5 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 5
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- II. Bayezid 3
- II. Bayezıd 2
- Tarih 2
- 1484 1
- Abdulkadir Meragi 1
- Avrupa 1
- Boğdan Seferi 1
- Cem Sultan 1
- Endülüs 1
- Gırnata Emirliği 1
Oruç Beğ Tarihi, Yayına Hazırlayan: Necdet Öztürk, İstanbul 2007, 1-LI (giriş)+1-221 (Metin)+222-252 (Kronoloji)+255-302 (Dizin)+1b-149b (Tıpkıbasım) [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 267 · Sayfa: 609-610
Özet
Osmanlı Devleti'nin kuruluş ve yükseliş dönemine ait olan eserlerden Oruç Beğ Tarihi'nin araştırıcılar için önemli bir yeri vardır. Bu eser, Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan 1502 (H.908) tarihine kadar gelmektedir. Eserin şimdiye kadar bazı neşirleri yapılmıştır. Buna rağmen neşirler sağlıklı bir nüsha karşılaştırılmasından yoksundur. Bu yayınlar nüshaların tamamı göz önünde bulundurulmadan yapılmıştır. Prof. Öztürk bu yayınında tesbit edilen altı nüshadan üçünü kullanmıştır. Şimdiye kadar bu devre ait Tevarih-i Al-i Osman kabilinden diğer bazı eserleri de yayınlayarak önemli hizmetlerde bulunan Prof. Öztürk Oruç (Oruç b. Adil)'un eseri ile de araştırıcılara yardımcı olmaktadır. Oruç Beğ XV. yüzyılın ikinci çeyreğinde Edirne'de doğmuş olmalıdır. Babası kazzaz (İpekçi) olup onu Oruç b. Adil el-Kazzaz katibü'l-Edrenevi olarak tanıyoruz. Oruç Bey'in tahsili hakkında yeterli bilgiye de sahip değiliz. Ancak onun Edirne gibi bir kültür muhitinde doğmuş olmasından, babasının durumundan ve eserinden iyi bir eğitim aldığı anlaşılıyor. Oruç Bey'in ölüm tarihi hakkında da bilgimiz olmamakla beraber 1502 veya hemen sonrasına kadar yaşadığını istidlal edebiliyoruz. Şu halde Oruç Beğ II. Mehmed ve II. Bayezid devirlerini idrak etmiştir. Ayrıca bir vakfiye kaydından da Oruç'un ekonomik durumunu tesbit etmek mümkün olmaktadır (s.XXIII-XXIV).
Endülüs'ten II. Bayezıd'a Yazılan Anonim Bir Şiir
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 205 · Sayfa: 1575-1584
Özet
Tam Metin
Muvahhidin Devleti'nin yıkılmasından sonra İberik yarımadasının doğusuyla güneyindeki Belensiye ile Mürsiye ve Gırnata kısımlarında tutunabilen birkaç küçük devletten en mühimi, başkenti Gırnata olan Beni Ahmer Devleti idi. Bu devlet, iki asır gibi uzun bir süre Hıristiyan istilasına karşı durabilmiş ise de XV. asrın ikinci yarısında birbirleriyle evlenip güçlerini artıran Kastilya ve Aragon kralları Ferdinand Katolik ile İzabella'nın saldırıları karşısında çok güç durumda kalmıştı. Bunun üzerine 1486 yılında Beni Ahmer Hükümdarı XI. Abu 'Abd Allah Muhammad, Osmanlı Padişahı II. Bayezıd'a bir elçi göndererek VIII asırlık İslam hakimiyet ve medeniyetinin yıkılmak üzere olduğunu haber vermiş ve yardım istemişti. Bu tarihlerde Osmanlı Devleti, muhtelif seferler ve gaileler yanında donanmanın uzak denizlerde savaşacak kadar o denizleri bilir, mahir kaptan ve mürettebata sahip olmadığı ve Cem Sultan'ın Avrupa'da siyasi bir alet olarak kullanılmasından dolayı Endülüs Müslümanlarına yardım edememişti. Fakat, daha sonra 1505'te İspanya sahillerini vurmak için Kemal Reis komutasında bir filo gönderilmiş ve bir kısım Müslüman ve Yahudi kurtarılarak ilk kafilesi Türkiye'ye gönderilmişti.
1484 Osmanlı Seferi Hazırlıkları ve Kronolojisi
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 186 · Sayfa: 587-598 · DOI: 10.37879/belleten.1983.587
Özet
Tam Metin
Bayezid II.'in 1484'te Boğdan'a karşı yaptığı sefer, derin bir araştırma konusu olmamıştır. Osmanlı askeri hazırlıkları hakkındaki açık kayıtlar, N. İorga'da olduğu gibi I. Ursu'da da eksiktir. Seferin kronolojisi pek az bilinmektedir ve I. Ursu'nun verdiği tarihlerin büyük bir kısmı yanlıştır. Yazar; Tursun Bey, Neşrî ve Sa'd-ed-Din'in kroniklerini tanımakla birlikte, bu üç kaynağın verdiği kronolojik bilgileri yanlış bir şekilde yorumlamaktadır.
Molla Lutfî ile İlgili Yeni Bir Belge
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 675-682 · DOI: 10.37879/belleten.1980.675
Özet
Tam Metin
Türk düşünce tarihinde Molla Lutfi olayı, çeşitli yönleriyle konu olarak günümüze değin değerini korumaya devam etmektedir. Milli Kütüphane yazmalarım Türkiye Yazmaları Toplu Kataloğu, TUYATOK bünyesinde tasnif ederken rastladığımız zındıklık ve sapıklık ile ilgili bir risale de kanımızca bu olaydan esinlenerek kaleme alınmıştır. Bilindiği gibi, edindiği bilgilerle öğünen, meslekdaşlarının hatalarını, yaptıkları yanlışları hoş görmeyen, onları en ağır sözlerle taşlayan, bu yüzden de çevresinde kendisini sevmeyen bir aydınlar grubunun oluşmasına yol açan Molla Lutfi, 900 Rebiyülevvelinin yirmi beşinde (24 Aralık 1494) karşıtlarının ısrarlı istekleri üzerine Sultan II. Bayezid'in verdiği izin sonunda bir heyet önünde yargılanmış ve ölüme mahkûm edilerek Atmeydanı'nda idam edilmiştir. İşte bu olaydan esinlenerek yazılan elimizdeki risale, Şerhü'lmakasıd, Kadi İyaz el-Yahsubi'nin eş-Şifa fi tarifi hukuki'l-Mustafa ve es-Seyfü'l-meslûl gibi kaynaklarda zındıklık ve sapıklık konularındaki delillere dayanılarak ve Molla Lutfi'nin söz ve davranışları bunlara göre değerlendirilerek kaleme alınmıştır.
Osmanlılar Zamanında Saraylarda Musiki Hayatı
Belleten · 1977, Cilt 41, Sayı 161 · Sayfa: 79-114 · DOI: 10.37879/belleten.1977.79
Özet
Osmanlı devletindeki umumen musiki cereyanlarına dair Osmanlı tarihinin ikinci, üçüncü ve dördüncü ciltlerinde kitabın hacmine göre yeteri kadar bilgi vermiştim. Topkapı Sarayındaki belgeleri tetkik ederken bununla alâkalı diğer kaynaklardan da bulabildiğim kadar bilgileri de eklemek suretiyle Osmanlı Sarayı musikisini yazacak mütehassıslara faydalı olur diye bir fihrist hazırlamağı uygun bularak bu makaleyi hazırladım. Osmanlı Sarayı musikisi pâdişahlar da dahil olmak üzere bu devletin hayatı boyunca sevgi ile sevilerek devam etmiştir. Yalnız o musiki âlemlerinin artması veya eksilmesi çeşitli sebeplerle inip çıkmıştır. Bu hususta muharebelerin tesiri, hükümdarın ordusunun başında bulunmasının musiki zevkinin bu hareketini muvakkat olarak durdurmuş olmasının müessir olduğu görüldüğü gibi bunun aksine olarak seferden dönen pâdişahın girdiği yerlerdeki şehir ve kasabalarda bulduğu muhtelif sınıftan güzel sanat erbabını ve bu arada musiki üstadlarından bir haylisini beraberinde devlet merkezine getirdiği görülür.