10 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 10
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Adana 10
- Osmanlı 3
- 1572 2
- Ermeniler 2
- Mufassal Tahrir Defteri 2
The Power of Rumours in the Making of History: The Case of the Adana Incident of 1909 in the Ottoman Empire
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 277 · Sayfa: 951-972
Özet
The Adana Incident of 1909 is one of the local events of the Armeno-Muslim relations during the final decades of the history of the Ottoman Empire. A good amount of works has been hitherto done by the historians of the Middle East about the communal conflict in Adana in April 1909. Historians have so far heavily focused on the political, economic and social dimensions and/or reasons of the conflict. In spite of the proliferation of writings, however, very few have touched upon the power of rumours in the escalation of violence between the two communities. Indeed, my work on the archival sources of the incident have produced enormous documentation which indicate that the rumours circulated around the city had played unquestionable role in building distrust between the peoples and led to the rise of numerous conspiracy theories. According to one rumour the Armenians were organizing themselves against the Muslims in order to separate from the Empire. Another rumour was that a group of Armenian rebels were about to attack Muslim villages around the city, which stirred up the fears of Muslims. There were also rumours circulating among the Muslim community that Armenians had dug up an underground tunnel in order to reach the weapons depot, which was to aid them in their quest for independence. One major rumour was that Armenians placed human faeces at the door of the Great Mosque. Indeed it was through such rumours that suspicions were piqued and people sought to acquire weapons as a means of protecting themselves. Thus when the killings began on April 14, 1909 in Adana, people attacked each other under the influence of the psychology built by such rumours. Therefore I am of the opinion that it is important to deal with rumour and its affinity to communal violence in history. In this paper an attempt will be made to analyse the role of rumours in the events that unfolded in Adana in April 1909.
Doç. Dr. Mürüvvet Kurhan: Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nün Vakitsiz Kayan Yıldızı
Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 242 · Sayfa: 419-422
Özet
Tam Metin
Sevgili arkadaşım Mürüvvet Kurhan'ın aramızdan ayrılışının birinci yılında, emeği geçtiği Belleten'de anılması, büyük bir anlam taşımaktadır. Sadece meslek hayatındaki nitelikli düzeyi ile değil, her şeyin de ötesinde, müstesna kişiliği ile, kendisini tanıma mutluluğu ve onuruna erişen herkesin gönlünde ve zihninde derin izler bırakan Doç.Dr. Mürüvvet Kurhan, resmî kayıtlarda 29.3.1943 olarak gözükse de, kendisinden öğrendiğime göre, 15.7.1945 tarihinde Adana'da doğdu.
Kilikia-Aigeai Baskılı 3.Gordianus'un Ünik Sikkesi
Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 415-418 · DOI: 10.37879/belleten.2000.415
Özet
Tam Metin
Kilikia'daki Aigeai (Adana İli - Yumurtalık İlçesi - Ayas Beldesi) şehrine ait ve Gordianus III'ün Caesarlığı'nda (imparator adayı - veliaht iken)) 238 yılının Nisan ve Temmuz ayları arasındaki bir dönemde bastırılmış olan bu ünik bronz sikke, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nce 1997 yılında satın alınmıştır. Müzemizin, 79 - 2/2 - 97 envanter numarasına kayıtlı olan bu ünik sikkemiz, 12.80 gr. ağırlığında, 28 mm. çapında ve 6 yönünde olup, triassaria olarak birimlendirilmektedir.
Adana'da 1572 Yılında Kullanılan Türk Erkek Şahıs Adları
Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 218 · Sayfa: 173-200 · DOI: 10.37879/belleten.1993.173
Özet
Tam Metin
Tarihte kullanılmış olan Türk şahıs adları üzerinde yapılacak çalışmalar tarih, dil, sosyoloji ve tarihî demografiyi ayrı ayrı ilgilendirmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Atalarımızın birinci Anayurt'tan Ebedî Anayurt'a gelinceye kadar geçirmiş olduğu bütün sosyal ve coğrafi çevrenin etkilerini onların almış olduğu şahıs adlarında izlememiz mümkündür.
1572 Tarihli Adana Mufassal Tahrir Defterine Göre Adana'nın Sosyo-Ekonomik Tarihi Üzerine Bir Araştırma
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 179-212 · DOI: 10.37879/belleten.1990.179
Özet
Tam Metin
Bugün Çukurova diye adlandırdığımız Adana ve yöresi milattan XV asır evvel Hitit Federasyonuna dahil idi. Daha sonra Asurlular, İranlılar ve Romalıların hakimiyetine girdi. Abbasiler bölgeye hakim oldukları zaman buralara Türk nüfus getirip yerleştirdiler. X.yüzyılda tekrar Bizanslılara geçen bu toprakları 1082-1083 yıllarında Süleyman Şah, Türk-Selçuklu hakimiyetine soktu. Haçlı savaşlarının doğurduğu karışıklıklardan yararlanan Ermeniler, bölgeye hakim oldular. Mogol istilasının önünden kaçarak Anadoluya gelen Türkmen boylarından Üçoklar, Memlûklerin yönetiminde Adana ve Tarsus yöresine yerleştiler. Üçok kolunun başlıca boyları Yüregir, Kınık, Bayındır, Salur ve İğdir idi. Üçok kolunun en tanınmış beyi Yüregir oğlu Ramazan Bey idi. Nitekim Adana merkez olmak üzere kurulan beyliğe de onun adı verildi.
Glass Vessels Exhibited in the Bölge Museum-Adana
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 583-594
Özet
Tam Metin
From April II to May 1, 1980 I had the opportunity to study the ancient glass vessels on exhibit it the Bölge Museum at Adana. After having verified the inventory numbers of circa one hundred vessels which I sketched in the summer of 1979, I drew and described all remaining vessels on display, excepting one bowl of reticella glass and sixteen core-glass vessels of the Greek and Hellenistic periods. Wherever it was possible, the inventory or acquisition numbers were identified, including those of the core-glass vessels. I did not study the numerous glass beads, bracelets and other objects in the museum.
Onaltıncı Yüzyılda Adana İlinin "Mufassal Defteri"ne Göre Sosyal ve Ekonomik Yapısı Üzerine Bir Araştırma
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 169-182 · DOI: 10.37879/belleten.1988.169
Özet
Tam Metin
Osmanlı "Vilayet tahrirleri" yeni fethedilen yerlerin ya da sayımı yapılmak istenen sancakların (illerin) arazi varlıklarının ve vergi kaynaklarının ayrıntılı olarak kaydedildiği tarihi belgelerdir. İstanbul Başbakanlık Arşivi ve Ankara Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nde saklanan bu il sayım defterleri, miri arazinin "has", "zeamet" ve "timar" şeklinde örgütlenmiş "dirlik" dağılımlarını kontrol etmek ve özellikle tarımsal faaliyetlerden doğan vergi gelirlerini saptamak amacıyla hazırlanmıştır.
İngiliz Gizli Belgelerine Göre Adana'da Vuku Bulan Türk - Ermeni Olayları (Temmuz 1908-Aralık 1909)
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1241-1290 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1241
Özet
Tam Metin
Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ermeni "milleti", 1870'lerde patlak veren sözde "Doğu Sorunu"nun doğuşuna dek geçen 600 yıl sırasında barış, düzen, güvenlik ve gönenç içinde yaşamıştır. 1877'de başlayan Türk-Rus Savaşı, yetkisiz bırakılan San Stefano (Yeşilköy) Antlaşması'na yol açmış; Kıbrıs Sözleşmesi (Cyprus Convention) ve Berlin Antlaşması'na neden oluşturmuştu. Bu sözleşme ve antlaşmalar, Osmanlı Ermenilerine, sözde ek ayrıcalık hakları sağlayacaklardı, ama gerçekte, büyük devletlere, özellikle Britanya ve Rusya'ya, Osmanlı İmparatorluğu'nun iç işlerine karışmak fırsatını ve İmparatorluk çökünce, onun ganimetinden daha büyük bir pay koparmak ümidini veriyordu.
The Turco-Armenian 'Adana Incidents' in the Light of Secret British Documents (July 1908-December 1909)
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1291-1338 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1291
Özet
Tam Metin
For almost six centuries the position of the Armenian nation (millet) within the Ottoman Empire, was one of relative peace, order, security and prosperity until the genesis, in the 1870s, of the so-called "Eastern Question". The Turco-Russian war of 1877 had resulted in the abortive Treaty of San Stefano, and had brought about the signature of the Cyprus Convention and the Treaty of Berlin. These treaties were supposed to procure more privileges for the Ottoman Armenians, but they were actually intended to enable the Great Powers, in particular Britain and Russia, to interfere in the internal affairs of the Ottoman Empire with the hope of snatching a greater share of the spoils when the Empire ultimately collapsed.
Inscriptions de Cilicie et d'Isaurie
Belleten · 1978, Cilt 42, Sayı 167 · Sayfa: 373-420 · DOI: 10.37879/belleten.1978.373
Özet
Notre mission (septembre 1975) avait pour but de completér, par une enquête sur le terrain et dans les musées, une documentation epigraphique très lacuneuse qui doit servir de base à une étude plus générale de géographie historique et d'histoire régionale. Les anciennes provinces de Cilicie et d'Isaurie, bien délimitées par la barrière montagneuse du Taurus qui les sépare du reste de l'Asie Mineure et les oriente vers la méditerranée orientale et vers la région d'Antioche, ont été parcourues notamment par V. Langlois, J. R. S. Sterrett, Th. Bent, E. Herzfeld, S. Guyer, J. Keil, R. Heberdey et A. Wilhelm. Louis Robert en a souvent montré la richesse épigraphique, et de nombreux savants, tels M. M. U. B. Alkım, H. Th. Bossert, S. Eyice, M. Gough, G. E. Bean, T. B. Mitford, Th. S. et P. A. Mackay, ont tenté, depuis une vingtaine d'années, d'en dresser, visite après visite, l'inventaire archéologique. Les efforts des responsables des Antiquités et Directeurs des musées régionaux vont aujourd'hui dans le meme sens et rendent possible une étude plus systématique des sites et la multiplication des trouvailles. Nous ne saurions dire, ce propos, à quel point nous avons été aidés dans notre enquête par l'intelligente et active assistance du Directeur du Bölge Müzesi d'Adana, le Dr. Aytuğ Taşyürek, spécialiste de la civilisation urartéenrıe, mais passionnément attaché à déceler les vestiges de toute époque dans la région sur laquelle il a autorité.