5 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
- Milli Mücadele 2
- Anzac 1
- Anzak 1
- Australia 1
- Avustralya 1
- Bilecik 1
- cumhuriyet 1
- Çanakkale 1
- Dardanelles 1
- din 1
Avustralya Basınında Çanakkale Muharebeleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 39-62
Özet
Tam Metin
Dünya basını Çanakkale Muharebeleri başladığı andan itibaren savaşla yakından ilgilenmiş, muharebenin gidişatını anında kendi kamuoylarına aksettirmek için elinden geleni yapmıştır. Bu ülkelerden biri de Birinci Dünya Savaşı'nda İngiltere'nin yanında yer almış olan Avustralya'dır. İtilaf Devletleri 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale Boğazı'nda aldıkları yenilgi üzerine denizden yapılacak saldırıyla deniz yolunun açılamayacağını, karadan da bir çıkarma yapılması gerektiğini anlamışlardı. Duyulan ihtiyacın karşılanması için de Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinden oluşturulan Anzak kolordusu 25 Nisan 1915 tarihinde Gelibolu Yarımadası'na çıkartılmıştır. Avustralyalı askerler, 9 Ocak 1916 tarihine kadar da Gelibolu ve Arıburnu'ndaki çarpışmalarda yer almışlardır. Bu nedenle Çanakkale Muharebeleri Avustralya kamuoyu için büyük önem taşımaktadır. Çalışmamızda Avustralya Milli Kütüphanesi (National Library of Australia)'ndeki gazete arşivinden yararlanılarak Avustralya basınında Çanakkale Muharebeleri hakkında çıkan yazılar değerlendirilecektir.
Cumhuriyetin 75. Yılında Tarihsel Süreç İçinde Türk Kadınının Dünü Ve Bugünü
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 19-40
Özet
Kadın, doğuştan sahip olması gereken insan haklarına çok kolay ulaşmamıştır. Bunu tarihsel süreç içinde de görebiliriz. Özellikle Türk kadınının dününe baktığımız zaman, başlangıçta erkeğin yanında yer alan kadının sonra bir adım geriye itildiğine şahit oluyoruz.İslamiyeti din olarak seçişleri öncesinde, Türkler'de kadının durumu özellikle diğer toplumlardan çok daha iyi idi. Hatta bazı konularda da kadınların bugünkünden daha çok hakka sahip olduklarını söyleyebiliriz. îs- lamiyetin kabulü İle birlikte Türk toplumları arasında kadın hakları açısından bir gerileme söz konusudur. Bunun başlıca nedeni, İslam öğretilerinin yanlış yorumlanması, özellikle 14 asırlık Kur'an yorumunun bir erkek yorumu olması, uydurma sözlerin hadis (Hz. Muhammed'in sözleri) olarak kabul edilmesidir. Ayrıca yabancı kültürlerin İslama nüfuz etmesi de etkili olmuştur.Türk kadınının, çağdaş dünya kadınının sahip olduğu haklara kavuşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK sayesinde olmuştur. Ulu Önder Atatürk'ün Türk kadınına kazandırdığı haklara hep birlikte kadın-erkek sahip çıkalım.
Şeyhülislam Mustafa Sabri'nin Milli Mücadele Ve Atatürk İnkılâpları Karşıtı Tutum Ve Davranışları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 39 · Sayfa: 788-812
Özet
I. Dünya Savaşı'na son veren Mondros Ateşkesi (30 Ekim 1918), emperyalist devletlerin asırlardan beri çözmeye çalıştıkları "Şark Meselesi"™ nihayete erdirmiş görünüyordu. I. Dünya savaşı sona erdiğinde Osmanlı İmparatorluğu artık tarihe karışıyordu. Hasta Adam'ın mirası İtilaf Bloku tarafından yağmalanıyordu*1. Bu korkunç tablo Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basması ile değişti. O, "Milli İntibah" diye tanımladığı Türk Milleti'ndeki uyanışı, ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik hareketinin dinamik gücü yaptı. O'nun önderliğindeki bu milli uyanış çok din adamının da destek ve çabalarıyla kısa zamanda yurdun her köşesinde tezahür etmişti. Bununla birlikte kimi din adamları da Milli Mücadele ve onun lideri Mustafa Kemal aleyhinde davranmışlar hatta bu menfi tutumlarını Cumhuriyet sonrasında da sürdürmüşlerdir. tşte bu din adamlarından birisi de Mustafa Sabri Efendi'dir.
Bilecik ve Çevresinde Yunan Mezalimi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 28 · Sayfa: 19-48
Özet
1830 yılında Osmanlı Devleti'nden bağımsızlığını kazanan Yunanistan'ın, bir türlü tatmin edilmeyen, özellikle Anadolu'ya yönelik istekleri vardı. Bu yüzden Yunanlılar, her fırsatta Osmanlı Devleti'nin en zayıf zamanlarında bu isteklerini gündeme getirmeyi hatta imparatorluğun bu zayıflılık anını kollamayı milli bir görev saymışlardı. Onların bu politikalarının sebebi: bir ayağı Asya'da bir ayağı da Avrupa'da olan büyük Yunanistan'ı kurma gibi tarihi bir ideale sahip olmalarıdır. Mégalo İdea olarak bilinen bu ideale göre Yunanistan'ın sınırları doğuda Anadolu ortalarından, kuzeyde Karadeniz'in Kırım'ı da içine alan kuzey kısımlarından ve Karpat dağlarıyla Tuna nehrine kadar uzanıyordu. Batı ve güney sınırları ise, Adriyatik ve Akdeniz'den geçiyordu. Belirtilen tarihi idealini gerçekleştirmek gayesiyle, her siyasi buhrandan faydalanmasını bilen Yunanistan için I. Dünya savaşı iyi bir fırsattı. Zaten savaşın devam ettiği günlerde İtilaf devletlerinin de Yunan ordusuna olan ihtiyaçları artmıştı. Nitekim İngiltere Dışişleri Bakam Lord E. Edward Grey 11 Ocak 1915 tarihinde Yunanistan yöneticilerine bir teklifte bulundu. İngiliz Bakan bu teklifinde, Sırbistan'a yardım şartıyla Anadolu kıyılarından hatırı sayılır bir kısmın Yunanistan'a bağışlanabileceğini söz verdi. İngiltere 12 Nisan'da da müttefikleri adına "Yunanistan'a Türkler'e karşı savaşa katılma bedeli olarak Ocak'ta vaadedilen Aydın vilayeti dahilindeki araziyi garanti etmeye hazır olduklarını'' bildirdi.
Zonguldak ve Havalisinde Milli Mücadele'ye Zarar Verici Faaliyetler
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1992, Cilt VIII, Sayı 23 · Sayfa: 331-356
Özet
İstanbul Hükümetleri, özellikle Damat Ferit Paşa Hükümeti Anadolu'daki, millî hareketin gelişmesini Önlemek İçin çeşitli yollan denemekten kaçınmamaktaydı. Nitekim Damat Ferit Paşa Hükümeti daha Sivas Kongresinden önce böyle bir mücadeleye girişmişti. Ferit Paşa Haziran 1919'da vali ve mutasarrıflara gönderdiği telgrafta millî ordu teşkilinin yasaklandığını bildirerek, buna uymayanlara pek insafsız davranılması gerekirse İstanbul Divan-ı örfi'ye gönderilmesini emretti. Ayrıca, Damat Ferit Paşa Hükümeti, her ne suretle olursa olsun Sivas Kongresinin toplanmasına engel olmak istemişti. Bunun için Ali Galip adında birisi Harput Valiliğine tayin edilerek Sivas Kongresini basmaya ve üyelerini tevkif etmeye memur edilmişti. Diğer taraftan Anadolu'da Mustafa Kemal Paşa Önderliğinde gelişen millî hareket sebebiyle, çaresizliğe düşen İstanbul Hükümeti, bazı şehzadeler başkanlığında taşraya "Heyet-i Nasihalar" göndermişti .