6 sonuç bulundu
Anadolu'da Kimmerler ve İskitler
Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 231 · Sayfa: 273-286
Özet
Tam Metin
İskit baskısı sonunda Kafkas geçitlerini aşan Kimmerler, Doğu Anadolu'ya ulaşmışlardır. İskitler'e izlerini kaybettiren Kimmer toplulukları kısa zamanda Urartu yerleşim sahasına yayılmışlardır. Doğrudan Kimmer saldırılarıyla karşı karşıya kalan Urartu kralları, bu saldırıları önlemek için gayret sarfetmişlerdir. M.Ö. VIII. yüzyılın sonlarında Kimmer akınlarına karşı koyabilmek için mücadele eden Urartulular, onlarla anlaşma yolunu seçmek zorunda kalmışlardır. Yine, Asurlular'la da mücadele eden Kimmerler, Anadolu içlerine kadar yayılarak Frigler'e saldırmışlar ve oradan Batı Anadolu'ya ulaşarak, Lidyalılar'a güç anlar yaşatmışlardır. Kimmerler'in İskitler'in baskısı sonucunda Anadolu'ya indikleri zaman M.Ö. VIII. yüzyılın sonlarından, Batı Anadolu'da Lidyalılar'ın son Kimmer boylarını Kızılırmak'ın doğusunda Kapadokya bölgesine sürdükleri M.Ö. VI. yüzyılın başları düşünüldüğünde, takriben yüz yıl Anadolu'da varlıklarını sürdükleri anlaşılır. Hatta Urartu, Asur, Frig ve Lidya gibi o devrin büyük devletlerinin Kimmer akınları karşısında dehşete düşerek, çeşitli tedbirler aldıkları ve Kimmerler'in onlar için küçümsenemeyecek bir düşman olduğu düşünülebilir. Bunu Kimmerler'le çoğu kez anlaşma yolunu seçmiş olmalarından da anlamaktayız.
Ev Satışıyla İlgili Bir Kültepe Tableti ile Etüdlük Tabletlerde Geçen Yer Adları ve Karum Nahria
Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 221 · Sayfa: 29-38
Özet
Tam Metin
1947'lerden bugüne kadar geçen zaman içerisinde Kültepe'de T. Özgüç başkanlığında yapılan kazılarda yaklaşık 15.000 kadar eski Asurca tablet ele geçmiştir. Yazılı vesikalardan edindiğimiz bilgilere göre, yalnız ticaret yapmak amacıyla gelen ve Anadolu içlerine kadar yayılan Asurlu tüccarlar Karum ve Wabartum gibi zamanına göre çok iyi işleyen idari teşkilatlara sahiptiler. Bugüne kadar neşredilen tabletlerde geçen Karum ve Wabartum'ların yerleri Kaniş'in dışında henüz tesbit edilemediğinden, Asurlu tüccarların Anadolu'daki yayılış sahasını kesin olarak göstermemiz bugün için mümkün değildir.
Taşınmaz Mallar Hakkında Yeni Kültepe Vesikaları
Belleten · 1991, Cilt 55, Sayı 213 · Sayfa: 297-314
Özet
Kültepe kazılarında ele geçmiş olan 15.000 civarındaki tabletten pek azında ev satışından bahsedilmektedir. Büyük çoğunlukla ticarî muhtevalı olan vesikalardan ekonomik faaliyet ve ticarî canlılık hakkında edinilen intibaya göre, bu tür metinlerin daha fazla ele geçmesi beklenirdi. Üstelik, arsa-arazi satışına veya fiatına dâir ancak 1-2 metnin bulunması ve tarla satışına ilişkin vesika ele geçmemesi, C. Günbattı'nın belirttiği gibi, şaşırtıcı olmakla beraber, Anadolu'da şahsî mülkiyetin sınırlı tutulduğu şeklinde değerlendirilmemelidir. Bu durumu yerli halkın iktisadî gücüne ve ticarî hayatın müessir kimseleri olan Asurluların, Anadolu'da bulunma sebeplerine bağlamak kabildir. Asurlularda, Anadolu'ya alış veriş yapmak için geldikleri ve zamanı dolduğunda memleketlerine geri dönecekleri düşüncesinin hâkim olduğunu ve onların bu sebepten dolayı gayr-ı menkullere yatırım yapmadıklarını söyleyebiliriz. Ancak, bu insanların hiç olmazsa yaşayacakları bir evlerinin bulunması ve bazılarının iş durumları dolayısıyla taşınmaz mallarla ilgilenmesi gayet tabiîdir. Bu durumun yeni bir tesbiti olmak üzere, bu incelememizde 6 adet ev satış belgesi ve bunlara ek olarak tarla satışı veyâ kiralanması ile ilgili 1 metinle beraber toplam 7 adet vesikanın tamamının kopya, transkripsiyon, tercüme ve açıklamalarını, ayrıca, ev satışı veyâ fiatı hakkında dolaylı bilgi veren 7 adet vesikanın ise tamamen ya da kısmen transkripsiyon ve tercümelerini aktaracağız. Ek olarak arsa-arazi satışına veyâ fiatına dâir dolaylı bilgi veren 1 metinden de pasajlar alarak taşınmaz mallarla ilgili yeni örneklerimizi sunmuş olacağız.
PAUL E. ZIMANSKY, Ecology and Empire: The Structure of the Urartian State, Studies in the Ancient Oriental Civilization. No. 41 (Chicago 1985), 141 sayfa, 17 levha, 15 şekil, altnotlar, dizin, 15 uzaydan çekilmiş resim ve 15 harita. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 1277-1280
Özet
W. Kleiss, S. Kroll ve Bastam'daki iş arkadaşlarına sunulan inceleme altı ana başlık altında toplanmıştır: 1. Sorun, Varsayımlar ve Kaynaklar, 2. Urartu Ülkesi, 3. Yerleşme ve Savunma Ağı, 4. Monark ve Urartu Devleti'nin Gelişimindeki Rolü, 5. Devlet Yönetimi ve Merkezileşme Sorunu, 6. Savunma ve Sonuçlar.
Bursa Arkeoloji Müzesinde Bulunan Kültepe Tabletler
Belleten · 1976, Cilt 40, Sayı 158 · Sayfa: 175-184 · DOI: 10.37879/belleten.1976.175
Özet
Burada üzerinde çalıştığımız tabletler, 1958 yılında müzeye satın alınma yoluyla girmiş bir kısım Kültepe tabletidir. Bursa'yı ziyareti sırasında hocamız Prof. Dr. Emin Bilgiç tarafından tetkik edilmişler, üzerlerinde başkaca bir çalışma yapılmamıştır. Bir grup müzeci meslektaşımızla gittiğimiz Bursa'da, müzeyi ziyaretimiz sırasında, varlıklarından haberdar olunup, tetkik ve ciddi bir çalışma hususundaki dileğimiz, sayın Müze Müdürü Altan Akat tarafından olumlu karşılanmış ve aslen müzede görevli Sümerolog arkadaşımız Ergin Horasanlı ile müştereken etüt yapmamız uygun görülmüştü. Tabletlerin, Kültepe'den ne yolla müzeye geldiği belli değildir. Ancak, bir kısım özel tasarrufa tabi Kültepe tabletleri gibi, elden ele dolaşarak müzeye geldiği hususu daha akla yakın bir ihtimaldir. Tabletler şekil, yazı karakteri ve mevzu bakımından incelendiği zaman, neşredilmiş binlerce Kültepe tabletinden farklı olmadıkları kolayca görülmektedir. Bütün olarak ele alındıkları zaman, tabletler, kapsadıkları konu dışında fazla bir şey vermemekle beraber, kırık olan zarf parçasındaki Ba-ab-ilim = Babili yer ismi (3775 zarf parçası) Kültepe metinlerinde ilk defa geçmesi nedeniyle önemlidir.
Sumer, Babil ve Assur'lularda Hukuk, Kanun ve Adalet Kavramları ve Bunlarla İlgili Terimler
Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 148 · Sayfa: 557-582 · DOI: 10.37879/belleten.1973.148-557
Özet
Çivi yazısı dünyada ancak 20. yüzyılın içinde yani son yüzyıl içinde çözülmüş ve okunabilmiştir. Belgelerinin bir çoğu vatanımızda bulunan ve yurdumuz ve tarihimiz ile doğrudan doğruya ilgisi ve bağı olan çivi yazısı ile insanlığa intikal eden zengin tarihi kaynakların Türk ilim adamları tarafından okunması, incelenmesi ve tarihi sentezler yapılabilmesi, milli bir kıvanç ile uluslararası araştırmalara katkıda bulunabilmesi ise, Atatürk'ün her alanda olduğu gibi tarih ve dil araştırmalarında da milli bir amaç ile ileri görüşlülüğü sayesinde ancak son otuzbeş yılın hazırlıkları sonucu mümkün olabilmiştir. Sümeroloji Assyrioloji ve Hititoloji gibi birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak birbirine bağlı bu ilgili sahalar Almanya'dan davet edilen en salahiyetli otoriteler tarafından Ankara ve İstanbul Üniversitelerinde 1936 yılında açılırken, bir taraftan da, bir çok ilim adamının bir an evvel yetişebilmesi için, bu sahaların araştırma merkezlerinin bulunduğu Almanya'ya da Türk gençleri gönderilmiştir. Bugün gerek Almanya'da gerekse yurdumuzda yetişmiş olan bu ilim adamları Ankara ve İstanbul üniversitelerinde kendilerinden sonra gelecekleri, yetiştirici durumundadır.