3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
  • Rifat Özdemir
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Harput ve Çemişgezek'te Askerî Ailelerin Sosyo-Ekonomik Yapısı (1890-1919)

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 739-836 · DOI: 10.37879/belleten.1995.739
Tam Metin
Tarih boyunca, dünya üzerinde yaşayan birçok milletin çeşitli devletler kurup yönettikleri bilinmektedir. Kurulan hemen hemen her devletin, egemenlik haklarını koruyup kollayan, toplum huzurunu sağlayan askerî kudretlerinin de olduğu bir gerçektir. Bazı toplumlarda bu askerî güç, imtiyazlı zümrelerden oluşurken, bazılarında ise toplumun her kesiminden oluşmaktaydı. Türk askerî tarihine bakıldığı zaman, genellikle ikinci şeklin uygulandığı dikkati çekmektedir.

Osmanlı Döneminde Antakya'nın Fizikî ve Demografik Yapısı 1709-1860

Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 221 · Sayfa: 119-158 · DOI: 10.37879/belleten.1994.119
Tam Metin
"Antakya" kelimesi'nin "örtü" veya "halı"yı ifade ettiği tahmin edilmektedir. Tarihi Antakya (Antakiya, Antıochıa) şehri, 35° 52 ve 37° 04 kuzey enlemleri ile 35° 40 ve 36° 35 doğu boylamları arasında, Asi nehrinin aşağı ucundaki münbit ovanın kenarında, denizden 440 m. yükseklikteki Habibü'n-Neccar Dağı'nın eteklerinde, Fırat havzasından Akdeniz'e, Akdeniz ve Suriye'den Anadolu'ya giden yolların kavşak noktasında kurulmuş, Türk-İslâm karakterleri bir yerleşim merkezidir. Şehir, muhtemelen M.Ö. 300 tarihlerinde I. Seleukus tarafından kurulmuş ve kısa sürede gelişerek hem Roma ve İskenderiye gibi kalabalık bir şehir, hem de önemli bir idare merkezi olmuştur.

Tokat'ta Ailenin Sosyo - Ekonomik Yapısı (1771-1810)

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 993-1052 · DOI: 10.37879/belleten.1990.993
Tam Metin
Çok genel bir ifade ile, bir kızla bir erkeğin baba ocağını terkederek yeni bir ev kurmaları olayını evlenme, evlenen karı-koca ve çocuklardan oluşan küçük topluluğu da aile olarak tanımlamak mümkündür. Bir topluluğun siyasi, sosyal, hukuki ve ahlaki yapısını anlayabilmek için, o toplumun küçük bir modeli olan aileye bakmak gerekir. Ailenin iyi tahlil edilmesiyle, o devlete ait birçok mesele rahatlıkla çözülmüş olacaktır. Ailede, çocuklar üzerinde babanın otoritesi ile, devlet yönetiminde, hükümdarın millet üzerindeki otoritesi birbirine benzerlik göstermektedir. Eski Türk anlayışına göre "Gök kubbesi devletin, çadır ise ailenin" birer örtüsü gibi kabul ediliyordu. Gök altında devlet, çadır kubbesi altında ise aile düzeni" yer alıyordu. Aile içinde "karı-koca" münasebeti ile devlette "kagan-hâtun" hukuku arasında pek fazla fark görülmüyordu. Bir ailenin fertleri arasında sosyal, siyasi, hukuki ve ahlaki denge varsa, o toplumlarda da sosyal, siyasi, hukuki ve ahlaki denge var demektir.