3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
  • İlk Çağ
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

HANSGERD HELLENKEMPER-FRIEDRICH HILD, Neue Forschungen in Kilikien, Österreichische Akademie der Wissenschaften, philosophisch-historische Klasse, Denkschriften, 186. Band, Veröffentlichung der Kommission für die Tabula Imperii Byzantini, Herausygeber: Herbert Hunger, Band 4, 21x30 cm., 144 s., 24 fig., 201 Abbildungen, Wien, Verlag der Österreichischen Akademie der Wissenschaften, 1986. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 307-310
Tam Metin
Amanoslardan Manavgat (Melas) çayına kadar uzanan ve İlkçağda Anadolu'nun en geniş bölgelerinden biri olan Kilikya hakkındaki araştırmaların geçmişi yaklaşık 150 yıl öncesine dayanır. Çukurova'yı içine alarak, Limonlu (Lamas) çayına kadar uzanan doğudaki Ova Kilikya'nın (Cilicia Pedias) aksine, batıdaki dağlık bölge Taşeli (Cilicia Tracheia veya Cilicia Aspera) henüz keşfedilmemiş yerleşme ve kalıntılara sahip gözükmektedir. Bunun başlıca nedeni Ova Kilikya'nın aksine, Taşeli'nde, kıyıkesimi dışında iç bölgelerdeki ulaşım ağının güçlükleridir. Üzerinde çok durulan Göksu (Kalykadnos)-Limonlu (Lamas) arasındaki bölgede bile, literatüre geçmemiş kalıntıların varlığı kendi gözlemlerimizin bir sonucudur. Bu bakımdan Taşeli hala dikkatli araştırıcılar için bir hazinedir.

Hitit Çivi Yazılı Belgelerin Işığı Altında İlk Çağda Tuuanuua

Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 477-486
Anadolu'muz bilindiği üzere, dağlarla kuşatılmış, yüksek yayla konumunda bir toprak parçasıdır ve Eskiçağ Tarihçileriyle, Filologlar tarafından "Küçük Asya" diye tanımlandırılmıştır. Asya'nın Avrupa'ya uzanan elidir ve iki kıt'a arasında uzanan bir köprüdür. Bu vasfı, onun tarih boyunca iki anakara arasındaki siyaset ve kültür alışverişi hususunda en önemli rolü üstlenmesini sağlamıştır. Bu köprü güneyde Toros'lardaki "Kilikya" kapıları ile Kafkas'lardaki "Demirkapı" geçitleriyle birbirlerine bağlanmışlardır. Bu kapılar hem giriş ve hem de çıkış kapıları şeklinde tarih boyunca kullanılmışlardır. Bu kapılar kullanılmadan Küçükasya'dan geçilemeyeceği anlaşılmıştır. Toroslar sistemi, Akdeniz Bölgesi ile İç Anadolu'yu ayırır ve bu iki bölge arasında ancak birkaç geçit vasıtasıyla bağlantı kurulabilir. Toroslar sistemini "Kilikya Kapıları" yoluyla aşmak mümkündür. Hatay ile İç Anadolu'nun irtibatını sağlayan bu geçitler tarihte Kuzey Suriye ile Anadolu'nun siyasal ilişkilerinin devamlılığını temin etmişlerdir. Konumuz gereği bu geçitler ve Akdeniz Bölgesiyle bilhassa ilgileniyoruz ve üzerinde biraz fazlaca duruyoruz. Bu geçitlerden ilki en doğudaki "Gülek Boğazı"dır, diğeri ise Orta Toroslarda Karaman ile Silifke arasındaki sarp "Yellibel Geçiti"dir. En batıdaki ise Batı Toroslardaki Burdur-Korkuteli-Elmalı hattının teşkil ettiği tabii yoldur. Bunlardan başka Göksu ve Köprüsu vadilerinin oluşturduğu tabii geçitler vardır. Bu yollardan herhangi biriyle yerleşmeye uygun, verimli Güney Anadolu sahil ovaları Kilikya ve Pamfilya'ya varılır. İşte Ereğli'miz, coğrafi konumu gereği, tarihin ilk devirlerinden beri bu geçitlerden geçmek isteyenlerce elde edilmesi, konaklanması veya uğranılması zorunlu, vazgeçilmez merkezlerden biri olmuştur. "Geç Hitit Beylikleri" dönemindeki "Tuvana Krallığı"nın varlığı da bu düşüncemizi ispat etmeye yarayan delillerden biridir.

İlkçağ Tarihinde Kıbrıs

Belleten · 1976, Cilt 40, Sayı 157 · Sayfa: 93-116
Tam Metin
İlkçağda Küçük Asya adını taşımış olan Anadolu yarımadası coğrafi mevkii bakımından Asya, Afrika ve Avrupa arasında merkezi bir rol oynadığı gibi, Güney Anadolu kıyılarından 70 km. uzakta, Doğu Akdeniz'in en büyük adası olan Kıbrıs (9.251 km²) da Mısır, Filistin, Suriye, Anadolu ve Ege bölgesi arasındaki deniz yolu üzerinde yer almış bulunmakla, önemli bir bağlantı unsuru olmuştur. Böylece Kıbrıs da dolayısıyla Afrika, Önasya ve Avrupa'nın denizci milletleri arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerde oldukça önemli bir rol oynamıştır. Kıbrıs yeryüzü şekilleri itibariyle güney ve kuzeyden dağlarla çevrili ve ortası çukur olması itibariyle de üç büyük bölge teşkil ederek, Anadolu'ya benzetilmiştir. Esasen jeolog ve coğrafyacıların incelemelerine göre ada, avarız itibariyle Toros sistemi içinde mütalaa olunmakta ve üçüncü jeolojik zamanın genç kıvrımlarına ait olduğu kabul edilerek, dördüncü zaman başlarında dış Toroslar veya Amanoslar'ın bir devamı olmakla Kıbrıs'ın Hatay ilinin dağ ve ovalarıyle bağlılığı ispatlanmaktadır.