54 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 54
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Avrupa 54
- Tarih 16
- Türkiye 15
- Türkler 14
- Osmanlı İmparatorluğu 13
- Osmanlı 10
- Osmanlı Devleti 8
- Europe 5
- Anadolu 4
- Balkanlar 4
Voynuklarla İlgili Kaynaklar ve Araştırmalar
Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 189-190 · Sayfa: 271-284 · DOI: 10.37879/belleten.1984.271
Özet
Tam Metin
Voynukluk ve Voynuk örgütünün, Osmanlı Tarihi içinde sanıldığından daha fazla önemi olmuştur. Örgüt, Osmanlı Avrupasındaki en eski ve en uzun süre yaşayan kuruluşlardan biridir. Türk dönemi Güneydoğu Avrupa tarihinin daha iyi ortaya konulabilmesi için, Balkanlardaki diğer Hıristiyan kuruluşlarla birlikte Voynuk örgütünün de ciddi bir şekilde araştırılması gerekir. Böyle bir çalışma aynı zamanda, Türk toplumu ile Balkan toplumları arasındaki kültür alışverişini de aydınlatması bakımından ayrıca önemlidir. Nitekim konumuz olan Voynuk örgütünde, "baştina, voynuk, pirimkür, lagator" gibi Balkanlara özgü terimlerin yanında "voynuk beyi, çeribaşı, yamak, gönder" gibi Türkçe terimlerin de bulunması bu tür bir araştırmanın önemini göstermesi bakımından ilginç bir örnektir. Voynuklardan başka, Hıristiyan Sipahi, Eflak, Martolos, Yörük, Yaya ve Müsellem ve Derbent örgütü gibi Türk ve Türk olmayan Balkan toplumlarının birlikte oluşturdukları kuruluşların her birini ayrı ayrı araştırmadıkça, Türk dönemi Güneydoğu Avrupa tarihinin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını sağlıklı olarak ortaya koymak mümkün değildir. Bu yazımızda Voynuk örgütünü ve sorunlarını ayrıntılı bir biçimde ortaya koymak değil, Voynukluk ve Voynuk örgütü ile ilgili kaynak ve araştırmalarla, ele alınması gereken sorunlar üzerinde durmaya çalışacağız.
Uygarlık ve Çağdaşlaşma
Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 189-190 · Sayfa: 249-256 · DOI: 10.37879/belleten.1984.249
Özet
Tam Metin
"Uygarlık" ve "çağdaşlaşma" herkesin dilinde dolaşan iki terim; anlamı üzerinde herhangi bir tereddüt duyulmayan, bu yüzden de bilimsel bir tanımına gidilmeyen iki ilk bilgidir. "Uygarlık" kavramı Avrupa'da Aydınlanma çağında, 18. yüzyılın ortalarında oluşmuştur. Buna Fransızlar "civilisation" demişlerdir. Bu terim ile bir ülkenin ya da bir toplumun düşünsel, sanatsal ve maddesel yaşamına özgü olan özelliklerin tümü anlaşılır. Ancak "civil" (medeni) sıfatı çok daha eskidir ve Tanrı korkusu duyan, toplum yaşamını yasalarla düzenleyen, her türlü vahşetten uzak olan uluslar için kullanılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunu Paylaşma Projeleri, 1807-1812
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 745-774 · DOI: 10.37879/belleten.1983.745
Özet
Tam Metin
Bir tarihçinin dediği gibi, Türkler Avrupa'ya ayak bastıkları andan itibaren Doğu meselesi ortaya çıkmıştır. Doğu meselesiyle de Türk İmparatorluğunu paylaşmak üzere 100'ün üzerinde proje yapılmıştır. Bunlar genel olarak iki amaçla ele alınmışlardır: Haçlı savaşlarından sonra Türkler'in ellerinde bulunan Hıristiyanlığın mukaddes yerlerini geri almak; Avrupa'nın bir kısmını zapteden Türkler'i Avrupa'dan söküp atmak. Papalar, papa hükümdarlar, komutanlar, bakanlar, mütefekkirler veya devletler tarafından geliştirilen bu projeler, plânlardan tesbit edebildiğimiz kadarıyla 6 tanesi doğrudan doğruya Fransızlar tarafından ortaya atılmış ve diğer bir çoğunda da Fransızlar ortak plân yapımcısı ve hisse sahibi olarak yer almışlardır. Fransızların ortaya attıkları önemli altı proje sırasıyla, 1 - Fransa Kralı VIII. Charles'ın 1495 tarihli projesi, 2 - Fransa Kralı I. François'nın 1515-1517 tarihli projesi, 3 - Fransız Savary de Breves'in 1620 tarihli projesi, 4 - 1660 tarihli Fransız projesi, 5 - Fransız Dışişleri Bakanı Talleyrand'ın 1805 tarihli projesi ve 6 - İmparator I. Napolyon'un 1807-1809 tarihli projesidir. Burada, Napolyon Bonaparte'ın direktifleri doğrultusunda ele alınan son iki, özellikle sonuncu projeyi gözden geçireceğiz.
Türk Sosyal Hayatında Kölelik
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 805-830 · DOI: 10.37879/belleten.1983.805
Özet
Tam Metin
İnsanlık kadar eski bir geçmişi olan kölelik, bir insanın bütün varlığı ile bir başkasının tasarrufunda bulunmasıdır. Önceleri savaş esirliği ile ortaya çıkan, beslenen ve sosyal hayata yerleşen kölelik kurumu, zamanla toprağa bağlı kölelik, toplu kölelik ve ev içi hizmeti köleliği biçiminde geniş bir kullanım alanını içine aldı. Bu yapısıyla da yüzyıllar boyu varlığını korudu ve sürdürdü.