4 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 4
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
- Osmanlılar 4
- Ottomans 3
- Destinations 1
- Exile 1
- Germiyan 1
Geç Orta Çağ Anadolu’sunda Bir Selçuklu Kenti Bolvadin’in Tarihi Gelişimi Üzerine Bazı Notlar
Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 302 · Sayfa: 17-28 · DOI: 10.37879/belleten.2021.17
Özet
Tam Metin
Selçuklu döneminde Anadolu’nun tarihi coğrafyasını tespit etmeye yönelik çok az çalışma vardır. Genellikle şehir oluşumları antik veya Roma-Bizans dönemine indirgenen bir açıklama ile tavsif edilmeye çalışılır. Mahalli tarihlerde de şehir veya kasabaların tarihini neredeyse insanlık tarihinin ilk devrelerine kadar indirme modası yaygın şekilde yerini alır. Öyle ki Anadolu şehirleri için “kadim” sıfatını kullanmak ve bunu içini doldurmak için yapılan incelemelerde tarihi bilgilerin eğilip büküldüğü ve bunun adeta bir iftihar vesilesi gibi zihinlere yerleştirilmeye çalışıldığı görülür. Benzeri bir durum Orta Çağ döneminde ortaya çıktığı tespit edilen bugün Afyonkarahisar’ın bir ilçesi olan Bolvadin için de geçerlidir. Bu makalede Bolvadin’in antik bir yerleşmenin temelleri üzerinde değil, Selçuklular döneminde teşekkül etmiş, yol şebekesi içinde önemli bir geçit yeri olarak büyük önem kazanmış bir kasaba olarak doğduğu tezi savunulmuştur. Ayrıca Bolvadin’in tarihi gelişimi içinde Osmanlı hakimiyetine girdikten sonraki durumu da incelenerek geçirdiği fziki safhalar üzerinde durulmuştur. Bu anlamda Bolvadin’in XVI. asırda önemli sayılabilecek bir nüfusuyla kasaba değil bir şehir hususiyeti göstermiş olduğu, sefer yolları yakınında veya üzerinde bulunması, adı bilinen meşhur köprü vasıtasıyla geçişe müsait bir konumda olması ve coğraf özelliğinin kazandırdığı imkanlarla gelişiminin tamamlandığı ifade edilmiştir.
FARUK BİLİCİ, L’expédition d’Égypte, Alexandrie et les Ottomans L’autre histoire, Centre d’Études Alexandrines, Alexandrie, 2017, s. 362. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2019, Cilt 83, Sayı 296 · Sayfa: 374-380 · DOI: 10.37879/belleten.2019.374
Özet
Tam Metin
Uzun yıllardan beri Paris'te, INALCO'da (l'Institut national des langues et civilisations orientales) "études ottomanes et histoire turque", Osmanlı Araştırmaları ve Türk Tarihi kürsüsünde akademik çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Faruk Bilici Osmanlı-Fransız ilişkileri konusunda yapmış olduğu önemli çalışmalara bir yenisini daha ekleyerek, bu kez "L'expédition d'Égypte, Alexandrie et les Ottomans: l'autre histoire [Mısır Seferi, İskenderiye ve Osmanlılar: Öteki Tarih]" adlı yeni çalışmasıyla İskenderiye'yi merkez alarak Napolyon'un Mısır Seferi'ne dair farklı bir bakış açısı ortaya koyuyor.
Kanuni Sultan Süleyman’ın Nikris Hastalığına Atfedilen Farsça Bir Reçete
Belleten · 2016, Cilt 80, Sayı 287 · Sayfa: 41-58 · DOI: 10.37879/belleten.2016.41
Özet
Tam Metin
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi E. 3146 numarada kayıtlı bulunan Farsça bir belge/reçete, bir hekimin hastasının hastalığını tanımlama ve tavsiyelerini içermektedir. Fakat bu reçetenin kim tarafından kime hitaben kaleme alındığı açıkça belirtilmemesine rağmen "İranlı bir hekimin Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı Farsça reçete" adı altında kaydedilmiştir. Her ne kadar yazarı ve reçetenin muhatabının açık kimliği belli olmasa da bu metin etrafında yürüteceğimiz tartışmalarla, yazının muhatabı olan tarafın hastalığı tanımlaması ve bu konuda yardımlarına başvurması üzerine mahir bir tabip tarafından yazılan bu reçetenin Osmanlı sultanları içinde nikris hastalığından en fazla mustarip olan Kanuni Sultan Süleyman'a, hastalığı ile ilgili tüm tedavilerin yetersiz kaldığı ve sultanın çok şiddetli ağrılar çektiği bir zamanda İran gibi uzak bir coğrafyada yaşayan mahir bir tabip tarafından yazılmış olabileceği ileri sürülecektir.Belgenin Farsça olması onu yazan hekimin İranlı olmasına delalet etmemekle beraber hekimin tedavi için getirtilmemiş olması onun imparatorluğun dışındaki uzak bir coğrafyadan; İran coğrafyasından olabilme ihtimali ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Karaman Sürgünleri (1467-1474)
Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 73-104 · DOI: 10.37879/belleten.2015.73
Özet
Osmanlılar ile Karamanlılar arasında Selçuklulardan boşalan Anadolu tahtı için XIV. asrın ortasından XV. yüzyılın sonlarına kadar kesintisiz devam eden çetin bir mücadele gerçekleşti. Doğuda büyük hedefleri olan Osmanlılar 1467'de bu beyliği ilhak sürecinde büyük bir direnişle karşılaşınca, gerektiğinde siyasi, stratejik, asayiş ve iskân amaçlı olarak kullandığı sürgün yöntemini bu yörede de uyguladı. 1467- 1474 yılları arasında dört farklı tarihte, Konya, Lârende, Ereğli ve Aksaray'dan içlerinde Hıristiyan Karamanlılar ve Ermeniler de olmak üzere binlerce ailenin önemli bir kısmı yeniden imar ve iskân edilen İstanbul'a gönderildi. Geri kalan sürgünler ise Trakya'da Havsa ve Edirne, Yunanistan'da Selanik ve Tesalya yöresi, Arnavutluk, Sırbistan ve Bosna'da iskân edildi. Osmanlılar sürgünleri yaparken bölgeyi tahrip etti. Fakat Cem Sultan Karaman valiliği esnasında özellikle Lârende'yi yeniden imar etti ve bölge halkının sevgisini kazandı.