2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • Fatma Açık
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

BALKANLARDA ÖĞRETİCİLERİN GÖZÜNDEN TÜRKÇE ÖĞRETİMİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2019, Sayı 48 · Sayfa: 299-326 · DOI: 10.24155/tdk.2019.122
Ana dili, her toplum için önemlidir. Çünkü ana dili toplumların kültürünü, geçmişini içeren ve bireyin düşünce dünyasının şekillenmesini sağlayan temel unsurlardandır. Bu nedenle ana dili hâkimiyeti hem düşüncelerimizin şekillenmesinde hem de ait olduğumuz toplumla bütünleşmemizde etkili olmaktadır. Kimlik, kim olduğumuz ve hangi aileye, soya mensup olduğumuzu göstermesi bakımından önemli olduğu için kimliği oluşturan unsurlara karşı olumlu bir tutuma sahip olmak da önem kazanmaktadır. Bu unsurlarda biri, hatta en önemlisi ana dilidir. Ana dili farkındalığı ise, dilin kurallarına uygun şekilde kullanılmasının yanı sıra ana dilinin önemini bilip dilin yozlaşmasının ve unutulmasının önüne geçmek çabasında olmaktır. Tarih boyunca Balkan coğrafyasında farklı siyasi, dinî ve kültürel unsurların baskın olmasının etkisiyle farklı diller dolayısıyla farklı kimlikler ortaya çıkmıştır. Coğrafyadaki baskın unsurlar Balkan Türklerini de etkilemekte ve mensup oldukları kimlikten uzaklaşmalarına sebep olmaktadır. Bu uzaklaşmanın artması ile adı geçen coğrafyada Türklerin geçmişlerini, dillerini ve kültürlerini unutmaları; zamanla asimilasyonu doğuracaktır. Balkan Türkleri ile aramızdaki bağlar; ana dili, din, kültür ve örf-adet vb. unsurlardır. Bu unsurların devamı söz konusu coğrafyada varlığımızın devamı anlamına gelmektedir. Ancak Balkan coğrafyasında yaşayan ve azınlık durumunda olan Türklerin ana dillerinde eğitim alma, kültürlerini ve dinlerini yaşadıkları ülkede özgürce yaşama vb. konularda engellerle karşılaşmaları özellikle onların kimliklerinin oluşmasında önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu gerçekten yola çıkarak araştırmamızda Makedonya, Kosova ve Romanya'da Türkçe derslerine giren öğretmenlerden seçkisiz örneklemle gözlem ve görüşme tekniği kullanarak Türkçe öğretiminde karşılaştıkları sorunları tespit edilmeye çalışılmış ve sorunlara yönelik önerilerde bulunulmuştur.

YAŞ TÜRKİSTAN DERGİSİ’NDE DİL MESELELERİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2006, Sayı 22 · Sayfa: 23-38
Türkistan Türkçesi, 11. asırdan 20. asrın başlarına kadar tam dokuz yüzyıl boyunca kesintisiz olarak ve Arap harfleriyle kullanılagelmiştir. Fakat yarım asır içinde Türkistan'da birkaç defa alfabe değiştirilmiş ve yeni edebî diller icat edilmiştir. Alfabenin böyle bir uygulamaya maruz kalmasının sebebi nedir? Alfabe değişimlerinin siyasal ve sosyal hayata ne gibi etkileri olmuştur? sorularının cevabını bulmamız gerekir. ortaya çıkması yönünde gelişmiştir. Çarlık misyonerlerinin; her boyun kendi lehçesini canlandırması yönünde telkin ve teşviklerinin, sosyalistler tarafından resmileştirmesi sonucunda Türkistan Türkleri bugün kendi ana dillerindeki şive farklılıkları sebebiyle birbirleriyle anlaşamaz duruma itilmişlerdir. Bunun sonucunda ortak dil olarak Rusçayı kullanır hale gelmişlerdir. Diğer yandan eğitim, bilim hatta günlük konuşma dili dahi Rusça olmuştur. Buna ek olarak 1926-1940 arasında önce Arap harflerinden Latin harflerine, Latin'den Kiril'e geçilerek, alfabeler ve yazım kurallarında da farklılıklar yaratılmıştır. Bunun topluma yansıması iki farklı alanda olmuştur: Bir yandan yeni nesil Arap harfleriyle yüzyıllar boyunca oluşturdukları bilgi ve kültür birikimini okuyup anlayamaz hale gelmiş, diğer yandan ortaya konan yeni imla ve yazım kurallarının karışıklığı, insanları duygu ve düşüncelerini ifade edemez hale getirmiştir