22 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
  • Balkanlar
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Voynuklarla İlgili Kaynaklar ve Araştırmalar

Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 189-190 · Sayfa: 271-284 · DOI: 10.37879/belleten.1984.271
Tam Metin
Voynukluk ve Voynuk örgütünün, Osmanlı Tarihi içinde sanıldığından daha fazla önemi olmuştur. Örgüt, Osmanlı Avrupasındaki en eski ve en uzun süre yaşayan kuruluşlardan biridir. Türk dönemi Güneydoğu Avrupa tarihinin daha iyi ortaya konulabilmesi için, Balkanlardaki diğer Hıristiyan kuruluşlarla birlikte Voynuk örgütünün de ciddi bir şekilde araştırılması gerekir. Böyle bir çalışma aynı zamanda, Türk toplumu ile Balkan toplumları arasındaki kültür alışverişini de aydınlatması bakımından ayrıca önemlidir. Nitekim konumuz olan Voynuk örgütünde, "baştina, voynuk, pirimkür, lagator" gibi Balkanlara özgü terimlerin yanında "voynuk beyi, çeribaşı, yamak, gönder" gibi Türkçe terimlerin de bulunması bu tür bir araştırmanın önemini göstermesi bakımından ilginç bir örnektir. Voynuklardan başka, Hıristiyan Sipahi, Eflak, Martolos, Yörük, Yaya ve Müsellem ve Derbent örgütü gibi Türk ve Türk olmayan Balkan toplumlarının birlikte oluşturdukları kuruluşların her birini ayrı ayrı araştırmadıkça, Türk dönemi Güneydoğu Avrupa tarihinin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısını sağlıklı olarak ortaya koymak mümkün değildir. Bu yazımızda Voynuk örgütünü ve sorunlarını ayrıntılı bir biçimde ortaya koymak değil, Voynukluk ve Voynuk örgütü ile ilgili kaynak ve araştırmalarla, ele alınması gereken sorunlar üzerinde durmaya çalışacağız.

1877-78 Türk-Rus Savaşından Sonra Balkanlarda Durum

Belleten · 1972, Cilt 36, Sayı 141 · Sayfa: 15-30 · DOI: 10.37879/belleten.1972.141-15
Tam Metin
1877-78 harbinde mağlûp olan Osmanlı Devleti sulhe kavuşmak için Mart 1879 Ayastefanos Muahedesiyle Rusların ileri sürdükleri şartları kabul etmek zorunda kaldı. Tuna vilayeti ile aşağı yukarı Makedonya'nın tamamını ve Trakya'nın bir kısmını içine alan 162.300 km. genişliğinde, nüfusu 4 milyona bâliğ olan bir Bulgaristan ihdası bu şartların başında geliyordu. Ayrıca idarenin tanzimi için iki sene müddetle Rus işgali altında kalması öngörülen bu ülkeyle Türkiye arasındaki müşterek hudud, batıda Ege Denizi'ne mahrec temin edecek Drine mansabından kuzeye doğru bu nehri ve Rodop silsilesini takiben Edirne'yi aşarak Lüleburgaz yoluyla Midya civarında Karadeniz'e ulaşıyordu. Balkanlarda Rus nüfuzunun hâkimiyetini tesise ma'tuf Ayastefanos muahedesi, aynı zamanda İstanbul ile Boğazların emniyetini ihlal ettiğinden Avusturya ile İngiltere ve Fransa tarafından tepkiyle karşılandı. Bu muahedenin tescili için büyük Devletler tarafından gözden geçirilmesini şart koştular. Bu husus hakkında cereyan eden müzakereler neticesinde gerek Avusturya, gerekse Rusya ile dostane münasebet idame eden Almanya'nın başşehri Berlin'de, Türkiye'nin de iştirakiyle bir kongrenin akdi kararlaştırıldı.