2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
  • Eğitim Sistemi
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Maarif Nazırı Haşim Paşa ile İlgili Orijinal Bir Belge ve Bazı Eğitimsel Görüşler, Sorunlar

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 179 · Sayfa: 205-214 · DOI: 10.37879/belleten.1981.205
Tam Metin
Bu yazımızda Abdülhamit döneminin son Maarif Nazırı olan Haşim Paşanın (nazırlığı: 1903-1908) Saraya hitaben yazdığı ve Başbakanlık Devlet Arşivinde gördüğümüz bir belge tanıtılacak ve bu belgede yer alan bazı eğitim sorunlarına değinilecektir. Fakat önceden Haşim Paşa ile ilgili bazı bilgiler vermekte yarar vardır. Türk Eğitim Tarihinde Haşim Paşanın hiç adı geçmez. O, unutulmuş bir Maarif Nazırıdır. Günümüzde yalnızca, "şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim" biçiminde söylediği rivayet olunan söz bazen esprili biçimde zikredilmektedir. O dönemlere ilişkin taradığımız kaynaklarda onun adına rastlanıyor. Fakat kaynaklar ondan hep olumsuz biçimde söz ediyorlar. Belki o, başarılı olmak şöyle dursun, olumsuz görülen çalışma ve düşünceleri nedeniyledir ki Türk Eğitim Tarihinde hiç yer tutmamıştır.

Okula Gazete Sokan Öğretmen Ali Suavi ve Günümüz Eğitiminde Benzer Girişimler

Belleten · 1978, Cilt 42, Sayı 167 · Sayfa: 437-444 · DOI: 10.37879/belleten.1978.437
Tam Metin
Okulda gazetenin ders aracı olarak okutulması konusunda az ileride görüleceği gibi Fransa'da çok yeni bir girişim vardır. Eğitim çevrelerinde bu girişim ilgi ile karşılanmakta ve orijinal bulunmaktadır. Oysa gazetenin okula bir eğitim aracı olarak sokulmasının yararlı olacağı görüşünü Ali Suavi yüz on iki yıl önce ortaya atmıştır. Fakat bu görüş ve taşıdığı anlam şimdiye dek araştırmacıların dikkatinden kaçmıştır. Onun kültür ve eğitim tarihimizdeki bu ilginç girişimini aydınlığa kavuşturmak, yerli, yabancı bilim ve eğitim çevrelerine tanıtmak gerekir. Ali Suavi (1839-1878) Tanzimat döneminin önemli fikir adamı, gazeteci ve öğretmenlerindendir. 1857'de kurulan Maarif Nezareti makamına ilk geçen Abdurrahman Sami Paşa zamanında sınavla Bursa Rüştiye okuluna öğretmen olarak atanmıştı. Ali Suavi öğretmenliğe bu şekilde başladı. Fakat o, tartışmayı seven, yeni fikirlere sahip bir öğretmendi ve üstelik çok gençti. Oysa Bursalıların gözünde "muallim" demek yaşlı adam demekti. Bu nedenlerle Bursa'dan uzaklaştırıldı. Bu kez Filibe Rüştiyesine atandı, ama orada da sakin durmadı. Kentin camilerinde "vaız" biçiminde siyasal nitelikte konferanslar verdi. Mutasarrıf bu ateşli öğretmeni halkı ayaklanmaya teşvikle suçlayıp azlettirdi.