15 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
- Veli SEVİN 1
- VELİ SEVİN 1
Anahtar Kelimeler
- Kazı 3
- Van 3
- Ancient history 2
- Eski Van Şehri 2
- History 2
- Karagündüz 2
- Urartian Gardens 2
- Urartians 2
- Van Kalesi 2
- 1990 Yılı 1
Hakkari Stelleri: Doğu Anadolu'da Savaşçı Çobanlar İlk Not
Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 501-518 · DOI: 10.37879/belleten.2001.501
Özet
Tam Metin
1998 yılında Hakkari kent merkezinde tesadüfen 13 taş stel ele geçirildi. Üzerlerinde daima cepheden bir insan yüzü ve bedeninin üst kısmı gösterilmiştir. Çıplak olarak betimlenen bu figürlerden 11'inde erkeklik organı bir suspansuvar altına gizlenmiştir. Diğer iki stelin ise kadınlara ait olması olasıdır. Yanlarında balta, mızrak, topuz gibi silahlar, belde kemer ve daima bir hançer vardır. Ayrıca steller üzerinde bozkır türü çadırlar, leopar avı ve yaban keçilerine saldıran leoparlar ve kimi küçük erkek ve bir kadın figürü de resmedilmiştir. Doğu Anadolu'ya yabancı olan bu taşlar Avrasya bozkır kültürünün bir parçasıdır. Silah tiplerine dayanılarak M.Ö. II. binyılın ortaları ile sonları arasında bir yere tarihlenmeleri mümkündür.
Urartian Gardens
Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 407-414
Özet
Tam Metin
Urartians placed great importance on the establishment of vineyards and gardens. Gardens could be dedicated to kings, nobility, royal consorts or their daughters and gods. Prominence was assigned to the cultivation of fruits and vegetables in their gardens, which were situated in proximity to channels of water. Nonetheless, their overall area was on a fairly small scale. Within the gardens, pavilions were erected upon posts with stone bases. During the hot, summer months, they took on the appearance of arbors. Arbored gardens of this type lay on the south slopes below the citadels of Çavuştepe and Aşağı Anzaf. The Urartians not only dedicated vineyards to the gods, they also offered animal sacrifices to the god Haldi at ritual ceremonies held in vineyards bearing their own names. For this reason, just as in the Near East, their gardens bore a religious significance. This concept of the garden differs both from the early examples of the Assyrian Empire, which were designed for practical purposes only, and those of the Sargonid period, which were showy and served as pleasure haunts.
Urartu Bahçeleri
Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 395-406 · DOI: 10.37879/belleten.2000.395
Özet
Tam Metin
Eskiçağ'da gerek Doğu ve gerekse Batı dünyasında bağ bahçe sahibi olmak bir gurur kaynağı ve bir ayrıcalık göstergesiydi. Bu yüzden krallar, beyler, soylular ve tapınaklar büyük gayretler göstererek çeşitli bağ, bahçe ve koruluklar kurmaya özen gösterirler, ozanlar onlardan övgüyle söz ederlerdi. Tevrat'ta (Vaiz 2:4-6; Wiseman 1983: 143) Süleyman'ın Kudüs'teki üzüm bağları, meyve bahçeleri ve parkları anlatılıyor, Homeros'ta ise Phaiak kralı Alkinoos'un bahçesi (Odysseia VII 111 vd.) ve bağı (VII 137 vd.) uzun uzun betimleniyordu.
Van-Karagündüz Höyüğü Kazıları (1997 Yılı Çalışmaları)
Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 238 · Sayfa: 847-868
Özet
Tam Metin
Van Gölü'nün doğu, batı ve kuzey kıyısındaki bereketli kıyı ovalarının prehistorik dönemlerden beri yerleşmelere sahne olduğu bilinmektedir. Sayıları çok olmamakla birlikte, Van Ovası'nda Tilkitepe, Van Kalesi Höyüğü; Hoşap Çayı Vadisi'nde Dilkaya, İremir; kuzeye doğru, Adır Adası karşısındaki Adır Höyüğü; Muradiye Ovası'nda Ovapınar, Erciş Ovası'nda Çelebibağ ve son olarak da batı kıyıdaki Adilcevaz-Kümbethöyük höyükleri bölgenin tabakalaşma veren belli başlı yerleşme yerleri arasındadır. Havzadaki bereketli ovalardan biri de Erçek Gölü'nün doğusunda uzanan, içinden Memedik Çayı'nın aktığı Erçek Düzü'dür. Bunun kuzeybatı ve güneybatı köşelerinde Karagündüz ve Hino (Baklatepe), doğu ucunda da, Özalp ilçe merkezi yakınlarındaki Aşağı Mollahasan yörenin prehistorik geçmişine tanıklık eden en dikkat çekici yerleşme yerleridir.
Van/Karagündüz Erken Demir Çağı Nekropolü
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 1-20
Özet
Tam Metin
Van Gölü havzasındaki arkeolojik kazıların XIX. yüzyılın ortalarına değin uzanan köklü bir geçmişi olmasına ve son 30 yıldır yapılan birçok arkeolojik çalışmaya karşın Urartu Krallığı öncesi dönem hakkında bildiklerimiz hâlâ oldukça sınırlıdır. Assur kral yıllıkları, İ.Ö. XIII. yüzyıldan beri bu yörede Ur(u)atri ve Nairi adlarıyla bir takım halkların yaşadığından ve çok sayıda kral ve krallığın varlığından söz etmekle birlikte, bugüne değin bunlarla ilişkiye sokulabilecek yeterli sayıda arkeolojik kalıntıya rastlanabilmiş değildir.
Van Kalesi ve Eski Van Şehri Kazıları 1990 Yılı Çalışmaları
Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 220 · Sayfa: 843-862
Özet
Tam Metin
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi "Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Araştırma Merkezi" adına 25.6.1990-14.8.1990 tarihleri arasında sürdürülen kazı çalışmalarına, ikinci başkan olarak Prof. Dr. Veli Sevin, Ar. Gör. (M.A.) Kemalettin Köroğlu, Ar.Gör. (M.A.) Hakan Sivas, doktorant-desinatör (M.A.) Aynur Özfırat, Fakültemiz öğrencilerinden Sema Sandalcı, Şevket Dönmez, Murat Sabuncu, Yıldıray Yılmaz, Bahar Memiş, Zerrin Özcanlı, Sedef Çokay; Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü'nden stajyer antropolog olarak Çiğdem Özkan ve Dilek Özbağ katılmış; Bakanlık Temsilciliği görevini ise Malatya Müzesi Araştırmacısı Adil Özme yapmıştır.
Van Kalesi ve Eski Van Şehri Kazıları 1990 Yılı Çalışmaları
Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 217 · Sayfa: 1081-1100
Özet
Tam Metin
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi "Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Araştırma Merkezi" adına 25.6.1990-14.8.1990 tarihleri arasında sürdürülen kazı çalışmalarına, ikinci başkan olarak Prof. Dr. Veli Sevin, Ar. Gör. (M.A.) Kemalettin Köroğlu, Ar.Gör. (M.A.) Hakan Sivas, doktorant-desinatör (M.A.) Aynur Özfırat, Fakültemiz öğrencilerinden Sema Sandalcı , Şevket Dönmez, Murat Sabuncu, Yıldıray Yılmaz, Bahar Memiş, Zerrin Özcanlı, Sedef Çokay; Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü'nden stajyer antropolog olarak Çiğdem Özkan ve Dilek Özbağ katılmış; Bakanlık Temsilciliği görevini ise Malatya Müzesi Araştırmacısı Adil Özme yapmıştır. Geçen yıllarda olduğu gibi, Araştırma Merkezimizde yürütülen restorasyon ve konservasyon çalışmaları Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksek Okulu öğretim görevlisi (M.A.) Hüseyin Akıllı ve öğrenci Fehmi Yılmaz'ın başkanlığındaki bir kurul tarafından sağlanmıştır.
Van Kalesi ve Eski Van Şehri Kazıları, 1988 (Ön Rapor)
Höyük · 1988, Sayı 1 · Sayfa: 65-70 · DOI: 10.37879/hoyuk.1988.42Elazığ Yöresi Erken Demir Çağı ve Muşkiler Sorunu
Höyük · 1988, Sayı 1 · Sayfa: 51-64 · DOI: 10.37879/hoyuk.1988.41M. MALLOWAN ve G. HERRMANN; Furniture from S. W. 7 Fort Shalmaneser. Commentary, Catalogue and Plates. Ivories from Nimrud, 1949-1963, fasikül III (London 1974). [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 171 · Sayfa: 635-642
Özet
Tam Metin
1845 yılında Austen Henry Layard ile başlayıp Henry Creswicke Rawlinson, Hormuzd Rassam, William Kennett Loftus ve nihayet Max E.L. Mallowan'ın başkanlığı altında yapılan Nimrud - Kalah kazılarında bulunmuş binlerce parça fildişi, arkeoloji dünyasının devamlı ilgisini çeken konuların başında gelmektedir. Özellikle R. D. Barnett'in geniş kapsamlı araştırmasından sonra Assur, Fenike ve Suriye olarak ekollere ayrılabilen parçaların yayımı yıllardan beri devam etmektedir. Mallowan ve Herrmann tarafından yayımlanan eser ise bunların sonuncusunu meydana getirmekte ve gerçekten bu eşsiz koleksiyonun en ilginç sayılabilecek parçalarını içermektedir. İki büyük bölümden oluşan eserin ilk bölümü "Commentary" adını taşır. Burada önce Salmanassar III kalesinde 21 Mart 1957'de başlayan ilk kazılara bir yürüyüş sırasında tepenin üzerinde Salamanassar III'e ait yazıtlı bir tuğlanın bulunmasından sonra karar verildiğinden ve sonra da fildişi iskemle ya da sedirlerin bulunduğu SW. 7 odasının keşfi ve buradaki kazı faaliyetinin zorluklarından söz edilir. Odanın uzun süren kazısı sırasında fildişi aksamı yağmurdan korumak için sık sık çadır altında çalışılmış, 1957 sezonunun yarısı, 1958'in de tümü (100 gün) bu odanın temizlenmesine ayrılmıştır. Normal bir magazin görünümündeki oda 14.5 x 4.00 m boyutlarındaydı. Buluntuların ele geçirildiği SW. 7 odasının kazısını ikinci dönemde yürütmüş bulunan D. Oates'un (Iraq 21, 1959) yayınladığı ilk raporun bir bölümü aynen verildikten sonra, Mallowan ve Herrmann, bugün Kalah - Nimrud'un olasılıkla bir yıldan fazla sürmeyen aralıkla iki kez yağma edildiğinin açık olduğunu, Assur ve Tarbişu'yu tahrip eden ilk atağın M. Ö. 614 yılında, ikincisinin ise M. Ö. 612'de meydana gelen ve Ninive'yi de yıkan son saldırıya rastladığını, bu iki saldırı arasındaki M. Ö. 613 yılında Nimrud'un yeniden yapımı sırasında da fildişi eşyanın SW. 7 odasında toplanmış olabileceğini bildirirler.