3 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
Veliaht Abdülmecit’in Ankara’ya Davet Edilmesi Meselesi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 61 · Sayfa: 281-303
Özet
Mütareke döneminde hiçbir Osmanlı hanedanlık mensubu Kurtuluş Sa¬vaşı yanında yer almadığı gibi, vatansever bir davranış içinde de bulunma¬mıştır. Veliaht Abdülmecit, Mehmet Vahdettin ve Damat Ferit ile mücade¬lesi için Kemalist hareketi kullanmaya, Kemal Atatürk de Veliaht ile Da¬mat Ferit ve Padişah Vahdettin arasındaki bu gerginliklerden yararlanma¬ya çalışmıştır. Bu hareketiyle Kemal Atatürk, hem Osmanlı Sarayı içinde bir çatlak açmaya, hem de Anadolu halkı için manevî bir dayanak bulma¬ya çalışmıştır. Ancak Veliaht'ın kararsız ve güvenilmez hareketleri nede¬niyle bu gayretinden vazgeçmiş, Onun yerine Şeyh Sünusî'nin manevî misyonunu koymuş ve bu misyonu Hilâfet'İn kaldırılmasına kadar devam ettirmiştir. Kemal Atatürk ile Abdülmecit arasındaki bu gayri-resmî ilişki¬ler, zamanında kamuoyuna yansımış, başta İngilizler olmak üzere, İtilâf güçleri tarafından da dikkatle izlenmiştir.
Birinci TBMM’de Hilâfet ve Saltanat Meselesi Üzerine Bazı Notlar
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 1172-1190
Özet
Mondros Mütarekesi'nden sonraki koşullar, Türk Kurtuluş Savaşı'nı zorunlu kılmış ve bir siyasal oluşumu beraberinde getirmiştir, Bu oluşum, TBMM'nin kurulması ile İstanbul'a karşıt bir hükümet şeklini almıştır. Türk Kurtuluş Savaşı döneminde TBMM'nin Osmanlı yönetimine bakış açısı, esas olarak Hilâfet ve Saltanat kavram ve kurumlarına yaklaşımında kendini göstermiştir. Bu konular üzerindeki Meclis görüşmeleri, savaş sonrası gidişatı da açıklayıcı bir niteliktedir. Bütün bu gelişmeler, Osmanlı iktidarının tasfiyesi sürecine ve demokratik bir yönetimin kurulması çalışmalarına da açıklık kazandırmaktadır.
Halkevleri̇ni̇n Toplumsal Ve Kültürel İşlevleri̇
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 53 · Sayfa: 499-527
Özet
13 Eylül 1920 tarihli Halkçılık Programı, Türkiye'de anayasa düzeni ve sosyal siyasa açısından önemli bir metindir. Üstelik, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın toplumsal boyutuna ilişkin tarihsel bir belgedir. Halkçılık prensibi ise, Halkçılık Programı'nın açılımı, uzantısı ve Atatürk'ün toplumsal demokrasi düşüncesinin mihveridir. 1932'de kurulan Halkevleri, onları takiben 1940'ta kurulan Halkodaları Atatürkçü halkçılık düşüncesinin teoriden pratiğe konulduğu kurumlardır. Bu kurumlar ulusal kültür, sosyal dayanışma, ulusal bilinç ve benzeri alanlarda yaptıkları çalışmalarla ülkemizin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu kurumlar bünyesindeki faaliyetler sayesinde halkımızın uluslaşması alanında önemli mesafe alınmıştır. Atatürkçü halkçılık ilkesi de ulusal değerler arasında mümtaz yerini almıştır.