3 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
Birinci Dünya Harbinde Hille İsyanları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 15-36
Özet
Bu makalemizde Birinci Dünya Harbi sırasında Irak'ın Hille şehrinde çıkan ve bu bölgeyi etkileyen isyanlar üzerinde durarak Osmanlı ve İngiliz politikalarına ışık tutmaya çalıştık. Irak, Osmanlı topraklarına 1534 yılında katılmış, Birinci Dünya Harbi' ne kadar Osmanlı yönetiminde kalmıştır. 19. yy. sonlarında Mezopotamya ve İran'da zengin petrol yataklarının tespiti İngiltere ve diğer sanayileşmiş ülkelerin iştahını kabartmıştır. 1913'te W.Churchill'ün görevlendirdiği bir heyet, hazırladığı bir raporda; "Mezopotamya ve İran'daki petrol ya¬taklarının İngiliz donanması için bir yakıt kaynağı olduğu" belirtiliyordu. İstanbul-Bağdat demir yolu projesiyle Osmanlı-Alman yakınlaşmasının artması da İngilizleri rahatsız etmiştir. İngiltere zaten Berlin Antlaşmasından sonra Osmanlı'ya karşı tavrını değiştirmiş, Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünü muhafaza değil, parçalanması halinde hangi stratejik bölgeyi ele geçireceğinin hesaplarını yapmaya başlamıştır, Kıbrıs'ın ve Mısır'ın işgali ile 1908'deki Reval mülakatı bunun açık delilleridir. Arapları Osmanlı Yönetimi aleyhine ayaklandırma faaliyetleri de bu politikanın devamıdır. İngiltere bu bölgeyi ele geçirme fırsatını Birinci Dünya Harbi sonunda yakalamış ve bunu da değerlendirmiştir. Hille İs- yanları'da İngiliz politika ve amaçlarına en iyi hizmet eden isyanlar dandır. Bu isyanlarla Osmanlı'nın bölgedeki nüfuzu azalırken, Osmanlı Ordusu yıpranmış, İngiliz kuvvetleri avantaj sağlamıştır. Osmanlı Ordusu bölgede zor duruma düşerken İngiltere petrol yataklarına sahip olarak amacına ulaşmıştır.
Kuva-yı Milliye'nin Askeri Açıdan Etüdü
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 980-1004
Özet
Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bu günlerde "Kuva-yı milliye", "kuva-yı milliye ruhu" terimleri daha çok anlam kazanmaktadır. Kuva-yı Milliye deyiminin sözlük anlamı "Milli Kuvvetler, Milli Güçler" veya başka bir ifade ile "Milis Kuvvetleri" demektir. Geniş kapsamlı özel bir tanım yapmak mümkündür. Bu durumda; "Kuva-yı Milliye, yurdumuzu parçalamak üzere harekete geçen İngiliz, Fransız, Yunan, İtalyan kuvvetlerine karşı açılan cephelerde çarpışmak üzere teşkilâtlanan bölge milis kuvvetleridir" *1 denilebilir. Hareketin özelliği sebebiyle, Milli mücadeleye katılan ve bu mücadeleye taraftar olan herkese de "Kuva-yı Milliyeci" denilmiştir.
Erzurum Kongresinin Yapıldığı Günlerde Manda ve Himaye Konusunda Komutanlar Arasında Yazışmalar ve Basında Tartışmalar
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1992, Cilt VIII, Sayı 23 · Sayfa: 397-408
Özet
Erzurum Kongresi gecikmeli olarak 23 Temmuz 1919 da açıldı. Erzurum - Trabzon kongresi niteliğinde görünen kongreye Erzurum'dan 24, Trabzon'dan 17, Sivas'tan 10, Bitlis'ten 3, Van'dan 2 delege katılmıştı. Elazığ, Diyarbakır ve Mardin'den seçilen delegelerin kongreye katılmasına Elazığ Valisi Ali Galip engel olmuştu. Kongre başkanlığına Mustafa Kemal seçilmişti ama bu duruma tepkiler ortaya çıktı ise de büyük bir sorun olmadı. Mustafa Kemal ve Rauf Bey'e itirazlar daha çok onların asker olmasından dolayı idi. Mustafa Kemal kongreyi bir konuşma ile açmış, ülkenin içinde bulunduğu sorunlara değinmişti. Dünya'daki genel duruma da değinen Mustafa Kemal özel durumla ilgili şunları söylüyordu: "Şurada acıklı bir gerçek olmak üzere arz edeyim ki ülkemizde çok yabancı parası dönüyor ve birçok propagandalar oluyor. Buradaki amaç pek açıktır ki millî hareketi başarısız yapmak; millî emelleri kötürümleştirmek, Yunan, Ermeni emellerini ve bazı önemli vatan parçalarını ele geçirmek amaçlarını kolaylaştırmaktır. Bununla beraber her çağda her ülkede ve her zaman meydana çıktığı gibi, bizde de yüreği ve sınırları güçsüz, anlayışsız insanlarla beraber vatansız, aynı zamanda rahatlık ve kişisel çıkarlarını vatan ve milletin zararında arayan alçaklar da vardır. Doğu işlerini yürütmede ve zayıf noktalan arayıp bulmakta pek usta olan düşmanlarımız ülkemizde bunu âdeta bir örgüt haline getirmişlerdir"