2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Muammer Gül
  • Anadolu
Yayın Yılı

Harezmli Türklerin Anadolu ve Yakındoğu’daki Rolleri ve Tesirleri

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 95-118
Tam Metin
Tarihin en önemli hâdiselerinden biri olan Moğol istilâsı ile Yakındoğu'nun ve Anadolu'nun siyasî, sosyo-kültürel ve etnik-kabilevî yapısında önemli bir değişim meydana gelmiştir. Bu istilâ genel olarak Yakındoğu ve Anadolu açısından bir yıkım getirmesine rağmen, Anadolu' nun güney, batı ve kuzey sınırlarındaki uç bölgelerde bir Türkleşme süreci başlatmıştır ki, bu durum Anadolu'da millî bir dönemin başlangıcı gibi müsbet bir tesir ortaya koymuştur. Bu durum Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi için de geçerli olmaktadır. Zira Moğol istilâsı ile birlikte Anadolu'ya gelen Ak-Koyunlu ve Kara-Koyunlu gibi büyük göçebe Türkmen zümreleri XIV. yüzyıldan itibaren bu bölgelerin Türkmeniye olarak adlandırılmasına sebep olacaklardır(1).

Güneydoğu ve Milli Bütünlüğümüzün Coğrafi-Tarihi Temelleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 193-203
Tarihi hadislerin izahında, Tarihi olaylar ile tabii olaylar arasındaki ilişki ve benzerliklerin daima dikkate alınması gerekir. İbn Haldun'un coğrafyaların insanlar üzerindeki tesirlerine dair görüşü bu ilkeye temel teşkil etmektedir. Toplumlar üzerinde tesir icra eden coğrafya, üzerinde bulunan Devletler üzerinde de benzer tesirler icra eder. Dolayısı İle her coğrafya bir takım umumi kanunlar ortaya koyar. Bütün zamanlar için geçerli olan bu kanunlar tabi oldukları coğrafyaların organik bir bütünlük arz etmelerinden kaynaklanmaktadır. Güneydoğu Anadolu bölgesi de tarihin ilk dönemlerinden beri coğrafi, siyasi, beşeri, ekonomik ve kültürel olarak Anadolu'nun tabii bir parçası olmuştur. Hititler ile Mısır, Bizans ile İslam, Osmanlı ile Memlukler arasındaki mücadelelerde ve en son işgallere karşı Milli Mücadele'nin bu bölgede başlaması ve ilk kazanılan cephe olması Güneydoğu Anadolu'nun, Anadolu'nun tabii bir parçası olduğunu göstermektedir. Kısaca Osmanlı miri rejimi ile Misak-ı Millinin bu coğrafi-tarihi temeller üzerinde Örtüşmesi başka türlü izah edilemez ve Güneydoğu Anadolu'nun milli bütünlüğümüz içindeki yeri belli coğrafi ve tarihi temellere dayanmaktadır.