131 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 131
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Türkiye 14
- Arkeoloji 11
- Kazı 9
- Osmanlı İmparatorluğu 9
- Bizans İmparatorluğu 7
Sefâret-nâmehâ-yı İrân (Gozârişhâ-yı Musâfiret ve Memûriyyet-i Sefîrân-ı Osmânî Der İrân), Tedvîn ü Tahkîk ü Telîf: Dr. Muhammed Emîn-i Riyâhî, Tahran 1368/1989. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 627-628
Özet
Tam Metin
Ankara'da yıllarca İran'ın Kültür Müsteşarlığı görevini liyâkatla yürüten, İran'da yıllar yılı pekçok kültür kurumunda üst düzey yöneticilik yapan, üniversitelerde ders veren ve nihayet bir süre de Kültür Bakanlığı yaptıktan sonra emekliye ayrılarak kendini tamamen ilmi araştırma ve kitap telifine vakfeden değerli araştırmacı ve ilim adamı Dr. Muhammed Emîn-i Riyâhî, birçok eserinin yanısıra 1989 yılında Sefâret-nâmehâ-yı İrân adlı bir eser yayımlamıştır.
Seydişehir'in Kurucusu Seyyid Harun'un Evlâdları
Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 233 · Sayfa: 31-40
Özet
Tam Metin
1071 Malazgirt Muharebesi'nden sonra, Türkler'in Anadolu'nun her tarafına hızlı bir şekilde yayılması ile daha XI. asrın sonlarında Doğu ve Orta Anadolu'da Bizans hâkimiyeti yerini Selçuklu Türkleri'nin hâkimiyetine bırakmıştır. Batı Anadolu ise Bizans hâkimiyetinde kalmakla birlikte bu bölgedeki şehirler, uçlarda bulunan Türkmenler'in baskısından olsa gerek, XII. yüzyılda Bizans imparatorları tarafından kendi hallerine bırakılmışlardır. Bu sebeple Menderes, Orta Anadolu ve Sakarya havalisi Bizanslılarca Türklere terk edilmiştir.
Liman Tepe'de Ele Geçen Bir Myken Figürin Parçası
Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 233 · Sayfa: 25-30
Özet
Tam Metin
Liman Tepe kazılarında 1993 yılında ele geçen pişmiş topraktan bir Myken figürin başı, Batı Anadolu'da Myken kültürü etkisinin ticari ilişkilerin ötesinde çok daha etkili nedenlere dayandırabileceğini göstermesi açısından önem taşımaktadır. Bu figürin başı, Liman Tepe'nin II 1 tabakasında açığa çıkarılmıştır. Bu tabaka, yüzeyin hemen alt seviyelerinde fazlaca tahrip olmuş Geç Tunç Çağı kalıntılarını içermektedir.
1830 Osmanlı-Amerikan Antlaşması'nın Gizli Maddesi ve Sonuçları
Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 234 · Sayfa: 457-466
Özet
Tam Metin
Bağımsızlığını kazandıktan çok kısa bir süre sonra, Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D.) Akdeniz Bölgesi'nde ticaret yapan yurttaşlarını korumak ve onlara birtakım ayrıcalıklar sağlamak maksadıyla, Osmanlı Devleti ve özellikle onun Kuzey Afrika'daki topraklarıyla yakın ilişkiler içine girmeye çalışmıştır. Akdeniz'de seyreden Amerikan bandıralı gemilerden vergi alan Fas, Tunus, Cezayir ve Trablus Beyleriyle temasa geçen Amerikalılar, önce bu beylerin talep ettiği vergileri ödemişler, ancak bir süre sonra yeni kurdukları donanmalarını Akdeniz'e yollayarak, bir dizi savaştan sonra kendi tacirlerinin güvenliğini silah zoruyla sağlamışlardır. 1801-1815 yılları arasında meydana gelen ve Amerikan tarihinde "Berberi Savaşları" adıyla anılan bu mücadelelerden sonra, Akdeniz'in büyük bölümünde serbestçe dolaşmaya başlayan Amerikan tacirleri, yavaş yavaş, kendileri için büyük bir hammadde kaynağı ve pazar olan Anadolu topraklarına yönelmişlerdir.
XVI. Yüzyılda Rumkale
Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 234 · Sayfa: 425-456
Özet
Tam Metin
Klasik Ortaçağda "kale", "hisar" ve "palanga" gibi savunma sistemine sahip alanlar çok büyük önem arz eder. Öyleki, umumiyetle şehirler, ancak kale gibi korunma özellikleri bulunan alanlar etrafında kurulmuş ve gelişme imkanı elde edebilmiştir. Hatta, sarp kalelere sahip şehirlerin bile zaman zaman istilacılar tarafından tahrip edildiği, bundan da öte yıkıldığı görülmektedir. Bununla birlikte, Ortaçağda özellikle savaş ve anarşinin hüküm sürdüğü dönemlerde insanların can güvenliğini emniyet altına aldıkları yegâne iskan mahalli kale vs. gibi korunma sistemine sahip yerlerdir.
Göller Bölgesi'nin Batısında Bulunmuş Bir "Maden Taklidi" Testi
Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 235 · Sayfa: 713-718
Özet
Tam Metin
Tunç Çağlarının başlamasıyla Anadolu'da çeşitli madenlerden yapılan kapların üretimi de başlamıştır. Her ne kadar bu çağların bazı evrelerinde bazı bölgelerde madeni kaplar ele geçmemişse de, bunların seramikten taklitleri olabileceği düşünülen bazı kaplar, döneminin madeni kap tipleri hakkında fikir veren önemli örnekler oluşturmaktadırlar. Bu yazımızda, Uşak Arkeoloji Müzesi'nin deposunda korunmakta olan zarif biçimi, kırmızı parlak perdahlı yüzeyi ve gövdesini bezeyen diyagonal olukları ile dikkati çeken bir "maden taklidi" gaga ağızlı testinin tanıtılması amaçlanmıştır.
NEJAT GÖYÜNÇ - WOLF DIETER HÜTTEROTH, Land an der Grenze, Osmanische verwaltung im heutigen türkisch-syrisch-irakischen Grenzgebiet im 16. Jahrhundert, Eren Yayıncılık, İstanbul 1997, 312 s. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 235 · Sayfa: 929-930
Özet
Tam Metin
Son onbeş yıldır Tahrir defterleri esas alınarak yapılan bölge tarihi çalışmalarında büyük bir artış gözlenmektedir. Bilhassa Anadolu'nun hemen hemen bütün bölgeleri hakkında seri halde yapılan yüksek lisans ve doktora tezleri vasıtasıyla görülen bu adedî artış, kemiyet itibarıyla sevindirici olmakla beraber, keyfiyet bakımından umumiyetle zayıf ve metodsuz, birbirini biteviye tekrar eden birer bilgi hamulesi durumundadır. Birçok önemli bölgeler ve merkezler üzerinde yapılan çalışmalarda görülen muhteva ve değerlendirme zaafları, metodolojik eksiklikler, bilgileri olduğu gibi, sistematik olmayan bir tarzda aktarmadan ibaret anlayış, söz konusu bölgeler ve merkezler hakkında yeni incelemeleri zaruri kılmaktadır.
1880'de Kayseri Sancağı'nın Sosyal, Ekonomik ve İdari Durumu: İngiltere'nin Anadolu Konsolos Yardımcısı Lieutenant Ferdinant Bennet'in Raporu (Ekim 1880)
Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 235 · Sayfa: 881-912
Özet
Tam Metin
Osmanlı Devleti 19. yüzyılda derin sosyal ve ekonomik değişikliklere katlanmak zorunda kaldı. Şimdilik büyük bir bölümü için, bu değişiklikler tarafsız ve evrensel boyutlarda araştırılmadı, yorumlanmadı ve değerlendirilmedi. 19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin tarihi üzerine yapılan araştırmaların büyük bir çoğunluğu, politik ve kültürel nitelikli araştırmalardan oluşmaktadır. Bu araştırmalar, görünüşte Osmanlı Hükümeti tarafından temsil edilmiş olan Doğu gelenekçiliği ve tutuculuk ile üstün Batı toplumu ve onun sistemi arasındaki mücadele ve çatışmalar fikri üzerine dayanmaktadır.
Anadolu'da Kimmerler ve İskitler
Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 231 · Sayfa: 273-286
Özet
Tam Metin
İskit baskısı sonunda Kafkas geçitlerini aşan Kimmerler, Doğu Anadolu'ya ulaşmışlardır. İskitler'e izlerini kaybettiren Kimmer toplulukları kısa zamanda Urartu yerleşim sahasına yayılmışlardır. Doğrudan Kimmer saldırılarıyla karşı karşıya kalan Urartu kralları, bu saldırıları önlemek için gayret sarfetmişlerdir. M.Ö. VIII. yüzyılın sonlarında Kimmer akınlarına karşı koyabilmek için mücadele eden Urartulular, onlarla anlaşma yolunu seçmek zorunda kalmışlardır. Yine, Asurlular'la da mücadele eden Kimmerler, Anadolu içlerine kadar yayılarak Frigler'e saldırmışlar ve oradan Batı Anadolu'ya ulaşarak, Lidyalılar'a güç anlar yaşatmışlardır. Kimmerler'in İskitler'in baskısı sonucunda Anadolu'ya indikleri zaman M.Ö. VIII. yüzyılın sonlarından, Batı Anadolu'da Lidyalılar'ın son Kimmer boylarını Kızılırmak'ın doğusunda Kapadokya bölgesine sürdükleri M.Ö. VI. yüzyılın başları düşünüldüğünde, takriben yüz yıl Anadolu'da varlıklarını sürdükleri anlaşılır. Hatta Urartu, Asur, Frig ve Lidya gibi o devrin büyük devletlerinin Kimmer akınları karşısında dehşete düşerek, çeşitli tedbirler aldıkları ve Kimmerler'in onlar için küçümsenemeyecek bir düşman olduğu düşünülebilir. Bunu Kimmerler'le çoğu kez anlaşma yolunu seçmiş olmalarından da anlamaktayız.
Kaniš Kārum'unun Diğer Kārum ve Wabartumlar'a "Kù.an" (amutum) İle İlgili Önemli Talimatları
Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 231 · Sayfa: 219-232
Özet
Tam Metin
Anadolu'nun yazılı tarihe girmesini sağlayan, Asur Ticaret Kolonileri Devri adı ile anılan, yaklaşık 200 yıllık sürede, Asurlu tüccarlar ile Anadolulu iktidarlar arasında ticaretin düzenli yapılması, hukuk ve güvenliğin sağlanması, sarayın bazı ticari malzemeleri ilk satın alma hakkına sahip olduğu ve kârumların kanûnî haklarının saklı tutulup korunmalarım temin hususunda anlaşmalar yapıldığı bilinmektedir. Bu anlaşma şartlarından birisi de, yukarıda bahsettiğim gibi yerli sarayların bazı özel mallar üzerinde ticari tekele sahip olduğu ve tüccarların bu tür malların ticaretini yapamayacağı hakkında olandır. Adı geçen ticari mallar "amutum, asi''um, husarum ve birtum'dur.