engelhardt ile Lamartine ve Moltke gibi o dönemde Türkiye'de yaşamış kimi yabancıların anıları dışında tümüyle İtalyan kaynaklarından yararlandığı görülmektedir. Bunlar arasında da, Piemonte devlet arşivindeki belgelerle Piemonte'nin İstanbul'daki ve İmparatorluğun çeşitli yörelerindeki diplomatik görevlilerinin kendi hükümetlerine gönderdikleri raporlar başta gelmektedir. Ayrıca, Luigi Calligaris ve Giovanni Timoteo Calosso (Rüstem Bey) gibi II. Mahmud'un hizmetine girmiş olan italyan subaylarının anılarından aktarılan bilgiler de dikkati çekmektedir.

16. Asırda Yazılmış Grekçe ANONİM OSMANLI TARİHİ. Giriş ve Metin (1373-1512), Hazırlayan: ŞERİF BAŞTAV, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, No. 237, Ankara, 1973, VI+207 S. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1974, Cilt 38, Sayı 150 · Sayfa: 303-316
Tam Metin
Bilindiği gibi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluş dönemine âit resmi belgelerin bize kadar ulaşamaması ve çağdaş tarih eserlerinin azlığı yüzünden, XIV. ve XV. yüzyıllar olaylarının aydınlatılmasında, Osmanlı devleti ile yakın ilişkileri olan ülkelerin tarih kaynaklarına da başvurmak gerekmektedir. Bu dönemin yabancı kaynaklar grubu içerisinde de, Türk ilerleyişinin yöneldiği Bizans kaynakları hiç şüphesiz ki önemli bir yer tutarlar. Phrantzes, Halkondil ve Dukas gibi önemleri geçen yüzyıldan beri kabul edilmiş olan Bizans tarih yazarlarının eserlerinin dışında, grekçe yazılmış bazı Tarih'Ierin de olayların aydınlatılmasında yardımcı olabileceği inkar edilemez. Yeter ki bahiskonusu eser, bilinen birkaç kaynaktan derlenmiş bir compilation'dan ibaret olmayıp, ya yazarın kendi gözlemlerine veya hiç olmazsa kaybolmuş bir kaynağa dayanaraktan orijinal bilgiler veren bir nitelik taşısın.