14 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Mücteba İlgürel
  • Osmanlı
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

PROF. DR. MÜBAHAT S. KÜTÜKOĞLU, Osmanlı Belgelerinin Dili (Diplomatik), İstanbul 1994 (Kubbealtı Akademisi Kültür ve San'at Vakfı yayını), XXXIII+605. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 224 · Sayfa: 242-244
Tam Metin
Osmanlı diplomatik ilmi (belge ilmi) nin âbide bir eseri yayınlanmış bulunuyor. Bu eser Osmanlı tarihi üzerinde araştırma yapanların belgeler üzerindeki müşküllerini çözecek ilk müracaat eseri mahiyetindedir. Şimdiye kadar dilimizde yapılmış mahdut sayıdaki yayın ihtiyaca cevap verebilecek hacim ve muhteviyâttan yoksun idi. Böyle derli-toplu, düzen, tertip ve metod bakımından mükemmel bir eser ile bu ihtiyaç karşılanmış oluyor. Bu eserin hazırlanmasında hiç şüphesiz Sayın Prof. Kütükoğlu'nun engin arşiv tecrübesinin önemli rolü olmuştur. Yıllar süren yorucu çalışmaların mahsulü olarak meydana gelmiş bulunan bu eser, giriş, sekiz bölüm ve sonuç olmak üzere planlanmıştır.

Mühimme Defteri 90, Hazırlayanlar: Nezihi Aykut, İdris Bostan, Feridun Emecen, Yusuf Halaçoğlu, Mehmet İpşirli, İsmet Miroğlu, Abdülkadir Özcan, İlhan Şahin. Redaksiyon ve Sadeleştirme: Mertol Tulum. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınlarından, İstanbul 1993, 440 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 225 · Sayfa: 497-498
Tam Metin
Osmanlı merkez teşkilatının en önemli kuruluşu olan Divan veya Divan-ı Hûmâyûn, siyasi, askeri ve mali işler hakkında karar verebilen, her türlü dava ve şikayetlerle meşgul olan devletin en üst dairesidir. Bu teşkilat Selçuklularda ve Anadolu beyliklerinde de bulunuyordu. Divanın gündeminde bulunan idari ve örfi işleri sadrıazam, arazi işlerini nişancı, şer'i ve hukuki işleri kazaskerler ve mali işleri defterdar görürdü. Divan-ı Hümayun Fatih Sultan Mehmed zamanında en mükemmel şekline kavuşmuştu. XVI. yüzyılda ihtiyaçlar üzerine bazı değişiklikler yapılarak klasik bir yapı kazanmıştı. Divan-ı Hümayun XVII. yüzyıldan itibaren devlet teşkilatındaki önemini yavaş yavaş yitirmeye başlamıştır. Bilhassa Köprülü Mehmed Paşa'nın sadaretinde Divân toplantıları ulufe tevziatı günleriyle elçi kabullerinde yapılmaya başlanmıştır. Bu da Köprülü'nün Divanda görüşülmesi gereken her türlü meseleyi bizzat inhisarına almış olmasından ileri geliyordu. Bu tarih Divan-ı Hümâyunun önemsiz hale gelmesinin başlangıcı olmuştur.

Japonya'da Türk Tarihi Üzerindeki Araştırmalar (16 Ağustos 1945 - 31 Ekim 1992)

Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 223 · Sayfa: 751-782
Tam Metin
Tokyo Yabancı Araştırmaları Üniversitesi Asya ve Afrika Dil ve Kültürleri Enstitüsü (Institute for the Study of Languages and Cultures of Asia and Africa, Tokyo University of Foreign Studies)'nün davetlisi olarak Misafir Profesör statüsünde 1 Temmuz - 31 Ekim 1992 tarihleri arasında Tokyo'da bulundum. Bu müddet zarfında Japonya'da Türk tarihi üzerinde yapılan çalışmaların bolluğu dikkatimi çekti. Bu yüzden Japonya'da gerek Orta Asya tarihi gerek Osmanlı öncesi ve Osmanlı tarihi hatta Cumhuriyet devri tarihi üzerindeki çalışmaların Türkiye ile Japonya arasındaki münasebetlerin gelişmesiyle artmakta oluşu memnuniyet vericidir.

Selânikî Mustafa Efendi, Tarih-i Selânikî (971-1003/1563-1595)*, LIV-432 (1003-1008/1595-1600)**, LXXXV-576 (Hazırlayan Prof. Dr. Mehmet İpşirli), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi yayınları No. 3371, İstanbul 1989. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 218 · Sayfa: 297-298
Arşiv belgeleri birinci elden kaynaklar olarak kabul edildiğine göre vekayinâmeleri de ikinci elden kaynaklar olarak kabul etmemiz yerinde olacaktır. Elimizdeki eser 1563-1600 (971-1008) yıllarına âittir. Bilindiği gibi bu devir arşiv belgelerinin nisbeten kıt olduğu bir devirdir. Bu yüzden eserin önemi bir kat daha artmaktadır. Geniş Osmanlı tarihinin vekayinâmelerinin peyderpey yayına hazırlanması sevindiricidir. Hele Selânikî Tarihi gibi, araştırılmasına büyük ihtiyaç duyulan bir devre âit eserin sağlam bir zemine oturtularak yayına hazırlanmış olmasında isabet vardır. Böylece Osmanlı Tarihinin uzun bir devri bu eserle ortaya konmuştur.