2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
  • Doğu Roma İmparatorluğu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

İbn Rüste’nin el-Alâku’n-Nefîse’yi Ne Zaman Yazdığına Dair Yeni Tespitler

Belleten · 2019, Cilt 83, Sayı 296 · Sayfa: 47-70 · DOI: 10.37879/belleten.2019.47
Tam Metin
İbn Rüste'nin el-A'lâku'n-nefîse'yi ne zaman kaleme aldığı tam olarak bilinmemektedir. Şimdiye değin bu konuya dair araştırmacılarca pek çok tarih de önerilmiş olmasına rağmen el-A'lâku'n-nefîse'nin kaleme alınış tarihi belirsizliğini korumaya devam etmektedir. Bununla birlikte İbn Rüste'nin el-A'lâku'n-nefîse'si Ortaçağların en önemli esirlerinden Hârûn b. Yahyâ'nın Constantinopolis'ten Roma'ya seyahatini de barındırmaktadır. el-A'lâku'n-nefîse'nin bu kısmında Hârûn b. Yahyâ, Besiûs el-Melik (الملك بسوس (diye tanımladığı bir hükümdardan bahseder. Aslında buradaki Besiûs, Tuna Bulgar Çarı Symeon tarafından 913 yılı Ağustos ayındaki Constantinopolis kuşatmasından sonra kullanılmaya başlanan "Basileus" unvanıydı. Bundan dolayı İbn Rüste'nin el-A'lâku'n-nefîse'yi kaleme alması için terminus post quem, yani olası en erken tarih, 913 Eylül/Muharrem-Safer 301'dir. Sonuç olarak ulaştığımız bu netice araştırmacılar tarafından el-A'lâku'n-nefîse'nin İbn Rüste tarafından tamamlanmış olduğunu varsaydıkları Ağustos 913 tarihinden önceki tüm teklifleri geçersiz kılmaktadır.

Ioannes Chrysostomus’un Düşüşü: Doğu Roma Başkentinde Din ve Politika

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 745-770 · DOI: 10.37879/belleten.2003.745
Tam Metin
Geç Roma İmparatorluğu'nda, din ve politika ayrılmaz bir ikili oluşturmuşlardır. Bu, sadece İmparatorluğun Hıristiyanlaşmaya başladığı IV. yüzyılın ilk çeyreği ve sonrasındaki bir faktör değil, esas kökleri Hıristiyanlaşma öncesinde bulunan bir olgudur. Esasen, pagan Roma'da, imparatorun Pontifex Maximus (=baş rahip) statüsüne sahip olması, (ve ayrıca kişiliğinin tanrısal bir niteliğe sahip olması), imparatorun, Hıristiyanlaşma süreci içerisinde, kilise işlerine müdahale etmesinin yasal çerçevesini oluşturmaktadır. İmparatorluk ile kilise arasındaki bu tür ilişkiler, aslında Constantinus'tan (306-337) önce başlar1. Ancak, hem doğrudan imparatorun, hem de saray yetkililerinin kilise işlerinde aktif olarak yer almaya başlamaları Constantinus ve sonrası dönemde ortaya çıkan bir faktördür. Bununla birlikte, IV. yüzyılda iktidarda bulunan Constantinus, oğlu II. Constantius (337-61) ve I. Theodosius (379-95) gibi güçlü imparatorlar, saray yetkililerinin kilise politikalarında belirgin bir şekilde görünür hale gelmelerini gölgelemişlerdir. 395'de Theodosius'un ölümü üzerine yerine geçen genç oğullarının (Doğu'da Arcadius, Batı'da Honorius) döneminde, onların gençliği ve tecrübesizliğinden dolayı, özellikle Doğu'da bürokrasi hem devletin iç ve dış politikalarında, hem de kilise ile ilişkilerinde çok daha fazla ön plana çıkmıştır.