3 sonuç bulundu
Selçuklu Hükümdarı Büyük Alâeddin Keykubad ve Anadolu Savunması
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 205 · Sayfa: 1539-1546
Özet
Tam Metin
Tarih araştırmalarında bir konu türlü şekillerde ele alınabilir. Meselâ, genelden özele gidilebileceği gibi, özelden genele de gidilebilir. Türk tarihi genelden özele doğru ele almak istendiği zaman, onun; 1 - Dünya tarihi içindeki, 2 - Orta Doğu İslam Tarihi içindeki rolü tartışılabilir. Öte yandan, Selçuklu devri Türk tarihi de aynı şekilde, 1 - Dünya tarihi, 2 - İslam tarihi, 3 - Türk tarihi bakımlarından ele alınabilir. Bu yazımızda konuyu bütün bu bakımlardan ele almak imkânsızdır. Zâten, bu konular, yerli ve yabancı tarihçiler tarafından tartışılmış ve tartışılmaya devam edilmektedir. Biz bu yazımızda, özelden genele doğru bir değerlendirme denemesi yapacağız.
Kayseri'nin İncesu ilçesinde Şeyh Turesan Zaviyesi
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 174 · Sayfa: 271-278 · DOI: 10.37879/belleten.1980.271
Özet
Tam Metin
Kayseri'nin İncesu İlçesi ile Ergüp'ün Başköy'ü arasında bulunan ve Tekke Dağı adıyla anılan sarp tepeler üzerinde, halk tarafından "Tekke" diye bilinen, Birinci Alaaddin Keykubad'ın zevcesi Mahperi Huand Hatun tarafından yaptırılmış olan bir Selçuklu binası vardır ki buraya ulaşmanın zorluğu sebebi ile eserin bugüne kadar neşri yapılmamıştır. Söz konusu yere gitmek üzere, tekkeye ismini veren Şeyh Turesan'ın ahfadından olduğunu söyleyen Kayseri Müzesi memuru Kemal Şeyhoğlu'nun kılavuzluğunda, binanın planlarını çizecek olan Kayseri Müzesi Heykeltraşı Tevfik Elkovan ve fotoğrafları çekecek müze asistanı Ali Yeğen ile birlikte hareket ettik. Kılavuzumuz bizi Başköy'ün kuzeyinde - zaviye vakfiyesinde ismi geçen- Sultanım mevkiine getirdi. Burada otomobili terk edip kuzey istikametine İncesu'ya doğru, kalıntılardan eski bir yol olduğu anlaşılan -vakfiyede geçen ve halen söylenen ismi ile "Ulu yol"- vâdiden dağa tırmanmağa başladık. İki kilometre kadar bu istikamette gittikten sonra, tepenin İncesu'ya doğru tekrar dere şeklinde alçaldığı yerde eski yol izinden ayrılarak batıya dönüp 1,5 kilometre kadar bir tepe daha tırmanarak -Tekke Dağı- buradaki en yüksek tepeler arasında bulunan zaviyeye gelebildik. Geçtiğimiz güzergâh yürünmesi zor şekilde taşlık ve kayalarla örtülü olup kısmen patika şeklinde idi. Tekkenin bulunduğu vadiye halk "Durağım" demekte ve bu konuda bir efsaneden bahsetmektedir.
Ala el-Din Keykubad'ın Meliklik Devri Sikkeleri
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 174 · Sayfa: 265-270 · DOI: 10.37879/belleten.1980.265
Özet
Tam Metin
Ala el-Din Keykubad I. Gıyas el-Din Keyhusrev'in ortanca oğlu ve I. İz el-Din Keykavus'un halefi ve kardeşidir. Onun devri Anadolu Selçuklu İmparatorluğunun en şa'şa'alı ve mes'ut zamanlarından birini teşkil eder. Zamanını iki devreye ayırmak mecburiyetindeyiz: 1. Meliklik 2. Sultanlık Biz burada Ala el-Din Keykubad'ı n, sadece Meliklik devrinde basılan sikkelerinden söz edeceğiz. İstanbul Arkeoloji Müzesi İslami Sikke Kabinesinde ve bazı hususî koleksiyonlarda Keykubad'ın, aşağıda izah edilecek olan tipte, bakır bir sikkesi görülmektedir. Bu sikkenin kesim yeri ve tarihi yoktur. 30 mm. kutra ve 9,85 gr. ağırlığa maliktir.