17 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
Milli Mücadele’de Yalvaç ve Şehit Olan Yalvaçlılar
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 74 · Sayfa: 235-252
Özet
Tam Metin
Bilindiği üzere Yalvaç, bir ilçe merkezi olmakla birlikte, siyasî, ekonomik ve stratejik bakımdan Anadolu'nun önemli yerleşim yerlerinden biridir. Bu araştırmada, Millî Mücadele'de Yalvaç'ın yeri, konuyla ilgili arşiv vesikaları ve diğer kaynaklar taranarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Saha araştırması denilen metodla bazı hatıralar, literatüre kazandırılırken, ilk kez Yalvaç Vefayata Mahsus Vukuat Defterleri de incelenerek Yalvaçlı şehitler ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkarılmıştır.
Çanakkale ve Diğer Cephelerde Şehit Olan Karapınarlılar
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 73 · Sayfa: 1-24
Özet
Tam Metin
Bilindiği üzere, Yakınçağ Türk ve Dünya tarihinde Çanakkale muharebelerinin önemli bir yeri vardır. Ancak bu savaşlarda şehit olan Türklerle ilgili yeterince araştırma yapılmamıştır. Bu araştırmada, Karapınar Vefayata Mahsus Vukuat Defterleri esas alınarak ve diğer kaynaklar da incelenerek Çanakkale ve diğer cephelerde şehit olan Karapınarlılar tespit edilmiş ve bu şehitler değişik açılardan değerlendirilmiştir.
Millî Mücadele’de Akşehir
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2008, Cilt XXIV, Sayı 71 · Sayfa: 299-318
Özet
Tam Metin
Bilindiği üzere Akşehir, bir ilçe merkezi olmakla birlikte, siyasî, ekonomik ve stratejik bakımdan Anadolu'nun önemli yerleşim yerlerinden biridir. Millî Mücadele yıllarında da burada çok yoğun hareketler yaşanmıştır. Özellikle Türk-Yunan savaşı sırasında Batı Cephesi'nin önemli merkezlerinden biri olan Akşehir üzerine yeterince araştırma yapıldığı söylenemez. Bu araştırmada, Millî Mücadele'de Akşehir'in yeri, konuyla ilgili arşiv vesikaları ve diğer kaynaklar taranarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Saha araştırması denilen metodla bazı hatıralar, literatüre kazandırılırken, ilk kez Akşehir Vefâyâta Mahsus Vukûat Defterleri de incelenerek Akşehirli şehitler ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkarılmıştır.
Çanakkale'de Şehit Olan Bodrumlular
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 62 · Sayfa: 453-478
Özet
Tam Metin
Bilindiği üzere, Yakınçağ Türk ve Dünya tarihinde Çanakkale muharebelerinin önemli bir yeri vardır. Ancak bu savaşlarda şehit olan Türklerle ilgili yeterince araştırma yapılmamıştır. Bu araştırmada, Bodrum Vefayata Mahsus Vukuat Defterleri esas alınarak ve diğer kaynaklar da incelenerek Çanakkale Muharebelerinde şehit olan Bodrumlular tespit edilmiş ve bu şehitler değişik açılardan değerlendirilmiştir.
Çanakkale'de Şehit Olan Burdurlular Ve Millî Sorumluluklarımız
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 1-18
Özet
Çanakkale Zaferi'nin 84. Yıldönümünü kutladığımız şu günlerde şüphesiz hepimizin gözü önünde Türk tarihinin altın sayfalarından biri canlanmaktadır. Akıl durduracak bir kahramanlık destanı olan Çanakkale Muharebeleri daha sayısını bile tam tesbit edemediğimiz şehitlerle birlikte 250 bin civarında Türk askerine mâl olmuş1 ; fakat, tarihî Türk ordusu da ezici ve üstün düşmanını zayıf gücü, ama erişilmez imanı ile yenerek kahramanlıkları serisine bir yenisini katmıştı.
Isparta Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 18 · Sayfa: 601-614
Özet
Yakın tarihimizde Millî Mücadele döneminin fevkalâde bir yeri vardır. Zira bu dönem, Türk milletinin, Türk devletinin istiklâlinin ve kaderinin tayin edildiği, büyük gailelerin yaşandığı yılları içine alır. Ancak günümüze kadar yapılan araştırmalarda, Millî Mücadele tarihinin bütün yönleriyle ele alınıp, İlmî olarak ortaya konduğu söylenemez. Özellikle Mustafa Kemal Paşa önderliğinde teşkilâtlanıp vücut bulan Türk istiklâl hareketinin başarıya ulaşmasında çok önemli hizmetleri görülen Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri bugün dahi tam tespit edilmiş değildir. Kaldı ki, bu cemiyetler Millî Mücadele azminin oluşması, Mustafa Kemal'in direktiflerinin halka intişarı, Kuvayı Milliye'nin teşkil ve ikmali ve kamuoyu oluşturulması gibi pek önemli hususlarda en büyük sorumluluğu yüklenmiştir. Durum böyle olunca, Millî Mücadele'nin tam ve doğru olarak anlaşılabilmesi için öncelikle Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin araştırılarak ortaya konulması zarureti çıkmaktadır. Bu çalışmamızda, Denizli'nin batısında kurulan cepheye fevkalâde yardımlarda bulunan, hatta millî davanın haklılığını mitinglerle ve protestonamelerle yurt içine ve yurt dışına duyurmak için pek büyük gayretler sarfeden İsparta Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nİ bütün yönleriyle ele alırken, şimdiye kadar ihmal edilmiş Millî Mücadele döneminin önemli kuruluşlarından olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin genel karakteri hususunda da bazı ipuçları ortaya çıkacaktır. Araştırmamıza konu olan cemiyeti incelerken ilk olarak kuruluş öncesi gelişmelere bakmamız gerekmektedir.
Milli Mücadele'de Denizli, Isparta, Burdur ve Çevresindeki Azınlıkların Tutum ve Davranışları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1989, Cilt V, Sayı 15 · Sayfa: 665-690
Özet
Bilindiği üzere, dünyada hiçbir millet hâkimiyetleri altındaki azınlıklara Türkler kadar müsamahakâr davranmamıştır. Tarihte bunun örnekleri çoktur. Fatih İstanbul'u feth ettikten sonra, buranın halkının din ve vicdanına müdahale etmediği gibi, ekonomik faaliyetlerinde de onları serbest bırakmıştı. Hatta, 1461'de Bursa'daki Ermeni Piskoposu Hovakim'i İstanbul'a davet ederek ona "Patrik" unvanını verdi, Ermeni toplumunun İstanbul'a yerleşmesini teşvik etti, refahları için çeşitli imkânlar tanıdı. Nitekim, Ermeni yazar O. Oscanyan 1857'de New York'ta yayınladığı The Sultan And His People adlı eserinde; Osmanlı Devleti'ndeki Ermeniler'in ekonomik refah ve huzur içinde yaşadıklarını, reayanın en nüfuzlu haline geldiklerini açıkça ifade ediyor . Sosyal hayatta olduğu kadar azınlıkların devlet çarkı içerisinde de yüksek seviyelere erişmesi engellenmiş değildi. Ermeni Noradonkiyan Efendi'nin Hariciye Nazırı olduğu bir vâkıadır. Babıâli'de Rumların nüfuzu hiç de küçümsenecek seviyede değildi. Buna rağmen, Türkiye'deki azınlıkların büyük bir kısmı, devletin en buhranlı günlerinde memleket dahilinde çeşitli fesat ocakları teşkil ederek, devlete karşı cephe almaktan geri durmamışlar. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Özellikle "Şark Meselesi' nin gündeme geldiği 19.yy. başından itibaren, devlet sürekli dış düşmanlarla savaş halinde iken, bir taraftan da azınlıklarla mücadele etmek zorunda kaldı. Türk tarihinin en buhranlı dönemini teşkil eden 1. Dünya Savaşı ve sonrası yıllarında azınlıkların devlete karşı tutumu, gizli dernekler kurmak veya düşmanla işbirliği yapmak hatta açıktan açığa silâhlı mücadeleye girişmek şeklinde ortaya çıktı. Türk milletinin var olma veya yok olma sınırına geldiği Millî Mücadele gibi fevkalâde bir dönemde azınlıkların bu tür davranışlarını -bazı istisnalar olmakla beraber- Anadolu'nun çoğu yerinde görmek mümkündür.