4 sonuç bulundu
XIII.-XIV. Yüzyıl Bizans ve İslam Kaynaklara Göre Kuzeybatı Anadolu Yol Ağları
Belleten · 2013, Cilt 77, Sayı 280 · Sayfa: 849-874 · DOI: 10.37879/belleten.2013.849
Özet
Tam Metin
Medeniyet, genel anlamda insanın çevresiyle olan münasebetleri etrafında şekillenmekle beraber, coğrafyanın etkisi konar-göçer toplumlarda daha belirgin şekillerde ortaya çıkmaktadır. Bu etki tarihi süreçte, en azından genel eğilimler bakımından değişik sosyo-ekonomik, kültürel, siyasi alanlarda süreklilik ve bağlantılar oluşturmuştur. Bu bakımdan Ortaçağda yolların siyasi, iktisadi, askeri, kültürel ve tarihi rolleri olduğu bilinmektedir. Bu makalede, Kuzeybatı Anadolu Bölgesi'nin tarihi süreç içerisinde coğrafi faktörlerin temel belirleyici olduğunu kanıtlamaktan daha ziyade, bölgede yaşayan toplumun doğal çevresi bilinmeden, bölgenin tarihinin anlaşılamayacağı, ortamın tarihi gelişimde önemli etkenlerden biri olduğunu Kuzeybatı Anadolu coğrafyası özelinde göstermeye ve XIII-XIV. yüzyıllarda Kuzeybatı Anadolu'da ticari ve askeri amaçlarla hangi yolların kullanıldığı dönemin kaynaklarının el verdiği ölçüde ortaya konmaya çalışılacaktır.
The Nature of Turko-Byzantine Relations in the Sixth Century Ad
Belleten · 2004, Cilt 68, Sayı 252 · Sayfa: 423-430 · DOI: 10.37879/belleten.2004.423
Özet
Tam Metin
In the middle of the sixth century, a new nomad power emerged in central Asia. A federation led by Turkic groups which rapidly impinged on the Persian empire after the subjugation of the Hephtalites and had an impact on the Roman empire through the flight westwards of the Avars. As a result, both Romans and Persians were soon in diplomatic contact with the Turkish Kagan, and considerable evidence for this process is presented in the fragments of the Greek historian Menandros Protector, with useful supporting material in the historian Theophylact Simocatta and the Syriac author John of Ephesus. This diplomacy had both an economic aspect, the ability of the Turks to intervene in the silk trade, and a strategic one, since both Roman and Persian empires could view the Turks as useful allies against their traditional rival in the Near East. The Turks could attack Persia through the former territory of the Hephtalites, while they could take over Roman possesions in the Crimea.
Haçlı Ordularının Anadolu'da Geçtiği Yollar
Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 571-582
Özet
Tam Metin
Haçlı Seferleri döneminde (1096-1291) Doğu'ya dokuz büyük sefer düzenlenmiştir. Bu seferler sırasında yalnızca Birinci Haçlı Seferi orduları 1097'de Anadolu'yu çapraz kesen yolu geçerek güneye inmeyi başarmışlardır. 1101 Yılı Haçlı Seferleri orduları Türkiye Selçuklu Devleti ve Danişmendli topraklarından geçmeye teşebbüs etmişler, fakat Sultan I. Kılıç Arslan tarafından Orta Anadolu'da imha edilmişlerdir. İkinci Haçlı Seferi orduları 1147/48'de yine Türkiye Selçuklu Devleti'nin topraklarından geçmeye çaba göstermişlerse de bunu başaramamışlar, ancak Bizans'a ait Ege bölgesi topraklarından geçerek Antalya'ya ulaşabilmişlerdir. Üçüncü Haçlı Seferi'ne katılan Alman ordusu ise 1190'da kısmen Türk topraklarından kısmen de Bizans arazisinden geçerek güneye Silifke'ye inmiştir. Bu çalışmamızda bahsedilen Haçlı ordularının Anadolu'daki yürüyüş yollarını kaynaklara dayanarak ve bu konudaki araştırma eserlerinde verilen bilgileri de göz önüne alarak açıklamaya çalışacağız.
Arap Kökenli Hıristiyanlar ve İslam Fetihleri İle Olan İlişkileri
Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 238 · Sayfa: 869-934
Özet
Tam Metin
Dindarlık, insanların, varlığı hususunda görüş birliği içinde oldukları, fakat aynı zamanda uygulanışı konusunda farklı gruplara ayrıldıkları bir olgudur. Araplar da, diğer milletler gibi birçok dine mensup olmuşlardır ki, Hıristiyanlık da bunlardan birisidir. Sonra İslam dini ortaya çıktı ve insanlarda gel-git olayını andıran bir düşünce akımının meydana gelmesine sebep oldu. İnsanların düşünce hayatında bir durumdan diğerine geçiş ve değişkenlik kabiliyeti her zaman canlılığını korumuşsa da, bu olay kolay bir şekilde gerçekleşmemiştir. Hatta bu olgu, kendine has bazı kısıtlamalarla karşılaştığı gibi, en azından başlangıç safhasında muhalefetin varlığını da engelleyememiştir. Bu araştırma, Arap kökenli Hıristiyanlar ile İslam'ın yayılışı arasındaki ilişkileri öğrenmeye yönelik bir çalışmadır. Ayrıca onların (Hıristiyanların) İslam fetih hareketine ve bu hareketin Arap Yarımadası, Suriye ve Irak'taki yayılışına karşı göstermiş oldukları reaksiyonları izlemek, bunları belirleyen faktörleri ortaya çıkarmak ve bu faktörlere etki yapan İslamî faaliyetin rolünü tespit etmek amacını taşımaktadır.