2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
  • Tülay Ali̇m Baran
  • Osmanlı İmparatorluğu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Mütareke Döneminde İtilaf Devletlerinin Hapishaneler Üzerindeki Denetimi

Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 263 · Sayfa: 155-174
Tam Metin
Mondros Mütarekesi'nin imzalanması Osmanlı İmparatorluğu açısından bir dönemin kapandığına işaret eder. Bu dönem; içeride çok uzun zamandan beri varlığını devam ettiren İttihat ve Terakki Partisi'nin aktif Türk siyasetinden uzaklaşması, mütareke hükümlerinin keyfi uygulaması sonucunda ortaya çıkan belirsizlik, karışıklık, işgaller ve bütün bunlara karşılık Mustafa Kemal'in önderliğinde bağımsızlık ve egemenlik savaşının başlaması gibi birden çok gelişmeye tanıklık etmiştir. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından başlayan İstanbul'un fiili işgali, Osmanlı Hükümeti'ni birçok açıdan karışıklığa sürüklemiştir. Başlangıçta bütün işgallerin geçici olduğu düşüncesi ile hareket eden ve bunu bu şekilde aktaran yönetim, bir süre sonra her açıdan kontrol altına alındığını görmeye başlayacaktır. Bu makale içerisinde incelemeye çalışacağımız hapishaneler üzerinde İtilaf Devletleri'nin oluşturduğu kontrol, Mondros Mütarekesi'nin dördüncü maddesinde yer alan harp esirlerinin teslim edilmesine ilişkin maddeden yola çıkılarak gerçekleştirilmiş, ancak aşağıda örneklerini vereceğimiz üzere, bu söz konusu maddenin kapsamından hızla uzaklaşılan bir anlayışla uygulamaya konulmuştur. Çünkü hapishanelerde sadece mütarekenin dördüncü maddesi kapsamına giren kişilerin olup olmadığı araştırılmamış, Osmanlı vatandaşları, yeni kurulan devletlerin vatandaşları, Yunan uyruğundan olanlar ya da oldukları iddiasında bulunanlar çıkarılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla işgal, bir boyutu ile hapishaneler üzerindeki kontrol ve müdahale kapsamında da yaşanmıştır.

Mondros Mütarekesi Gereğince Osmanlı İmparatorluğu'ndan Ayrılan Alman ve Avusturya Vatandaşlarının Durumu

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 139-152
Tam Metin
Osmanlı İmparatorluğu'nun 30 Ekim 1918'de imzaladığı Mondros Mütarekesi, bir devletin sona erişine işaret ettiği gibi Mütareke hükümlerinin uygulanmaya başlaması ile birlikte bir başka devletin doğuşuna yol açacak ulusal uyanışa da başlangıç olacaktır. Mütarekenin bir işgal politikası ile birlikte başlayan uygulaması uzun bir süreç içerisinde tersine çevrilecek ve başlangıçta tasarlanan hiç bir şey yeni ve bağımsız bir devletin kurulma kararlılığı karşısında gerçekleşme şansını elde edemeyecektir. Mondros Mütarekesi sonrası dönem, askeri açıdan İtilaf Devletleri'nin politikalarına bir karşı duruşu getirmiş olmakla beraber, üzerinde çok fazla durulmayan ancak bir dönem için oldukça önemli olan dış siyaset ilkelerini de zorunlu olarak değiştirmiştir.