2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • Savaş Şahin
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Türkmen Türkçesinde Çekim Edatları ve Zarf-Fiil Ekleriyle Kurulan Yapılardaki Sınırlandırma İşlevleri

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 50 · Sayfa: 77-98 · DOI: 10.24155/tdk.2020.141
Türkiye Türkçesinde çekim edatlarının cümlede müstakil bir rol oynamadığı ve buna bağlı olarak tek başına cümlenin bir ögesi olamayacağı söylenir. Gramercilerin bir kısmı ise edat gruplarını cümle içerisinde isim, sıfat ve zarf olarak değerlendirir. Kimi gramerciler de çekim edatlarını cümle içerisinde özne, tümleç ve yüklem görevleriyle incelemişlerdir. Yalın durumda bulunan ya da hâl eklerinden birini alarak oluşan edatlı tümleçler cümleye sınırlandırma, zaman, ölçü, miktar, yaklaşıklık gibi çeşitli anlamlar katar, kimi zaman yüklemin anlamını zaman bakımından sınırlar. Bu çalışmada bu yapıların Türkmen Türkçesinde kullanılan sınırlandırma işlevi ele alınmıştır. Çekim edatlarının ve zarf-fiil eklerinin bir kısmı cümle içerisinde aynı zamanda sınırlandırma işlevine de sahiptir. Türkçede bu yapıların sınırlandırma işlevini ayrıntılı olarak inceleyen çalışmaların sayısı oldukça azdır. Türkmen Türkçesindeki sınırlandırma yapıları; zamanı başlangıç noktası bakımından sınırlandıranlar, zamanı bitiş noktası bakımından sınırlandıranlar, işaret ettiği unsurları vurgulayarak veya karşılaştırarak sınırlandıranlar, zarf-fiil ekleri ile kurulan sınırlandırma yapıları şeklinde dört ana başlıkta incelenmiştir. Sınırlandırma yapıları belirli dil yapıları ile yapılabilmektedir. Dört farklı şekilde kurulan sınırlandırma işlevli yapılar durum ekleri, zarf-fiil ekleri, çekim edatları yardımıyla yapılmaktadır. Türkmen Türkçesinde başlangıç noktasının durum ekleriyle, bitiş noktasını ise çekim edatlarıyla sınırlandırılmasıyla kurulan yapılar diğerlerine göre daha sık kullanılmaktadır. Başlangıç noktası çoğunlukla zarf-fiil ekleri ve çekim edatları ile sınırlandırılır. Çekim edatlarında ise yapıların +dAn durum eki zamanı başlangıç noktası bakımından sınırlandıran tek durum ekidir.

TÜRKMEN TÜRKÇESİNDE DUDAK BENZEŞMESİ (LABIAL SINGARMONIZM)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2019, Sayı 47 · Sayfa: 229-243
Türkçede dudak uyumunun Eski Türkçeden başlayarak pek sağlamolmadığı, Osmanlı Türkçesinin son dönemlerinde dudak uyumunun ortayaçıktığı görülmektedir. Türkçede yuvarlaklaşmaların çeşitli sebeplerivardır. Eski Türkçede /g/, /ġ/ seslerinin düşmesi, dudak ünsüzlerinin etkisi,benzeşmeler uyumun bozulma sebeplerinin başında gelir. Bazı kelimelerdekiyuvarlaklaşmanın sebebi ise anlaşılamamaktadır. Türkçedeyuvarlaklaşmalar yazı dilinde gösterilmez, fakat konuşma dilinde yuvarlaklaşmalararastlanır. Eski Anadolu Türkçesi, Osmanlı Türkçesi ile birlikteAnadolu ağızlarında; Oğuz, Kıpçak, Karluk, Kuzeydoğu grubu lehçelerininbazılarında yuvarlaklaşma, konuşma dilinde belirgin olarak görülmektedir.Türkmen Türkçesinde standart yazı dilinde yuvarlak ünlülerbelirli hecelerden sonra yazı dilinde gösterilmemesine rağmen, konuşmadilinde yuvarlaklaşmaların olduğu görülmektedir. Bu yuvarlaklaşmalarda bazı Türkmen ağızlarında görülmektedir. Türkmen Türkçesinde ikinciheceden sonra yuvarlak ünlü bulunmaması dudak uyumunun bozulmasınasebep olmuştur. Standart yazı diline gelecek olursak Türkmen Türkçesindedudak uyumuna uyan kırka yakın ek vardır. Türkmen Türkçesindeyazı dilinde gösterilmeyen yuvarlaklaşmalar yalnızca konuşma dilindegörülmektedir. Türkmen Türkçesindeki yuvarlaklaşmalar sözcükteki ünlülerinkalınlık veya inceliğine, geniş veya darlığına, uzunluğuna veya kısalığına,sözcüğün hecelerinin açık veya kapalı olmasına, hece sayısınasözcüğe gelen eklere, konuşurun konuştuğu diyalektin ses özelliklerinegöre farklılıklar gösterebilmektedir. Türkmen Türkçesinde görülen uzunluklardar-yuvarlak ünlülerde dudak uyumunu değiştirmez. İkinci hecedekidar ünlü, imlada düz ünlü harfle yazılır ama yuvarlak ünlüyle söylenir.Bu çalışmada Türkmen Türkçesinin konuşma dilinde görülen yuvarlaklaşmalarele alınmaya çalışılmıştır. Türkmen Türkçesini öğrenmeye ya dakonuşmaya çalışanların zorlandıkları bir mesele olduğu için bu konununayrıntılı olarak incelenilmesi düşünülmüştür.