2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten
  • Sadettin Özçelik
  • DEDE KORKUT
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kitab-ı Dedem Korkut’ta Bir İbareyi Yeniden Okumak: Ḳadunum, Diregüm, Döllügüm

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2024, Sayı 77 · Sayfa: 135-152 · DOI: 10.32925/tday.2024.114
Arap harfli tarihî metinlerinde birçok okunma sorunu ile karşılaşmak mümkündür. Okunma sorunlarından biri metinde yanlış yazılmış olan kelimeler konusudur. Bu metinlerde yazım yanlışlıklarının yanı sıra yazım eksiklikleri ve yazım fazlalıkları gibi durumlar da söz konusu olabilir. Dede Korkut gibi sözlü edebiyat ürünü metinler, telif eserlere göre daha karmaşık yazım sorunları içerebilmektedir. Ayrıca okunmuş bir edebî metni yeniden okuyorsak önceki araştırmacıların metinde yapmış oldukları yanlış okuma ve aktarmalar da bir başka sorun olarak karşımıza çıkabilir. Yazılı metnin bağlamı, metni doğru anlamamızı ve sorunları fark edip çözmemizi sağlayan en önemli anahtardır. Ayrıca bağlamı anlamaya çalışmak ve bunda ısrar etmek, kelimeleri doğru okuyup doğru anlamamız konusunda bizi yönlendirir. Ancak bazen metin doğru okunduğu hâlde doğru anlaşılmadığından süren sorunlar da söz konusu olabilmektedir. Hangi yöntemi izlersek izleyelim yeni okuma teklifleri sunarken unutulmaması gereken nokta yeni teklifimizle ilgili olarak bize yöneltilebilecek soruları tahmin edip bu sorulara cevap hazırlamaktır. Çünkü sorulabilecek sorulara cevap verebilmek metnin sağlamasını yapmış olmak anlamına gelir. Bu makalede ele alınan konu, metinde yalnızca Dresden yazmasında geçen bir ibare ile ilgilidir. “Dirse Han Oğlu Boğaç Han Boyu”nda geçen bu ibare yeniden ele alınarak okunmakta ve anlamı üzerinde durulmaktadır. Söz konusu ibarede daha önce farklı şekillerde okunmuş ve anlaşılmış olan kelimeler bu makalede yeniden ele alınarak okuma teklifleri sunulmaktadır.

SÖZLÜ EDEBİYAT ÜRÜNLERİNE AİT YAZMALARIN OKUNMA SORUNLARI VE DEDE KORKUT ÖRNEĞİ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2011, Cilt 59, Sayı 2 · Sayfa: 63-96
Tarihî metinleri okumak bir bakıma arkeolojik kazı yapmaya benzer. Araştırmacının işi, metnin ait olduğu dönemle ilgili dilin bilinmezlerini satır aralarından anlayarak ve ayıklayarak çözmek, ortaya çıkarmaktır. Çünkü dil zamanın akışıyla birlikte kullandığı birtakım kelimeleri, deyimleri, söz kalıplarını geçmişte bırakıp bunların yerine yenilerini kullanarak yoluna devam eder. Böylece dilin eskiden kullandığı kelimeler, deyimler, söz kalıplarının bir kısmı yazılı metinlerde kalır. Artık biz dilin yeni şekillerini kullandığımız ve bildiğimiz için dilin tarihî dönemde kullandığı şekillerin bazıları bize yabancıdır. Geçen zaman dilin eski şekilleri ile aramızda perdeler çekmiş, duvarlar örmüştür. İşte dilin dönemleri arasında oluşan bu duvarların kalkması, perdelerin aralanması için belirli yöntemlerin kullanılması gerekir. Ancak yöntemlerin iyi belirlenmesi için de eldeki yazmaların hikâyesini, günümüze hangi şartlarda ulaştığını ve bu tür yazmalarda karşılaşılabilecek sorunların örneklerini bilmek gerekiyor. İşte bu makalede Dede Korkut'un Dresden nüshasından tespit edilmiş olan söz konusu örnekler sunulmaktadır