6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
  • Memlukler
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Memlûk - İlhanlı Diplomatik İlişkileri

Belleten · 2018, Cilt 82, Sayı 293 · Sayfa: 83-158 · DOI: 10.37879/belleten.2018.83
Tam Metin
Tarih boyunca devletlerarası ilişkilerde diplomasi daima belirleyici bir unsur olmuştur. Savaşlar ve barışlar da diplomatik gelişmelerin seyrine göre neticelenmiştir. Bu bağlamda tarihte devletlerin varlık mücadelesi ve amaçları gibi hususları takip ve tespit etmenin en önemli aracı diplomatik vesikalardır. Günümüzde Ortadoğu olarak isimlendirilen bölgede hâkimiyet mücadelesi vermiş İlhanlılar ve Memlûkler Hazar'dan Nil'e Karadeniz'den Yemen'e geniş bir bölgenin kaderini bir dönem belirlemiş iki devlettir. İslâm dünyası Haçlı işgalleri ve Moğol istilâlarıyla sarsılırken gelişmeler Mısır ve Suriye'de hanedanın yönetmediği kuvvet ve kudret sahibi güçlü ve nüfuzlu emirlerin sultan olabildiği siyasi bir yapının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bir tarafta İlhanlılar Cengiz Han'ın varisi sıfatıyla tehdit ve korkutmaya dayalı geleneksel Moğol diplomasisini sürdürürken diğer tarafta Memlûkler Müslümanları himaye politikası temelinde hilafet kurumunu yeniden tesis ederek politika geliştirmişlerdir. Memlûkler orijinal siyasi yapılarıyla İlhanlılar karşısında başarılı savunma savaşları vererek diplomatik ilişkilerin seyri zamanla değişmiş ve düşmanca ilişkiler eşitlik esasına dayalı politik münâsebetleri doğurmuştur. Sonunda barış tesis edilmiştir. Çalışmamızda Memlûk-İlhanlı diplomatik ilişkilerinin değişen seyrini karşılıklı elçilik teatileri ve mektuplaşmalar temelinde ele alıp her iki devletin karşılıklı dış politikasını ortaya koymaya çalışacağız.

Memlük Tarihçilerine Göre Dulkadır­oğlu Şahsuvar Bey İsyanı

Belleten · 2013, Cilt 77, Sayı 279 · Sayfa: 403-444 · DOI: 10.37879/belleten.2013.403
Tam Metin
Moğol istilası sebebiyle Suriye'nin kuzeyi ve Anadolu'nun güneydo­ğusuna göç eden Türkmenler Memlük Devleti tarafından Müslümanları koruma, soydaşlarına kucak açma ve İlhanlılar ile Kilikya Ermenilerine karşı tampon bölge oluşturma gibi maksatlarla himaye edilmiştir. Aralarında Dulkadıroğulları da bulunan bu Türkmen grupları Gazze'den Sis (Kozan) hududuna kadar olan bölgede iskan edilmişler, beylerine de ikta ve emirlik payesi verilmiştir. Memlük Devleti kendisine tabi unsurlar olarak gördüğü Türkmenlerin müstakil hareket etmelerine de mani ol­maya çalışmıştır. Özellikle Osmanlıların güçlü bir devlet olarak tarih sah­nesine girişinden sonra bahsedilen bölgelerdeki Ramazanoğulları ve Dulkadıroğulları gibi beylikleri kontrolü altına almaya çalışması, Memlükler ile Osmanlılar arasında nüfuz mücadelesine neden olurken, aynı zamanda Memlüklerin bu beyliklerle sorunlar yaşamasına da yol açmıştır. Memlük-Dulkadıroğulları ilişkilerinin, Memlükler ile Osmanlılar arasındaki nüfuz mücadelesinin tesirinde şekillendiğini söylemek mümkündür. Biz bu çalışmada, Memlük-Dulkadıroğulları münasebetlerinin bahsi geçen hususiyetini en fazla ortaya koyan örneklerden Şahsuvar Bey'in isyanını ele aldık. Burada da esas itibariyle Memlük tarihçilerinin Şahsuvar Bey meselesine yaklaşımını öne çıkardık.

Memluk Devleti'nde Cezalar ve İşkencelere Dair

Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 270 · Sayfa: 351-368
Tam Metin
Ceza ve işkenceler tarih boyunca toplumların yaşadıkları ve muhtelif kaynaklar vesilesi haberdar olduğumuz olgulardır. Ceza ve çoğu kez onun bağlamında gelişen işkence, resmi ve hukuki veya gayrı resmi bir düzenleme/uygulama vasıtası olmanın ötesinde tarihte sosyolojik bazı ilişkilerin anlamlandırılması bakımından da önem taşır. Madalyonun ön yüzünde krallar veya sultanların parlak zaferleri ve icraatları dururken diğer yüzde duran olgulardan biri de ceza ve işkencedir. Memluklerde cezalar hafif olabildiği kadar fevkalade ağır ceza ve işkencelerin uygulandığı da görülmektedir. Ortaçağın bir yönüyle iktidar ve güç sultanlığı olan Memlukler devrinde de ceza ve onun ötesinde işkenceye varan uygulamalar kaynaklarda sık rastlanan bilgiler cümlesindendir. Bu çalışmada amaç cezaların ve işkencelerin sebeplerini ve hangi suça ne ceza verildiğini tespitten ziyade icra edilen bedeni ceza ve işkencelerin türlerini ortaya koymaktır.

Selçuklu Teşkilâtı’nın Memlûklere Tesiri

Belleten · 2004, Cilt 68, Sayı 251 · Sayfa: 105-130
Tam Metin
Türk devlet teşkilâtının Islâm âleminde kuvvetli ve bariz tesirler yapması, bilhassa, Büyük Selçukî Devleti'nin kuruluşundan sonradır. Abbâsî halifelerini nüfuzları altına aldıktan sonra, Mısır ve Suriye gibi Şiî Fâtımî halifelerinin hâkimiyet sahaları müstesna olmak üzere, Islâm dünyasının hâkimi olan ilk Selçukî sultanları, devlet müesseselerini çok sağlam olarak kurdular. Bunlar arasında Sâsânî ve Islâm menşeinden gelenlerin yanı sıra, kısmen Karahanlılar'dan ve kısmen de Oğuz ananelerinden kökünü alan Türk müesseseleri de mevcuttu. Bu büyük devletin parçalanmasından sonra, yerine kâim olan muhtelif devletlerdemeselâ, Harizmşahlarda, Suriye, Iran ve Anadolu Selçukîlerinde, Atabeylerde, Eyyûbîlerde, sonraları Memlûklerde- Türk menşeinden gelen müesseseleri görmek kabildir(1). Mısır Memlûkleri'nin, devlet teşkilâtı husûsunda Selçuklular'ın tesiri altında kaldıkları çok açıktır. Onların varis oldukları Eyyûbîler, Selçuklular Devleti'nin kollarından biri idi(2). Bu makalede, Fuat Köprülü'nün Selçuklu tesiriyle ilgili mülahazaları kaynakların ışığında bir nebze de olsa teferruatlandırılarak, konuya ışık tutulacaktır. Ayrıca Memlûklerin tevârüs eyledikleri tarihî arka planı ortaya koymak ve teşkilât tarihlerine bir katkıda bulunmak maksadıyla, elde edilebilen bilgiler dahilinde, Selçuklu-Memlûk teşkilâtları alâkaları ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu yapılırken ıstılahlardan başlanacak gidilebilecek yere kadar gitmeye çalışılacaktır. Ancak bizim maksadımız temas edilecek olan müesseselerin mufassal bir tarihini yazmak değildir. Böyle bir teşebbüs bu makalenin dar çerçevesine sığmayacağı gibi, bizi asıl mevzumuzdan da uzaklaştıracaktır. Burada Selçuklu-Memlûk irtibatını tebarüz ettirmek istediğimizden müesseselerden ancak genel hatlarıyla bahsetmekle iktifa ettik.

Memlûkler Devrinde Mekke'de Fiyatlar

Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 599-646
Tam Metin
Çok önemli olmasına ve birinci dereceden kaynakların varlığına rağmen, islambilimcilerinin büyük çoğunluğu için, ortaçağ Batı Arabistanı'nın siyasal, sosyal ve ekonomik tarihi hala belirsizdir (terra incognita). Bu makalede Memlûk Devri Mekkesi'nde tahıl ve diğer gıda fiyatlarına ilişkin bilgiler detaylıca kullanılarak şehrin ekonomik tarihi biraz daha aydınlatılmaya çalışılacaktır. Konunun en iyi şekliyle anlaşılması için devrin Mekke'sinin önemli siyasal ve ekonomik yönlerinin hatırlanması yerinde olacaktır.

Fatih Sultan Mehmed'in Ölümü

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 155 · Sayfa: 473-482 · DOI: 10.37879/belleten.1975.155-473
Tam Metin
Dulkadır oğullarındaki beylik iktidarı meselesinden dolayı aile arasındaki rekabet ve husumet büyümüş, Memlük sultanlarının nüfuzu altında bulunup sultanın menşuriyle intihap edilen Dulkadır Emirine karşı, aynı aileden rakip olan diğer bir emir, ailece karabetleri olan Osmanlı devletine başvurarak anların yardımlariyle Dulkadır Beyliğini elde ediyordu. Dulkadır ailesi arasındaki bu geçimsizliğe müdahaleden daha evvel Osmanlı devleti hacıların su sıkıntısı sebebiyle Hicaz Su, yollarına havuzlar inşası teklifinin Memlük sultanı tarafından kabul edilmemesi yüzünden Memlük Sultanlığı ile Osmanlı devletinin arası açılmıştı. Asıl ara açılmasının nedeni, Osmanlı Devletinin Dulkadır Emirliği ihtilâfına müdahale etmesi idi. Tarihlerde görüldüğü üzere bu ihtilâf sebebiyle Fatih Sultan Mehmed 886 Safer 27 ve 1481 Nisan 27 de Memlûklerle harp etmek üzere güney tarafına hareket etti, Üsküdar'a geçtiği zaman rahatsız bulunuyordu, buna rağmen hareketinden yüz döndürmedi. Üsküdar'da bir kaç gün kaldı, sonra araba ile hareket etti ve Rebi-ül-evvelin dördüncü Perşembe günü (3 Mayıs 14.81) Gebze'ye yakın Tekfur çayın ordugâhında ikindi ile akşam arası elli bir yaşında vefat etti. Ölümü hakkında çeşitli mütalealar vardır; hasta olarak İstanbul'dan çıktığı muhakkaktır.