3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Zeki ARIKAN
  • Osmanlı
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Göknur Göğebakan, XVI. Yüzyılda Malatya Kazası (1516-1560), Malatya Belediyesi Kültür Yayınları

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 1001-1004
Osmanlı döneminden günümüze ulaşan arşiv belgeleri arasında Tapu-Tahrir ya da Nüfus ve arazi sayım defterleri (TT) oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu defterlerin çok büyük ölçüde XV-XVI. yüzyılları kapsadığını belirtmek gerekir. Aslında timar ve iltizam sisteminin işleyişine esas olan bu defterler, günümüz tarihçileri, iktisatçıları, coğrafyacıları vb. tarafından çok değişik açılardan incelenmekte ve değerlenditmektedir. Son yıllarda bu defterler bağlamında bir sancağın, bir kentin, bir kazanın belirli bir dönemdeki durumunu ele alıp işleyen araştırmaların sayısı oldukça artmıştır. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü bu defterlerden bazılarını, harita ve dizin eklemek suretiyle tıpkıbasım halinde yayınlamış bulunmaktadır. Defterlerdeki nüfus ve vergi kayıtları günümüzde bilgisayar düzeni içinde çok önemli bir veri tabanı oluşturmaktadır. W. D. Hütteroth ve Nejat Goyünç'ün güneydoğu Anadolu, Suriye ve Irak'ın bir bölümünü içine alan bölge için yaptıkları çalışma, bu açıdan dikkate değer bir örnek olarak görülmektedir.

İlk Osmanlı Tarihçilerinde Süreklilik Niteliği Taşıyan Öğeler

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 591-606
Tam Metin
Mükrimin Halil Yinanç, "Tanzimat'tan Meşrutiyet'e Kadar Bizde Tarihçilik" başlıklı araştırmasının girişinde Osmanlı tarihçiliğinin başlangıcının bir değerlendirmesini yaparken ilk Osmanlı tarihçilerinin "nakilci, hikayeci, tasvirci" olmaktan ileri gidemedikleri üzerinde durmuştur. Günümüzdeki, hattâ 1940'lı yıllardaki tarih anlayışına göre bu yargılarda haklılık payı bulunabilir. Bu da son derece doğaldır. Günümüzden beş yüz yıl önce yaşamış insanların bizim gibi düşünmelerini beklemek yanıltıcı olur. Çünkü tarih zamanın çocuğudur. "L'histoire est fille de son temps". Bu nedenle günümüz tarihçisi geçmişi değerlendirirken içinde bulunduğu zamanın sosyal, ekonomik yapısından, dünya görüşünden ve kültürel birikiminden yola çıkar. Bu açıdan bakınca geçmişin zihniyetini olduğu gibi yakalamanın zorluğu da ortadadır. XV. yüzyıl tarihçileri de kendi dönemlerinin dünya görüşünden yola çıkarak eserlerini yazıyorlardı. Daha doğrusu kendi yaşadıkları çağın zihniyetinden yola çıkıyorlardı.

NECDET SAKAOĞLU, Anadolu Derebeyi Ocaklarından Köse Paşa Hanedanı, Yurt Yayınları 8, Ankara, 1984, 315 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 224 · Sayfa: 237-241
Tam Metin
Gelibolulu Mustafa Ali, XVI. yüzyıl sonlarında halk ile devlet örgütü arasında ortaya çıkan maslahatgüzar ya da iş eri adıyla anılan "tufeyli" zümreyi "memalik-i mahrusa ayanından" olarak göstermektedir. Şer'iyye sicillerine dayanılarak yapılan bir araştırmaya göre, ayan ve eşraf XVI. yüzyılda, Osmanlı şehir toplumunda devletle reaya arasındaki ilişkileri düzenleyen ve halkın temsilciliğini üstlenmiş bir grup olarak ortaya çıkmış bulunuyordu. Bu grup; zengin tüccarlardan, esnafın yaşlı ve güngörmüşlerinden, ulema ve diğer din adamlarından oluşuyordu. XVII. yüzyıl boyunca timar sisteminin bozulması, merkezi gücün taşradaki etkisinin azalması, devlet memurlarının (ehl-i örf) yolsuzlukları, mukataaların malikane usulü ile kayd-ı hayatla ayan ve eşrafa verilmesi, bu sınıfın gittikçe güçlenmesine yol açtı.