270 sonuç bulundu
ABDULKERİM ABDULKADİROĞLU, İ. HAKKI AKSOYAK, NECİP FAZIL DURU, Kastamonu Jurnal Defteri (1252-1253/1836-1837) (Metin ve Tıpkıbasımı), Başbakanlık Arşiv Genel Müdürlüğü [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 193-200
Özet
Jurnal Defteri yahut Mürur Tezkereleri Defteri idari amaçlıdır. Mürur tezkiresi yurtiçi seyahat vesikalarına verilen ad olup şer'i mahkeme sicillerindendir. Ülke dışı seyahatler için verilen pasaportun benzeri bir uygulama ile, vilayet dışına çıkanlara da bu tezkire verilirdi. Bu uygulama 1908 yılına kadar sürmüştür. Matbu olan mürur tezkireleri harca tâbi idi. Üzerinde nüfus cüzdanındaki açıklamalar yazıldıktan sonra nereye ne için ve ne kadar süre ile gidileceği de belirtilirdi.
ROZEN, MINNA, A History of the Jewish Community in Istanbul, the Formative Years, 1453-1566, Leiden-Boston 2002, XV-414 Sayfa, Nâşri, Hollanda'daki Brill Yayınevi'dir. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 219-220
Özet
Türk toplumu içinde yer alan Musevi cemaati üzerinde çok sayıda yapılan araştırmalara bir yenisi daha katılmış bulunuyor. Hazırlayan en faal ve çok sayıda vesikanın meydana geldiği seneleri araştırması için sınırlamış, bu sayede en mühim kaynaklara ulaşabilme fırsatını yakalamıştır. Oniki bölüme ayrılan esere, kullanılan vesikalar, kaynakça ve dizin eklenmiştir. Böylece her bir araştırıcı için ilgi duyacağı konu ile ilgili bilgilere rahat ulaşması sağlanmıştır. Giriş kısmı, tarihi hâdiselerin birbirini takip ettiği sıra ile belirlenmiştir. Birinci kısım "Osmanlıların İstanbul'u fethetmesi ve Bizansın sonu" ile alâkalıdır (s. 1-15). Burasının bir medeniyetten öteki bir medeniyetin idaresi altına girmesi, Musevi toplumunu da yakından ilgilendirir.
Osmanlı Medrese Geleneğinin Doğuşu
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 849-904
Özet
Osmanlı medreseleri tarihi üzerine birinci el kaynaklara dayalı ilk ciddi çalışmayı -Osmanlı devlet teşkilatı konusunda olduğu gibi Osmanlı tarihinin geneli bakımından da- başlatan, rahmetli İsmail Hakkı Uzunçarşılı olmuştur. Onun 1965'te yayınlanan Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı adlı eseri bu konunun da öncüsü olmuştur. Uzunçarşılı bu eserinde Osmanlı medreselerini daha çok "teşkilat" açısından değerlendirmiştir. Eserinin medreselere ayrılan seksen sayfalık kısmında İstanbul'un fethinden önceki dönemi çok kısa şekilde (2.5 sayfa) ele almış, ardından Fatih'in Sahn-ı Seman medreseleri ile Kanûni'nin Külliyesi'ndeki medreseleri, vakfiye metinleri, kronikler, bazı arşiv belgeleri ve öğrencilerine daha önce yaptırmış olduğu akademik ödevlere dayalı olarak incelemiştir. Uzunçarşılı eserinde, medreselerin derecelerini, hiyerarşik düzenlerini ve müderrislerin tayin ve terfi usullerini ele alarak üzerinde uzun uzadıya durmuş ve bu konulan geniş arşiv malzemelerine dayalı olarak irdelemiştir. Uzunçarşılı ayrıca, medreselerde okutulan dersleri ve ilgili diğer konuları toplu şekilde incelemiş ve onlar hakkında önemli bilgiler ve referanslar sunmuştur.
XVI. Yüzyılda Ayaş Kazası -İktisâdi Tahlil Denemesi-
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 246 · Sayfa: 421-502
Özet
Şehir tanımı yapılırken esas alınan kriterler toplum hayatının iş bölümüne dayanması, sanat - ticâret yapılması, eğitim ve kültür faaliyetlerinin bulunması, nüfusun nisbeten fazla olması ve yollarla civar merkezlere bağlanması gibi unsurlardır. Tahrir defterlerinde "nefs" olarak adlandırılan yerler de benzer özelliklere sahiptir. Ayaş, Anadolu'da iki kola ayrılan tarihi ipek yolunu birbirine bağlayan Roma döneminin kral yolu üzerinde; medresesi, ulu camii, pazar yeri, çarşısı yani çeşitli sanatların icra edildiği veya malların satıldığı dükkânları ile bir "nefs"dir.
TOBIAS HEINZELMANN, Die Balkankriese in der osmanischen Karikatur. Die Satirezeitschriften Karagöz, Kalem und Cem, 1908-1914, (Osmanlı karikatüründe Balkan buhranı. Mizahî dergiler Karagöz, Kalem ve Cem), Beiruter Texte und Studien. Cilt 75, Türkische Welten, Cilt 5, Yayımlayan:Angelika Neuwirth, Franz Steiner Yayınevi, Stuttgart, İstanbul 1999, 285 sahife. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 246 · Sayfa: 603-606
Özet
1992'de Freiburg Üniversitesi Doğu Semineri'nde Tobias Heinzelmann'ın eline tesadüfen mizahî Kalem Dergisi'nin bir cildi geçer, resimlerden anlam çıkartmaya çalışır. Karikatürlerin zamanının toplumsal ve siyasi hayatını bir bakışta gözler önüne serdiğini fark eder. Bu tür yayınlara erişince de, sorular ve sorunlar ortaya çıkar. İnsan seksen doksan sene önceki okuyucuların bildikleri günlük siyasi hadiselerin yabancısıdır. Bu bakımdan nükteleri anlamak zordur, bunlara nüfuz etmek için uzun araştırmalar gereklidir.
HOWARD CRANE, The Garden of the Mosques. Hafız Hüseyin alAyvansarayf's Guide to the Muslim Monuments of Ottoman Istanbul, Brill, Leiden. Boston. Köln 2000, XXXIV+635 sahife. Studies Islamic Art and Architecture, Supplements to Mılqarnas,
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 187-190
Özet
Ayvansaraylı Hafız Hüseyin Efendi İstanbul camileri hakkındaki Hadîküt'l-cevâmi' adlı eseri ile tanınan bir osmanlı yazarıdır. Babası Hacı İsmail Ağa IV. Mehmet'in kızı Hatice Sultan'ın teberdarlarının kethudası idi, 21 Haziran 1752'de vefat etmişti. Hafız Hüseyin Efendi kendisini Ayvansaray'da Toklu Dede mahallesinden Dergâh-ı Âli yeniçerileri sekbanlarının 15. Ortasına mensup, aynı zamanda aynı semtteki Toklu İbrahim Dede Mescidi imamı Halil Efendi'nin çömezi olarak tanıtır. Temmuz 1787'de ölmüştür. Muhtemelen babası ve üstâdı Halil Efendi gibi Toklu İbrahim Dede haziresinde defn olunmuştur.
Osmanlı Hukukunda Mahkeme Kararlarının Kontrolü (Klasik Devir)
Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 244 · Sayfa: 959-1006
Özet
Tam Metin
Bu makalede Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan Tanzimat Fermanı'nın ilan edildiği 1839 yılına kadar devam eden ve hukuk tarihi bakımından klasik devir olarak bilinen zaman zarfında mahkeme kararlarının kontrol usul ve teşkilatı incelenmeye çalışılmıştır. Öncelikle belirtilmelidir ki Osmanlı hukuku, İslâm hukuku tatbikatından başka bir şey değildir ve bu hukukun usul ve prensipleri Osmanlı Devleti'nde de aynen ve hatta geliştirilerek uygulanmıştır. Ülkemizde İslâm hukukunda olduğu gibi, Osmanlı uygulamasında da mahkeme kararlarının kontrolü ile ilgili müstakil hiç bir çalışma yapılmadığı, ancak genel tarih ve kurumlar tarihi ile ilgili araştırmalarda konuya kısaca değinildiği görülmektedir. Arşiv vesikaları da bu konuyu yeterince aydınlatıcı durumda değildir. Öyle ki, arşivlerdeki hükümlerde yalnızca dâvânın safahatı özetlenip tarihçesinden bahsedilmediği için, hükmün birinci derecede mi, yoksa istinafen mi verildiğini anlamak imkânı ne yazık ki çoğu zaman bulunmamaktadır. Bununla beraber yeri geldikçe gerek İstanbul Şer'iyye Sicilleri ve gerekse bilhassa Başbakanlık Osmanlı Arşivi'ndeki vesikalardan olabildiğince istifade edilmiştir. Ayrıca teşkilât tarihleri, siyasetnâmeler, adaletnâmeler, hâtıratlardan faydalanılmış, yakın devirlerde konuyla ilgili kaleme alınan eserlere başvurulmuştur. Makalenin birinci bölümünde klasik devir Osmanlı adliyesi hakkında genel bilgiler verilmiş; ikinci bölümde ise Osmanlı hukukunda mahkeme kararlarının kontrolü mâhiyet bakımından incelenerek bu iş için getirilmiş usullerin özellikleri üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde mahkeme kararlarının kontrol mercileri, son bölümde ise mahkeme kararlarına itirazın etkisi anlatılmıştır.
XVI. Yüzyılda Osmanlı Beylerbeyileri I Temerrüd Ali Paşa
Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 244 · Sayfa: 1007-1034
Özet
Tam Metin
XVI. yüzyılda yaklaşık otuz yıl beylerbeyilik yapan ve birçok hayır eseri bırakan Temerrüd Ali Paşa pek az bilinen bir tarihi şahsiyettir1. 1986 yılında Tokat Ali Paşa Cami ile ilgili yaptığımız bir araştırmada2 karşımıza çıkan bu beylerbeyi hakkındaki incelemelerimize aradan geçen yıllarda devam ettik ve XVI. yüzyılın fazla tanınmamış simalarından olan Temerrüd Ali Paşa'nın hayatını önemli ölçüde aydınlatabilecek duruma geldik. Temerrüd Ali Paşa Bosnalı olup, Enderun'dan yetişmiştir3. Hayatının ilk yılları hakkındaki bilgilerimiz kesin bir doğruluk taşımamaktadır. Temerrüd lakabı ile beylerbeyilik yıllarında karşımıza çıktığı için bu yıllardaki hayatını ve faaliyetlerini takip etmek mümkündür.
EVANGELİA BALTA, Peuple et Production. Pour une interpretation des sources ottomanes, İstanbul 1999, 281 sayfa. Analecta Isisiana XLI. [A.VI/656]. Problemes et Approches de l'Histoire Ottomane. Un itineraire scientifique de Kayseri a Eğriboz, İstanbul 1997, 325 sayfa. Analecta Isisiana XXVIII. [A.VI/690] [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 244 · Sayfa: 1167-1170
Özet
Tam Metin
Günümüz araştırıcıları arasında seçkin bir yeri bulunan sayın E. Balta, çok verimli çalışmalarını şimdi iki cild içinde toplamıştır. Böylece ulaşılması güç bazı süreli yayınlarda çıkmış makaleleri bir bütün halinde ilim âlemine sunulmaktadır. Araştırıcı büyük ölçüde Karamanlıca eserler (yunan harfleri ile yazılı türkçe) hakkında yaptığı değerli bibliografyası ile tanınmıştır. Bu konu üzerindeki kanaatlerimi bir başka yazıya erteleyerek, şimdi elimizde bulunan kitaplar üzerinde durmak istedim. Yunanca gibi öğrenilmesi zor bir dilde yazılıp, sonra modern Avrupa dillerine tercüme edilen araştırmaları, hâkim olduğu Osmanlı kaynakları sayesinde, yararlı ürünler yaratmaktadır.
Ottomans, Hungarians, and Habsburgs in Central Europe, The Military Confines in the Era of Ottoman Conquest, ed.Geza David-Pal Fodor, Brill Pub., Leiden-Boston-Köln 2000, XI+297, bibliyografya, indeks [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 244 · Sayfa: 1175-1178
Özet
Tam Metin
Brill yayınevinin The Ottoman Empire and its Heritage serisinin yirminci kitabı olan bu eser, Macar tarihçilerinin Macar topraklarındaki Osmanlı hakimiyetinin daha çok askeri boyutunu ele aldıkları makaleleri bir araya getirmektedir. Bir takdim, giriş, iki bölümden oluşan kitap, yedi ayrı konuda ancak birbirlerini tamamlayıcı mahiyette makaleden ibaret olup iki tanınmış Macar türkoloğu Geza David ve Pal Fodor editörlüğünde hazırlanmıştır. Aynı ikili daha önce de yine aynı özellikte olan Hungarian-Ottoman Military and Diplomatic Relations in the Age of Süleyman the Magnificent (Budapest 1994) başlıklı kitabın editörlüğünü de yapmışlardı. Bir bakıma bu iki kitap birbirini tamamlayıcı bir mahiyettedir.