3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
  • Mîsâk-ı Millî
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

1921 Londra Konferansı'nda Türk Diplomasi: Sadrazam A. Tevfik Paşa'nın Sözü Türkiye Büyük Millet Meclisi Temsilcilerine Bırakması Meselesi

Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 351-382 · DOI: 10.37879/belleten.2015.351
1921 tarihli Londra Konferansı Sevr Antlaşması'nda yapılacak bazı kısmi değişiklikleri görüşmek ve Antlaşmayı taraflara kabul ettirip uygulatmak amacıyla toplanmaktaydı. Türkiye Konferansa Ankara hükümeti İstanbul heyetine dâhil olduğu tek bir heyet olarak davet edilmekteydi. Ancak Ankara hükümeti uyguladığı diplomatik girişimlerin neticesinde müstakil bir heyet olarak Konferansa katılmayı başardı. Konferans görüşmelerinde Sadrazam A. Tevfik Paşa'nın sözü Ankara heyetine bırakması hususu çeşitli kaynaklarda oldukça farklı şekillerde zikredilmekte ve gerçeğinden oldukça farklı bir şekilde algılanmaktadır. Bu husus ilgili literatür ve çeşitli arşiv belgeleri kapsamında incelendiğinde A. Tevfik Paşa'nın ve Osmanlı heyetinin diğer üyelerinin Konferans müzakerelerinde "sözün tamamen Ankara Hükümetine bırakılması" olarak algılanan tavrının ancak kendilerini ifade ettikten sonra "sözün Ankara hükümetinin delegelerine devredilmesi" şeklinde Türk tarafının ortaya koyduğu ortak bir diplomatik tavır olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim konferans boyunca Türk tarafından katılan her iki heyet temsilcileri de söz almışlardır. Oturumlarda birbiri ardınca söz almışlar ve söylemleri birbirlerini tamamlar nitelikte olmuştur. Konferansta bu şekildeki ortak bir tutum ise İtilaf Devletleri arasındaki ihtilafları arttırarak, Milli Mücadele lehinde önemli gelişmelerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Kurtuluş Savaşı Günlerinde Batı Siyasamız

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 177 · Sayfa: 327-418 · DOI: 10.37879/belleten.1981.327
Kurtuluş Savaşı günlerinde, Kemalistlerin, Doğu'lu devletler gibi Batı'lı devletlere karşı da uyguladıkları siyasanın başlıca amaçları şunlardı : 1. Misak-ı Milli (Ulusal And)'yi gerçekleştirmek; 2. Türkiye'nin dış ülkelerde tanınmasını sağlamak; 3. çeşitli savunma, dostluk ve bağlılık antlaşmalarının çerçevesi içinde, maddi ve manevi yardım sağlamak ve 4. bu amaçlara ulaşabilmek için her türlü aydınlatma araçlarına başvurmak. Ancak bu siyasa oldukça önemli bir noktada değişiyordu: Kemalistler, yurtlarının büyük bir bölümünü ve Osmanlı İmparatorluğunun başkentini işgal altına alan Batı'lı Bağlaşık Devletlerle çatışıyor; bu işgalci devletleri ya diplomasi yoluyla ya da silah gücüyle Türkiye'den çıkarmak için uğraşıyor; ama onları, Türkiye'yi boşaltmaya zorlayacak yeterli askeri güce sahip olmadıklarından, katlanılabilir bir uzlaşmaya yankı-umuduyla, sorunu diplomasi kanalıyla çözümlemek yoluna gidiyorlardı. Büyük Millet Meclisi'nde Batı ideali (Garp Mefkûresi)'nden yana olanlar, Türkiye'nin çıkarlarının Batı'lı devletlerle bir uzlaşmaya varılmasını gerektirdiğine inanıyorlardı. Bağlaşık Devletler ulusal akımı tanısalar ve Türkiye'ye onurlu bir barış önerseler, Kemalistler böyle bir uzlaşmaya belki yanaşacaklardı. Mustafa Kemal, Ermenilere karşı Doğu'da harekata geçilmesini sürekle öneren Doğu Savaş Kesimi komutanı General Kazım Karabekir'e 6 Mayıs 1920'de gönderdiği kapalı telyazısında, Bağlaşık Devletlerle bir anlaşmaya veya uzlaşmaya varılması olasılığından söz ediyor; Barış Konferansı, Türkiye konusunda kararlarını açıklamadan Ermenilere karşı harekata geçilmesinin yurdun çıkarları açısından uygun olmıyacağını bildiriyor; 4 ama bu arada Ermenilerin, Kilikya'da, yerel Fransız subaylarının kışkırtmalarıyla, Türk-Müslüman halka her türlü ezgi yapmalarına karşı ilgisiz kalamıyordu.

Türk - Amerikan Siyasal İlişkilerinin Ana Çizgileri

Belleten · 1977, Cilt 41, Sayı 162 · Sayfa: 257-276 · DOI: 10.37879/belleten.1977.257
Tam Metin
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Türk - Amerikan ilişkileri bir patlama halinde geliştiği ve 15-20 yıl sonra da ciddi sarsıntılara uğradığı için, bu alanda Türkiye'de duygusallıktan uzak, bilimsel araştırma ve incelemeler henüz yapılamamıştır. Biz bu yazımızla, yeni Türkiye'nin Amerika B. D. ile ilişkilerinin bir kronolojisini, iki hükümetin birbiri nezdinde gönderdiği diplomatik temsilcilerinin bir listesini verirken ve bu ilişkiler üzerinde yapılacak incelemelere yararlı başlıca kaynakları gösterirken, sadece ana çizgiler biçiminde de olsa, onun son 60 yıllık gelişmesinin seyrini ve özelliklerini, kişisel kimi düşüncelerimizle birlikte, açıklamağa çalışacağız.