2 sonuç bulundu
Changes in the Form of the Documents Caused by the Alphabet Reform, in Turkey: Examination of the Intrinsic Elements of the Archival Records in the Light Of Diplomatics Methodology
Belleten · 2013, Cilt 77, Sayı 280 · Sayfa: 1103-1134 · DOI: 10.37879/belleten.2013.1103
Özet
Tam Metin
The Turkish Republic has developed some of the traditions and applications taken over from the Ottoman Empire and changed many others with the reforms they realized. it is of no doubt that the alphabet reform is one of them. While the effect of this reform on the fields like education, libraries and press has been dealt with many times, the modifications on the documents have been underestimated. The analysis of the documents in the light of diplomatic methodology is essential for the archivists, diplomatists, jurists and the historians. They may come to understand the authenticity and originality of the documents they use and appraise by criticizing the period in which they were produced and the characteristics they have. The aim of the article is to elicit the modifications to the forma! characteristics of the correspondences caused by the alphabet reform. In this article, the examples of the correspondences dating back to 1928 and the early 1930s, the year Turkey accepted Latin alphabet, have been examined within the scope of diplomatic methodology.
Kur'an Harfleri ve Atatürk Devrimlerine Karşı Çıkışlar
Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 172 · Sayfa: 823-836
Özet
Tam Metin
Atatürk'ün ulusu yararına gerçekleştirdiği devrimlerin en büyüklerinden birinin 50. nci yılında bulunmamız nedeniyle, konuyu yazı devriminden ve bu devrimden 50 yıl sonra, kimi sorumlu kişilerin ve bu arada kişisel çıkar gözleyenlerin rejim dahil devrimlerimizin tümüne yönelmiş karşı görüş ve propagandalarından seçtim. Bugün sayıları milyonları bulan eğitimden yoksun yurttaşların arasında Arap yazısının kutsallığına, bu yazının dünyanın kurulduğu günden beri var olduğuna inandırılmış sayısız kişiler vardır. Gene bu eğitimsiz kütlelere Türk ulusunun yalnız Arap harflerini kullanmış olduğu, ayrıca bütün başarı nın tarihteki şan ve şereflerin Islam dinine borçlu bulunulduğu kanısı verilmiştir. Gerçekte kaba bir hesapla binyıl öncesinden başlayarak 1 Kasım 1928'e gelinceye kadar kullanılan Arap yazısı Türk ulusunun dil özelliklerine uygun düşmediği gibi, anlamı bilinmeyen sözcüklerin doğru okunması da mümkün değildi; bu yazıları okuyanlarca pek iyi bilindiği üzere. Bir soru gelebilir usumuza: Öyle ise atalarımız neden hem Arap yazısını hem de büyük ölçüde arapça sözcükleri aldılar? Gene 900 yıldan bu yana Selçuk ve Osmanlı İmparatorlukları iktidarlarında Türkler'le içiçe yaşayan Türk soyundan olmayan azınlıklar örneğin Rumlar, Ermeniler, hatta Müslüman olan başka etnik gruplar kendi dillerini belki bu ölçüde ihmal etmemişler de, zengin kökleri olan türkçe neden bu ölçüde gerilemiş, neden arapça ve farsça sözcükler ve kurallarla dolu bir resmi türkçe meydana gelmiş? Bunu yanıtlamak için sık sık yinelenen, tarihsel gerçeklerle de çelişen bir konuya değinmek istiyorum. O da Türklerin İslam dinini kendi bünyelerine uygun bularak hemen kabul ettikleri iddiasıdır. Oysa tam tersi...