5 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
Türkiye Cumhuriyeti'ne Yönelik Bozguncu Hareketler Ve Tehditler
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 38 · Sayfa: 381-396
Özet
Türkiye Cumhuriyeti devleti binlerce yıldan beri devam etmiş bir devletleşme sürecinin, olgusunun sonuncu halkasıdır. Bu halitaya yönelik tehditlerin, hareketlerin neler olduğunu, güçlerini, kullandıkları araçları belirlemeden önce hedeflerinin neden ibaret bulunduğunu tayin etmek gerekir. Bunları isabetle belirleyebilmek için ise Türkiye Cumhuriyeti devletinin yapı unsurlarım ve temel özelliklerini tayin etmeli ve tehditçilerin bunlardan hangilerini ortadan kaldırmak amacında olduklarını belirtmelidir.
Atatürk ve Çağdaşlaşmada İnsan Prototipi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 26 · Sayfa: 281-288
Özet
"Çağdaşlaşmak", kavramın anlamı itibariyle yeni bir sözcük değildir. 19. yüzyılın ikinci yarısından ve özellikle 1908 Meşrutiyetinden itibaren bu kavramı ifade amacı ile "asrîleşmek" sözcüğü kullanılmıştır. Sonradan bu sözcük bir kısım zümrelerde Türk, İslâm örf ve âdetlerinden, kültüründen kopmuş, yabancı (gavur) taklitçiliği yapmış bulunmayı çağrıştıran ek bir anlam ifade etmeye başlamış ve bazı sosyal grupları belirlemek amacıyla ve çok kere istihza maksadıyla kullanılmıştır; bundan sonra da batılı toplum biçimine uygun tarzda başka bir medeniyet dünyasına yollama yapmak amacıyla "medenîleşmek" terimi kullanılmaya başlanmıştır. Atatürk'ün "Muasır medeniyet seviyesi" olarak ifade ettiği hedef medenî batı toplumları düzeyidir. Günümüzde, yukarda belirlediğimiz kavramla yani çağdaşlaşma ile çok sıkı bir İlişki içinde söz konusu edilen bilimsel kavram ise, "sivil toplum" (La société civile-civil society) dur. Sivil toplum, hemen açıklayalım ki, askerî toplum teriminin karşılığı değildir. Fransızca ve İngilizce karşılığındaki "civil" kelimesi şehirleşmiş toplum, medenî toplum anlamındadır. Bilindiği gibi medenî kelimesi medine yani şehir kelimesinden gelmektedir. "Türk Medenî Kanunu" ibaresinde geçen medenî kelimesinde olduğu gibi; zira şehirleşmek ile medenîleşmek arasında çok sıkı bir ilgi vardır.
Atatürk Liderliğinin Sosyopsikolojik Analizi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1991, Cilt VIII, Sayı 22 · Sayfa: 15-32
Özet
Atatürk'ün hayat hikayesine, özellikle tarihi yönden değinen Türkçe'de ve yabancı dillerde oldukça kabarık sayıda kitap, makale ve araştırma yayınlanmıştır. Bunlar arasında, milletler arası edebiyat alanında ün yapmış olanları da vardır. Biz, bu denememizde bir hayat hikayesini nakletmenin ötesinde Atatürk'ün liderliğini sosyopsikolojik bir olay sıfatıyla analize tâbi tutmayı, sosyoloji ve sosyal psikoloji, patolojinin verileri karşısında adeta bir olay (case) sıfatıyla Atatürk'ün liderliğini, bilimsel ölçülere göre belirlemeyi, olayın böylece teori ve verilere göre analizini yapmayı arzuluyoruz. Böyle bir analizin, duygusal etkiler dışına çıkarak tam objektif ve bilimsel bir tutum içinde yapılması iki yönden güçlük arz etmektedir: Bir kere böyle bir analizin yapılabilmesi, liderlik olgusuna nispetle sosyoloji, sosyal psikoloji, patoloji, tıp, tarih bilimlerine aynı derecede vukufu gerektirdiğinden disiplinler arası bir işbirliğini zorunlu kılmaktadır. İkinci olarak Atatürk liderliği olayının, özellikle bizim neslimize mensup bilim adamları tarafından tam bir objektiflik içinde incelenip belirlenmesi de ayrıca pek güçtür. Zira Atatürk'ün dönemini yetişkin gençler olarak İdrak etmiş ve ona meftun olmuş bir nesil, Atatürk liderliğine karşı sübjektif bağlılık duygulan dışına çıkarak tam objektif olamaz.
Toplumsal Değişme ve Atatürk İnkılapları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VII, Sayı 19 · Sayfa: 21-28
Özet
Dünyada başka hiçbir devlet kurucusu, büyüğü, kurtarıcısı ölümünden elli küsur yıl geçtikten sonra devlet katında milleti tarafından böyle her yıl anılmamıştır. Bu yüce duyguya sadece peygamberler konu olmuşlardır. Devrim gençliği, bizzat devrimlerin gerçekleşmesinde rol almış veya devrimin sıcaklığı, problemleri, sıkıntılarının henüz devam etmekte bulunduğu dönemlerde yaşamış gençlerden oluşur. Adı geçenler devrimin heyecanını bir süre korurlar; sonra duygular normalleşir. Bu sosyo-psikolojik gerçek karşısında yapılacak şey, bugünün gençlerine yeni ve canlı sloganlar marifetiyle yenileştirilmiş hedefler göstermek olmalıdır. Heyecan ve duyguların sürekliliği ancak bu yolla sağlanabilir.
Atatürk's Reforms and Theories of Social Change
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1989, Cilt V, Sayı 15 · Sayfa: 523-538
Özet
The main subject of our study is to evaluate the reforms of Atatürk in terms of the data on the important concepts that Social Science defines as "social change, culture change". For this purpose, we would like to answer the following questions and similar ones: are the reforms of Atatürk within the category of "social changes" or "cultural changes" defined by social science? What processes of social change are in question in Atatürk's reforms? In terms of the data of the famous Marxist theory on social change, how can revolutions dependent on Atatürk's principles be considered as social change? If we treat these revolutions as social change, do the resistances that show themselves in every social change continue to exist today? In terms of acceptance or rejection of the proposals for change, the principles determined by social science, what view do the data reflect in terms of Atatürk's reforms? In the face of the fact that some social reform-oriented change proposals are still not fully included in all sections of Turkish society, is it possible to consider them as innovation proposals that the society rejects?