9 sonuç bulundu
Türkiye'nin Kültür Sorunları
Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 182 · Sayfa: 261-270 · DOI: 10.37879/belleten.1982.261
Özet
Tam Metin
Yaşadığımız dönem içinde Türkiye'nin kültür sorunlarını üç başlık altında toplayabiliriz: 1)Türk kültürünün kökenleri ve etkilendiği uygarlıklar, 2) Türk kültürünü bugün besleyen kaynaklar, 3)Türk kültürünün geleceği. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde büyük aşamalara ulaşan Türk kültürü Orta Asya, Eski Anadolu ve Akdeniz-Ege kökenli olup büyük ölçüde Iran, Arap ve Batı etkileri taşımaktadır. Türk kültürünün özünü bugün için bile Orta Asya'dan yaşayagelen değerler oluşturur. Türklerin dillerinden başka özellikle efsaneleri, töreleri ve âdetleri Orta Asya kökenlidir. Halıcılık, kilimcilik, çinicilik ve minyatürcülük gibi her türlü halk sanatını Türkler Orta Asya'dan birlikte getirmişlerdir.
Hattiler, Hititler ve Güneş Kursu
Belleten · 1977, Cilt 41, Sayı 162 · Sayfa: 419-421
Özet
Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay'ın başkentin Sıhhiye meydanında diktirmekte olduğu "güneş kursu" çeşitli yorumların yapılmasına yol açtı. Bu konuda birbirine ters düşen bazı demeçler ve bunların yanı sıra büsbütün ayrı anlam taşıyan eleştiriler konuya güncel bir nitelik kazandırdı. Tartışmalara bir uzmanın katılmasında ve soruna bir arkeolog ve tarihçi olarak yaklaşmasında yarar olduğu düşüncesindeyiz. Söz konusu anıt, Anadolu'da M.Ö. 2500 - 2000 arasında yaşamış olan Hatti krallarının egemenlik "alem"lerinden birinin büyütülmüş bir örneğidir. Anıta örneklik yapan bronz eserleri her Türk aydını okul tarih kitaplarından tanımaktadır. Onları Atatürk'ün başlattığı ilk Türk Tarih Kurumu kazılarından biri olan Alacahöyük'te Remzi Oğuz Arık ve Hamit Koşay gün ışığına çıkarmışlardır. Şimdi Ankara'daki "Anadolu Medeniyetleri Müzesi"nde yer almaktadırlar.
Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel
Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 309-312 · DOI: 10.37879/belleten.1975.154-309
Özet
Tam Metin
18 Ocak 1975 tarihinde aramızdan ayrılan Ordinaryüs Profesör Dr. Arif Müfid Mansel'in ölümü Türk ilmi yönünden olduğu gibi dünya arkeolojisi bakımından da büyük bir kayıptır. Arif Müfid Mansel uluslararası boyutlarda bir ilim adamı, örnek bir hoca, değerli bir müzeci, geniş kültürlü bir aydın ve müstesna niteliklere sahip mümtaz bir şahsiyet idi. Arif Müfid Mansel daha çocukken okul sıralarında mükemmel Fransızca ve Almanca öğrenmiş, Almanya'da 5 yıllık üniversite öğrenimi süresince Latince ve Yunancayı elde etmiş arkasından İngilizceyi de bildiği diller arasına katmıştı. Böylece Mansel işe koyulduğunda bir ilim adamı için gerekli olan araçların hepsine sahipti. Ayrıca mükemmel mesleki formasyonu, okumaya ve araştırmaya karşı duyduğu derin sevgi ve ilgi onun uluslararası değerde bir bilim adamı olmasını sağladı.
Prof. Celal Saraç: lonia Pozitif Bilimi Temel Kaynakları ve Etkileri. Ege Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü Yayınları No. 1. Bornova - İzmir, Ege Üniversitesi Matbaası 1971. 226 sayfa. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 129-132
Özet
Tam Metin
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Profesör Celal Saraç tarafından yazılan bu kitap, Türk gençliğinin önemle okuması gereken eserlerden biridir. Ege Üniversitesi bu değerli yayını ile Türk aydınlarına büyük bir hizmette bulunmaktadır. Milattan önce altıncı yüzyılı n başlarında, Batı Anadolu'da ve özellikle Miletos kentinde "Tabiat Filozofları" adı ile andığımız düşünürler o güne değin bilinmeyen bir görüş ve davranışla doğa olaylarının nedenini araştırmağa başlamışlar ve böylece bugünkü batı uygarlığının temellerini atmışlardır. O kentlerde o zaman oturanların önde gelenleri Helen'lerdi. Ancak bu uygarlığın doğusunda Ionia'lıların, Hitit, Lydia, Frygia, Karya ve Lykia gibi eski Anadolu Kültürlerinden de yararlandıklarını belirtmek gerektir. Nitekim devrin en büyük bilgini Thales'in babası Hexamyes bir Karya'lıdır. Helen'ler de bir çok alanlarda Anadolu uygarlıklarından aldıkları mühim etkileri hiç saklamamaktadırlar. Böylece Ionia çağı gerçekte bir Batı Anadolu uygarlığı idi. Güzel Ege kıyılarını n bu insanları, yeryüzünde ilk önce yağmuru, fırtınayı, gök gürlemesini, güneş tutulmasını, ve hastalıkları yanlış inançlardan ya da dinsel yargılardan sıyrılmış olarak akılcı bir tutumla, deneyler ve araştırmalar yaparak, bilimsel yönden anlamağa çalışmışlardır
İzmit Şehri ve Eski Eserleri Rehberi [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 133-134
Özet
Tam Metin
Belleten'in 143. sayıısında, İnsan Tümay imzalı bir yazıda, Dr. Nezih Fıratlı'nın "İzmit Şehri ve Eski Eserleri Rehberi" olumsuz bir tutumla eleştirilmektedir (Belleten 36, 1972, 403). Eleştiriyi okuduktan sonra, hakkında çok olumlu bir kanı taşıdığım "İzmit Rehberi"ni bir daha gözden geçirdim. Hemen şunu belirtmeliyim ki, bu ikinci okuyuştan sonra, kitabın bende bırakmış olduğu olumlu izlenim daha da güçlendi. Çünkü, yeniden gördüm ki, söz konusu olan yayın, Türkiye kentleri üzerine yazılmış olan rehberlerin en güzellerinden biridir. Rehber türündeki her yayın, birbirinden çok değişik konuları bir araya toplamasından dolayı büyük ölçüde bir derlemedir. Bu nedenle, yazarı, "başkalarından yararlanmıştır" diye kınamak doğru değildir. Hele bu yönde bir çok kimseden yardım gördüğünü ad vererek dile getiren bir yazarı suçlamak değil, alkışlamak gerekir. Kaldı ki, bu küçük rehberde başka yerde bulunmayan ve Dr. Fıratlı'nın uzun yıllar boyu yaptığı çalışmalara dayanarak ortaya koyduğu gözlemler vardır. Örneğin, Nymphaion, Agora, Kırkmeşe yeraltı mezarı, antik kuyu ve özellikle Müzede yer alan eserler üzerinde Dr. Fıratlı'nın verdiği bilginin önemli bir bölümü, başka hiç bir yerde mevcut değildir. Bu yönü ile söz konusu kitapçı k başarılı bir araştırmadır. Ayrıca, Dr. Fıratlı'nın İzmit Müzesinin kurulmasında da büyük hizmeti olmuştur. Bu nedenle, Dr. Nezih Fıratlı'yı övgü ile anmayı bir değerbilirlik gereği sayarım.