Öykünün İmkânsızlığı: Rasim Özdenören’in Öykümsüleri
Erdem · 2013, Sayı 65 (Küçürek Öykü Özel Sayısı) · Sayfa: 117-124Her çağ, kendine uygun yeni edebî türlerin oluşumuna zemin hazırlar. Modern çağın ardından yaşanan hız ve teknoloji çağı da tüketime dayalı bir yaşam algısının benimsenmesine yol açtığı gibi bireylerin tüketim aracılığıyla görünür olmalarına neden olur. Tüketime ilişkin yaşam algısının edebiyata yansıması sözcüklerin daha aza indirgenip öykülerin daha derinlere ve metaforik anlamlara gizlenmesiyle gerçekleşir. İşte bu tür, Batı edebiyatında "short short story" olarak ortaya çıkarken, Türk edebiyatında Ramazan Korkmaz tarafından "küçürek öykü" biçiminde adlandırılmıştır. Bu alanda özellikle Ferit Edgü, türün Türk edebiyatında önemli temsilcilerinden biridir. Ferit Edgü'nün yanı sıra öykü ile uğraşan çağdaş öykücüler de bu türde eserler vermeye başlamışlardır.
Türk edebiyatında Mavera dergisi etrafında toplanıp Maveracılar olarak bilinen edebî topluluğun önemli öykücülerinden Rasim Özdenören de bu türe yakın öyküler yazmıştır. Özdenören bu eserleri "öykümsü" olarak adlandırmıştır. Onun öykümsülerinde temel hareket noktası yaşamda imkânsız görünenler üzerinedir. Bu makalede Özdenören'in İmkânsız Öyküler adlı kitabındaki öykülerin izlekleri üzerinde durulacaktır.
Bahtiyar Vahapzade’de Dil ve Kimlik Bilinci
Erdem · 2010, Sayı 57 (Bahtiyar Vahapzade Özel Sayısı) · Sayfa: 115-121Dil ve kimlik insanın bireysel anlamda benliğini tamamlayan en önemli unsurlardır. Varlığını bağımsız anlamda devam ettirmek isteyen insan bu unsurlara sahip çıkmak zorundadır. Azerbaycanlı şair Bahtiyar Vahapzade bu durumun bilincindedir. Bu nedenle de şiirlerinde sıklıkla bireyin dil ve kimliğine göndermelerde bulunmuştur.
Bu çalışmada Vahapzade'nin şiirlerindeki dil ve kimlik bilinci ile ilgili dizeleri kendilik değerleri dizgesi göz önünde bulundurularak ele alınmıştır.