18 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
SÜHEYL Ü NEVBAHÂR’DA deg-, degür- FİİLLERİ ve +A degir / degmez SÖZ KALIBININ ANLAŞILMASI SORUNU
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 46 · Sayfa: 183-195
Özet
"Süheyl ü Nevbahâr" Türk dili ve edebiyatının önemli mesnevilerinden/metinlerinden biridir. Altı bin beyte yaklaşan hacimli bir eser olan bu mesnevi, zengin kelime deyim vb. dil malzemesi içerdiğinden araştırmacıların ilgi odağı olmuş bir metindir. Tarihî metinler dilin gelişimine ve dil içindeki değişimlere önemli derecede ışık tutar. Bu metinler dilin kelimelerine, deyimlerine, atasözlerine, söz kalıplarına tanıklık eder. Dilin tarihte bıraktığı ögelerin ve onların yerine kullanıma giren yeni ögelerin, yani dil içi gelişimin nasıl sürdüğünü tarihî metinler gösterir. Aynı şekilde tarihî ve edebî metinlerde dilin farklı dönemleri içerisinde kullanılmış olan ses ve şekil özelliklerini, hatta ağız özelliklerini tespit etmek mümkün olabilir. İşte bu makalede "Süheyl ü Nevbahâr" metni üzerinde yapmakta olduğumuz yeni okuma çalışmaları sürerken tespit ettiğimiz +A degir / degmez söz kalıbı üzerinde durulmaktadır. Bu söz kalıbı ile ilgili olarak ayrıca birbiriyle karıştırılmış ve yanlış anlam verilmiş olan deg-, degür- fiillerinin örnekleri üzerinde de durularak açıklamalar yapılmaktadır.
SÜHEYL Ü NEVBAHÂR ÜZERİNE DÜZELTMELER
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2018, Cilt 66, Sayı 1 · Sayfa: 5-62
Özet
Süheyl ü Nevbahâr üzerine yaptığımız yeni okuma çalışmaları ilerledikçe okunmasorunları ile ilgili düzeltme teklifleri yazmıştık. Bununla ilgili bildiri ve makalelerinkünyesi kaynaklarda gösterilmiştir. Çalışmanın sonuna yaklaştıkça tespit ettiğimizyeni okunma sorunları ile ilgili düzeltme teklifleri ortaya çıktı. İşte bu makaledeönceki okuma tekliflerinin devamı olarak yeni okuma teklifleri sunulmaktadır.Makalede Süheyl ü Nevbahâr'da kelime, tamlama ve birleşik yapılarınokunmasında, anlaşılmasında ortaya çıkmış olan birtakım sorunlar üzerindedurulmaktadır. Ayrıca Süheyl ü Nevbahâr'dan veya başka eserlerden konuya uygunörnekler sunularak kanıtlar sunulmaktadır.
Süheyl ü Nevbahâr Üzerine Düzeltmeler (2)
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 2 · Sayfa: 233-242
Özet
Her tarihî metnin elbette çok yönlü okuma güçlükleri vardır. İşte bu okumagüçlükleri nedeniyle tarihî metinler üzerine yapılan çalışmalarda birtakım okunmasorunları görülebilmektedir. Okunma sorunlarının en önemli sebebi metni anlamadanyapılan okumalardır. Oysaki metin okumak, metni anlamak ve değerlendirmek herşeyden önce ciddi bir bilimsel çalışmadır. Çünkü tarihi metin okuma işi hem geçmişihem de günümüzü doğru değerlendirmemize katkı sağlar. Bu okumalar üzerindengeliştirilecek yorumların gerçekçi ve ufuk açıcı olması için elbette öncelikleokumanın kendisinin doğru olması gerekir. Hiçbir konuda yanlış bilgi üzerinde bilimyapılamayacağı açıktır.İşte bu makalede Süheyl ü Nevbahâr'da kelime, tamlama ve birleşik yapılarınokunmasında, anlaşılmasında ortaya çıkmış olan birtakım sorunlar üzerindedurulmaktadır. Süheyl ü Nevbahar'dan konuya uygun örnekler sunulmakta vedüzeltmeler yapılmaktadır.
SÖZLÜ EDEBİYAT ÜRÜNÜ YAZMALARIN EDİSYON KRİTİK YÖNTEMİ İLE OKUNMASI: DEDE KORKUT ÖRNEĞİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 1 · Sayfa: 91-104
Özet
Kültür mirasımızın ilk elden kaynaklarından olan yazma eserlerin büyük kısmıyazarı belli olan, bir kısmı ise yazarı belli olmasa da telif veya başka kaynaklardanderlenerek yazıldığı anlaşılan eserlerdir. Yazma eserlerin önemli bir bölümü de sözlüedebiyattan gelen ve günün birinde yazıya geçirilmiş ve farklı zamanlarda kopyaedilerek çoğaltılmış eserlerdir. Sözlü geleneğe dayanan yazmalar kimi bir yazaraait olan kimi anonim özellik taşıyan eserlerdir. Telif yazma eserler ile sözlü kültüredayanan yazmaların farklı yönleri ve karakteristik özellikleri olacağını düşünmekyanlış olmasa gerek. İşte tam bu noktada söz konusu yazılı ve sözlü kültüre aityazmaların okunması ve metinlerinin tespitinde aynı yöntemlerle hareket edilmesibir sorun teşkil eder mi, şeklinde bir soru akla gelmektedir. Yani bilimsel metinokumalarında telif eserler için kullanılan edisyon kritik yönteminin sözlü geleneğedayanan yazmalar için de uygulanması uygun ve yeterli bir yöntem midir? İşte bumakalede edisyon kritik yönteminin bu konuda ne derece uygun ve yeterli olduğu /olabileceği tartışılmaktadır.
m, p, r, s ÜNSÜZLERİYLE YAPILAN PEKİŞTİRME VE KURALLARI ÜZERİNE
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2012, Cilt 60, Sayı 2 · Sayfa: 29-42
Özet
Türkçede pekiştirme yapmanın çeşitli yolları vardır. Pekiştirme yapma yollardan biri de m, "p, r, s" ünsüzleriyle sıfatlar üzerinde pekiştirme ön heceli yapılar kurmaktır. Söz konusu ünsüzlerden biriyle yapılan kapalı hece kelimenin başına getirilerek pekiştirme unsuru kurulmuş olur. Türkçe dil bilgisi kitapları konuyla ilgili olarak sadece pekiştirme hecesinin nasıl kurulduğunu söylemekle sınırlı kalmıştır. Söz konusu pekiştirme yapısının dört ünsüzle ilgili kuralları üzerine ise farklı çalışmalarda yorumlar yapılmış ve tartışılmıştır. Ancak bu yorum ve tartışmalar kesin bir sonuca ulaştırılamamıştır. Bu makalede pekiştirme hecesinin dört ünsüze göre durumu ve asıl pekiştirme hecesi ile alternatif pekiştirme hecesi çerçevesinde tartışılarak konu ayrıntılı olarak tartışılmakta neden ve sonuçlara ışık tutulmaktadır
SÖZLÜ EDEBİYAT ÜRÜNLERİNE AİT YAZMALARIN OKUNMA SORUNLARI VE DEDE KORKUT ÖRNEĞİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 2 · Sayfa: 63-96
Özet
Tarihî metinleri okumak bir bakıma arkeolojik kazı yapmaya benzer. Araştırmacının işi, metnin ait olduğu dönemle ilgili dilin bilinmezlerini satır aralarından anlayarak ve ayıklayarak çözmek, ortaya çıkarmaktır. Çünkü dil zamanın akışıyla birlikte kullandığı birtakım kelimeleri, deyimleri, söz kalıplarını geçmişte bırakıp bunların yerine yenilerini kullanarak yoluna devam eder. Böylece dilin eskiden kullandığı kelimeler, deyimler, söz kalıplarının bir kısmı yazılı metinlerde kalır. Artık biz dilin yeni şekillerini kullandığımız ve bildiğimiz için dilin tarihî dönemde kullandığı şekillerin bazıları bize yabancıdır. Geçen zaman dilin eski şekilleri ile aramızda perdeler çekmiş, duvarlar örmüştür. İşte dilin dönemleri arasında oluşan bu duvarların kalkması, perdelerin aralanması için belirli yöntemlerin kullanılması gerekir. Ancak yöntemlerin iyi belirlenmesi için de eldeki yazmaların hikâyesini, günümüze hangi şartlarda ulaştığını ve bu tür yazmalarda karşılaşılabilecek sorunların örneklerini bilmek gerekiyor. İşte bu makalede Dede Korkut'un Dresden nüshasından tespit edilmiş olan söz konusu örnekler sunulmaktadır
XV. Yüzyılda Yazılmış Üç Tıp Kitabı Üzerine
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1997, Cilt 45 · Sayfa: 385-395
Özet
Bu yazıda XV. yüzyılda, Eski Anadolu Türkçesi sahasında yazılmış bir tıp mecmuası tanıtılmış ve bu mecmuada yer alan üç önemli kitaptan söz edilmiştir.
Diyarbakır İl Halk Kütüphanesindeki Türkçe Yazma Eserler Üzerine Araştırmalar
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1996, Cilt 44 · Sayfa: 177-211
Özet
Türkiye Kütüphanelerindeki yazma eserlerin tamamının katalogları ne yazık ki henüz hazırlanmış değildir. Oysa bu katalogların hazırlanması tarihten gelen kültür zenginliğimizin ortaya çıkması ve bilinmesi, farklı bilim çevreleri tarafından değerlendirilmesi son derece önemlidir. Bu düşünceden yola çıkarak Türkiye'de yazma eserleri bakımından önemli bir yeri olan Diyarbakır İl Halk kütüphanesinin eski harfli basma ve yazma eserlerin korunduğu İhtisas Kütüphanesindeki Türkçe yazmaların tamamının katalogu ve bir kısmının tanıtımı hazırlanmıştır.