17 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • TUNCER BAYKARA
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

SETTAR CABBAR, Kurtuluş Yolunda. Yayınlayanlar: A. Sumru Özsoy, Claus Schönig, Esra Karabacak. İstanbul 2000. Orient-Institut der DMG, İstanbul, 335 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2004, Cilt 68, Sayı 252 · Sayfa: 577-580
Türkistan sahasındaki insanların geçmişi, uzun bir zaman kendi iç gelişmeleriyle devam etmiş, XIX. yüzyıl ortalarından itibaren Rusya Çarlığının etkisine girmiştir. Dünyayı kendi aralarında, çeşitli adlar altında paylaşan Avrupa devletleri, Türkistan sahasında Rusya'nın etkili olmasına ses etmemişlerdir. Ruslar, öteki Avrupalılar gibi kimi zaman medeniyet=civilization adına bu sahalara el koymuşlardır. Türkistan, XIX. yüzyıl sonlarında siyasi bakımdan birliğini kaybetse de, bir kavram olarak etkinliğini korumuştur. Hatta bu etkinlik, 1924'lere kadar devam etmiştir. Bu senede, Türkistan buraya hakim olan Sovyet idaresi devrinde kaldırılmış, boyları=kabileleri esas alan bir siyasi teşkilatlanma getirilmiştir. Böylece Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan terimleri zaman içinde ortaya çıkmış ve çıkacaklardır. Buna karşılık tarihi kökleri olan Hive veya Harezm Halk Cumhuriyeti gibi kavramlar yaşatılmamıştır.

Türklerde Şenlikler, Kutlamalar, Toylar ve Eğlenceler

Erdem · 2000, Sayı 36 · Sayfa: 867-898
Türk kültürü, Türk hayatının kendisi demek olduğundan, bu hayatın bir değişik yönü eskiden beri dikkatimi çekerdi, İnsan, her zaman iş, yapmaz, her zamanda uyumaz. İnsanın hemen her günkü, belirli bir zamanı dinlenme veya eğlence ile geçerdi. Bu dinlenmenin önemli bir kısmı şenlik= eğlence demektir. Günlük hayatındaki bir dinlenme ve eğlence dolayısıyla, insan hayatının önemli bir kısmı, hem bedenen hem de ruhen dinlenmesini sağlamakla geçer. Türk hayatıyla yakın ilgisine rağmen, bu konu nedense Türk Kültürü ile ilgili eserlerde yeterince değerlendirilmemiş, üzerinde pek durulmamıştır.

Batı Anadolu'da Bir Peçenek Beği: Kızıl Beğ

Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 235 · Sayfa: 735-746
Tam Metin
Doğduğum Karağaç Ovası topraklarından 1333 yılının Haziran ayında geçen ünlü seyyah İbn Battuta'nın, bu yörenin kuzeyindeki toprakların sahibi olan Germiyanlılar hakkında kullandığı ağır ve sert sözlerin, şimdiye kadar uygun bir izahı yapılamamıştı. Gerçi ilk bakışta bu sözlerin Hamid-oğulları ile Germiyan-oğulları arasındaki mücadelenin bir yankısı olduğu görülüyor. İbn Battuta'nın belki de yörede o sırada faaliyet gösteren yol kesici bir haydut çetesinden dolayı "yol kesici, haydut" gibi ağır sözleri söylediği de akla gelebilir. Bu arada Germiyanlılarla ilişkili sözlerinin, geldiği Hamidoğulları diyarının mı, yoksa ulaştığı Denizli halkının bir düşüncesi mi olduğu açıkça belli değilse de, Hamid diyarının düşüncesini yansıtmış olması daha muhtemeldir.

ELENA FRANGAKIS-SYRETT, The Commerce Of Smyrna in the Eighteenth Century (1700-1820), Akhens 1992, (Centre for Studies Asia Minor Studies) XIX+375 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 230 · Sayfa: 161-164
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin özellikle XVII. yüzyıldan sonraki en önemli dış ticaret limanlarından birisi olan İzmir Şehri, son yıllarda önemli bir araştırma mevzuu olmuştur. D. Goffman'dan sonra, Elena Frangakis-Syrett Hanımefendi de, şehrin XVIII. yüzyıldaki ticaret hayatını incelemiş ve yayınlamıştır.

Ulucami. Selçuklu Şehrinde İskânı Belirleyen Bir Kaynak Olarak

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 33-58
Tam Metin
Bizans İmparatorluğu, Roma'nın mirasçısı olarak ortaya çıkmış, fakat daha sonra ülkenin doğu kanadı ile yetinmek zorunda kalmıştı. Bu arada Sasani İranı ile başlayan büyük mücadelede de epeyce hırpalanmış idi. Bu mücadele yıllarında güneyde gelişen İslamiyetin doğurduğu İslam Devleti, VII. yy. ortalarından itibaren Bizans topraklarına doğru da harekete geçmiş, önemli başarılar sağlamıştı. İslam ordularının ve donanmasının İstanbul'a yönelerek şehri birkaç kere kuşatmalarına rağmen, bu şehri alamamışlardı. Bununla birlikte sonraki yüzyıllarda da İslam orduları, hemen her yaz Çukurova veya Malatya'daki hareket noktalarından İstanbul veya Anadolu içlerine akınlara devam etmişlerdir.

Selçuklular Devrinde İgdişlik ve Kurumu

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 229 · Sayfa: 681-694
Tam Metin
Selçuklu tarihiyle biraz meşgul olanlar, "iğdiş"ler hakkında muhakkak birşeyler okumuştur. Bilinenlerin bir kısmı, kaynaklardaki müphem bilgilerden, önemli bir kısmı da sözlüklerden veya bazı araştırıcı ve meraklıların konu ile yazdıklarından gelir. "İğdiş"in Türkiye Türkçesi'nde halen de kullanılan bir anlamı, ayrıca bizleri etkiler.