2 sonuç bulundu
Osmanlılarda Otopsi
Belleten · 2013, Cilt 77, Sayı 280 · Sayfa: 875-910 · DOI: 10.37879/belleten.2013.875
Özet
Tam Metin
Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nden temin edilen vesikalar ışığında ikmal olunan bu çalışma, Osmanlı İmparatorluğu'nun son devirlerinde gerçekleştirilen otopsi ameliyatlarına ilişkin bazı ilginç ve önemli ayrıntılar sunabilmek gaye ve gayretinden mülhemdir. Bu ana çerçeve içerisinde o dönem hangi hallerde otopsi yapılması lüzumunun hasıl olduğu, uygulamada nasıl bir tıbbi ve hukuki süreç izlendiği ve merkezi idarenin otopsi uygulamalarını geliştirme adına ne tür bir çaba göstermiş olduğu gibi kimi meseleler örnek vaka ve vesikalarla açıklanmaya çalışılmıştır. Bu yapılırken de yeri geldikçe bugünün otopsi uygulamalarına göndermelerde bulunulmuş, bu sayede Osmanlı döneminde icra olunanlarla aralarındaki benzerlik ve farklılıklara da değinilmiştir. Böylece bu çalışma üzerinden Osmanlı döneminde girişilen otopsi uygulamalarının bugünün modem adli tıp ve hukuk sahasının gelişimine hangi açılardan ve ne oranda bir katkılarının olduğu gibi sorulara da cevaplar üretilmeye çalışılmıştır.
Mucit ve Devlet: Son Dönem Osmanlı Dünyasında Mucitler
Belleten · 2011, Cilt 75, Sayı 274 · Sayfa: 783-814 · DOI: 10.37879/belleten.2011.783
Özet
Tam Metin
Sanayi devriminin gerçekleşmesi ile birlikte bütün dünyada yeni bir şeyler üretme peşinde koşan insanların sayısında hissedilebilir bir artış yaşandı. Sanayi devriminden evvel mucit yok değildi, ancak onları devrim sonrasındaki kadar şevk ve gayretle çalışır bir vaziyette görmek mümkün olmamıştı. Bu gelişme, ne kadar kendisini kesintisiz bir teknolojik ilerlemenin içerisinde görmek isteyen sanayi evriminin bir neticesi ise modern sanayinin ilerlemesi de bu evrimden sonra uyandırılan bir mucitler dünyasının eseridir. Bundandır ki sanayi, teknoloji ve icat birbirinden ayrılmayacak kadar iç içe geçmiş üç kavram halini almışlardır. Peki, bu kavramlar arasındaki bağlantı Osmanlı cephesinde anlaşılmış mıdır? Gerçek manada bir sanayi devrimi gerçekleştirilememiş olan Osmanlı coğrafyası kabuk değiştiren bu yeni dünyanın neresindedir? Orada olup bitenlerden haberdar mıdır? Kendi mucitler muhitinin oluşabilmesi için özel bir çaba sarf etmiş midir? Mucitlerin devletten bekledikleri ilgi ve desteği bulabilmeleri aşamasında üzerine düşeni her zaman yerine getirebilmiş midir? Öte taraftan, Osmanlı coğrafyasında gezinen yerli ve yabancı mucitler ne tür icatlar geliştirmişlerdir? Özellikle yerli mucitler icatlarına vücut verirken devlet ve toplum hayatının gereksinimlerini de göz önünde bulundurmuşlar mıdır? Yoksa sadece zihin ve hayal dünyalarındaki imgelerin etkisinde mi kalmışlardır? İşte bu çalışma Osmanlı arşiv vesikaları ışığında söz konusu sorulara (tam manasıyla olamayacak olsa da) imkanlar dahilinde ve makul bir çerçevede bazı cevaplar üretebilme ümit ve gayesine hasrolunmuştur.