4 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 4
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
- Fütüvvet 4
- Ahilik 2
- Anadolu Ahiliği 1
- Futuvve 1
- Gıyaseddin Keyhusrev 1
Türkiye Selçukluları Şehzade ve Sultanlar Muallimi Mecdüddin İshak
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 276 · Sayfa: 419-430
Özet
Türkiye tarihinde Meliklerin eğitimi ile iştigal eden kişilere Atabey veya Lala denir. Bu kişiler Sultanların ve Meliklerin aynı zamanda danışmanlarıdır. Mecddüddün İshak da böyle birisidir. Onun, I. Gıyaseddin Keyhüsrev ve oğlu I. İzzeddin Keykavus'un hocalığını ve danışmanlığını yaptığını biliyoruz. Mecdüddin İshak sultan muallimliği yapmamış aynı zamanda, Türkiye Selçuklularının 1204-1221 yıllan arasında Abbasi Halifeliği ile ilişkilerini sağlamış çok önemli bir diplomattır. Bu görevini başarı ile yerine getirmiş, Nâsır Li Dinillah taralından yeniden ihya edilen futüvvet teşkilatı temsilcilerinin Anadolu'ya gelmesi sağlanmış, bu temsilcilerin Evhadüddin Kirmanî ve Şeyh Nasiruddin Mahmud (Ahi Evren) olması Türkiye Selçukluları için bir şans olmuştur. Böylece Anadolu'da adına Ahilik dediğimiz bir teşkilatın kuruluşuna vesile olunmuştur. Aynı zamanda Anadolu'ya birçok âlimin gelmesi Mecdüddin İshak aracılığıyla olmuştur. Çalışmamızda bu konular üzerinde durulacaktır.
EUNJEONG YI, Guild Dynamics In Seventeenth-Centtuy Istanbul: Fluidity and Leverage, Brill, Leiden, Boston
Belleten · 2004, Cilt 68, Sayı 253 · Sayfa: 751-754
Özet
Yazarın Harvard Üniversitesinde 2000 yılında tamamladığı "The Istanbul Guilds in the Seventeenth Century: Leverage in Changing Times" başlıklı tezine dayanan bu eser, genelde Osmanlı esnaf teşkilatı, özelde ise İstanbul esnaf teşkilatı hakkında yazılan en kapsamlı ve doyurucu eserlerden birisidir. Eserin dikkat çeken en önemli yanı, gelenekçi, statik ve devlet güdümünde hareket ettiği iddia edilen ve şimdiye kadar bu yönleriyle işlenen lonca sistemini titiz bir şekilde sorgulamasıdır. Dr. Yı, öncelikle esnaf teşkilatı araştırmalarının daha çok dini mistisizm, fütüvvet ve esnafın devletle ilişkileri ve tutuculuğu çerçevesinde incelenmesini eleştirmekte ve bu kısır bakış açısının bu kurumu gelenekçi, tutucu, mistik, devletin güdümünde hareket eden zayıf sivil örgütler olarak sunduğunu vurgulamaktadır.
İlk Ahiler hakkında
Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 197 · Sayfa: 591-602 · DOI: 10.37879/belleten.1986.591
Özet
Tam Metin
Selçuklulardan itibaren Küçük Asya şehirlerinde önemli bir rol oynamış olan bu "kitle" teşkilatı Ahilerin, kaynağının bulunmasında iki mesele vardır: Dayanışmalarının manevi sebebi fütüvvet "kahramanlık fazileti" olan gençlik dernekleri, bütün İslam ülkelerinde ve İslamî devirlerde varlığını sürdürmüş, bazen bilhassa Karmat hareketinden sonra ortaya çıkmış olan meslekî gruplara karışarak, dine aykırı birtakım görüşleri benimsemişlerdir. Küçük Asya'da ve ona bağlı bölgelerde, belli bir zamandan itibaren Fityan veya Fütüvvet ve Ahi teşkilatları aynı teşkilatlardır. Teşkilatlar arasındaki bu birlik, Halife an-Nasır'ın himayesinde M. 1200 yıllarında gerçekleştirilmiş olan Fütüvvet Reformu ile aşağı yukarı aynı zamana rastlar. Fakat bir taraftan Ahi adının öteki İslam ülkelerinde bulunmayışı, diğer taraftan Halife an-Nasır'dan önce de Ahilerin var oluşu, o, devirde bunların Küçük Asya'nın dışında bulunuşu ve Fütüvvet ile ilişkili olmadıkları dikkat çekiyor. Öyleyse, bir yandan Fütüvvet'ten ayrı olarak Ahilerin kaynağı meselesi, öte yandan bunların Küçük Asya topraklarında buluşup gelişmeleri meselesi vardır.
Fütüvvetçilikle Ahiliğin Ayrıntıları
Belleten · 1976, Cilt 40, Sayı 159 · Sayfa: 423-438 · DOI: 10.37879/belleten.1976.423
Özet
Tam Metin
Son kırk elli yıldan beri sözü edilen, yerli ve yabancı yazarlarca, üzerinde kısa ya da uzun yazılar yazılan Anadolu Ahiliği, gerçekten ekonomik, politik ve sosyal yönlerden önemli değer taşıyan bir konudur. Bu örgütte önemli rol oynamış ünlü ahiler hakkında bazı dağınık bilgilere sahip olmakla birlikte, bir kurum olarak işleyişi üzerindeki ayrıntılı bilgileri, XIV. yüzyılda Osmanlı hükümdarı Orhan zamanında (saltanatı : 1326 - 1359) Anadolu'yu dolaşan Tanca'lı gezgin İbn-i Batuta'nın (1304 - 1369) seyahatnamesinde izlediğimiz Anadolu Ahiliği, ilk sıralarda, özellikle XIII. yüzyıl başında İslam aleminde ün salmış bir kuruluşun yani fütüvvetçiliğin Anadolu'daki bir uzantısı sanıldı. Fütüvvetinkinden ayrı özellikleri bulunduğunu kabul edenler de onun, İran'dan ya da Suriye'den örnek alındığını, kopya edildiğini yazmışlardır. Oysa ki, tüzükleri bakımından fütüvvetçilikle bazı benzerlikler göstermesine rağmen ahilik, Türk konukseverliğinin, yiğitliğinin ve başkalarına yardım duygusunun bir ürünüdür.