5 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
  • Sırbistan
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kültürel Temizlik ve Bütünleşme Politikalarında Tarihin Rolü: Bosna Örneği

Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 286 · Sayfa: 1121-1138 · DOI: 10.37879/belleten.2015.1121
Tam Metin
Bu çalışmanın temel amacı, 1992-1995 yılları arasında Bosna'da yaşanan olayların arkasındaki temel düşünce yapısının Ortaçağ'dan itibaren tarihi gelişiminin irdelenerek siyasi analizinin yapılmasıdır. Bu yapılırken özellikle Avrupa kültürünün ortak özelliklerinin Bosna olaylarına nasıl yansıdığı tespit edilmeye çalışılacaktır. Bosna'nın kültürel kimliğinin oluşmasında Ortaçağdaki Hıristiyan kimliği kadar Osmanlı dönemindeki Müslüman kimliğine de sıklıkla vurgu yapılacaktır. Bu mantık çerçevesinde; Bosna'da yaşananlar gerçekten Yugoslavya'nın dağılma sürecinin kendiliğinden gelişen doğal olaylar mıdır? Bu olayları tırmandıran ana etken nedir? Avrupa Birliği olaylara neden zamanında müdahil olamamıştır? Bosna'da yaşananların temelinde sadece etnik veya dini nedenler mi yatmaktadır? Bu olayların söylenenden başka nedenleri var mıdır? Savaştan sonra oluşturulan yapı temelde neyi amaçlamaktadır? şeklindeki sorulara cevap aranacaktır. Bosna'nın yakın geçmişinin anlaşılması kadar yakın geleceğinin belirlenmesinde de göz önüne alınabilecek veriler ortaya konmaya çalışılacaktır.

Osmanlı Yurdu Olan Bosna Hersek'te XIX. Yüzyıldaki Siyasi Olaylar

Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 270 · Sayfa: 421-476
Tam Metin
XIX. yüzyıl İlber Ortaylı'nın nitelediği gibi gerçekten de uzun bir yüzyıl oldu. Yüzyıla ardı arkası kesilmeyen ıslahatlar ve milliyetçi isyanlar damgasını vurdu. Bilhassa Balkanlar, çok milliyetçi yapısı ve Düvel-i Muazzama denen İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya-Macaristan ve daha sonra Prusya'nın hedef sahasını oluşturması sebebiyle bölgede kargaşa dinmek bilmedi. Kargaşadan en fazla etkilenen yerlerin başında da Bosna Hersek yer almaktaydı. Özellikle Avusturya-Macaristan, Sırp, Karadağ ve Hırvatların nüfuz alanı içindeydi. Hükümet bu saldırılardan korunmak ve modern çağa ayak uydurmak için yüzyılın başından itibaren bir dizi yeniliklere girişti. Yenilikler başka milletlerin işine yaradığı gerekçesiyle Boşnaklar'ın tepkisini çekti. Onlar Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ'daki gelişmelere bakarak aynı şeyin kendi başlarına gelmesinden korkarak katı bir muhafazakarlık geliştirdiler. Ne devlet onları ne de onlar devleti anladı. Yüzyılın ilk yarısı iki tarafın çatışmasıyla geçti. 1857'de bu kez Hıristiyanlar ortaya çıktı. Devlet yaklaşık 30 yıl da onlarla uğraştı ve nihayet 1878'de eyalet kaybedildi. Bu kez Boşnaklar 200 yıllık kabuslarıyla yaşamaya başladılar. Yüzyılın sonuna doğru siyası olarak örgütlendiler ve diğer milletlerle eşdeğer bir milli benlik gelişti. XX. yüzyıla bu şartlar altında girildi. Fakat Avusturya işgal ve ilhakı boyunca (1878-1918) Boşnaklar, Osmanlı Devleti'nin kendilerini kurtaracağına olan inançlarını hiçbir zaman yitirmediler. Osmanlı Devleti belki onları kurtaramadı ama onlar için daima güvenli bir barınak oldu. Aynı mirası Türkiye Cumhuriyeti de benimsedi. Türk-Boşnak kardeşliği günümüze kadar geldi.

Nenad Moačanin, Town and Country, on the Middle Danube, 1526-1690, Leiden-Boston: Brill 2006, XII+264, [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 268 · Sayfa: 801-804
Nenad Moačanin'in "Town and Country on the Middle Danube, 1526-1690 (Orta Tuna'da Şehir ve Taşra, 1526-1690)" adlı kitabı, önsöz, giriş, yedi bölüm, sonuç, postscript (not); kaynaklar, literatür, kısaltmalar; lügatçe ve indeksten oluşmaktadır. Kitabın bölümleri iki kısma taksim edilmiştir. Birinci kısım, giriş ve beş bölümden oluşmaktadır. İkinci kısım ise altıncı ve yedinci bölümleri ihtiva etmektedir. Kitabın Önsöz'üne (s. vii-ix) göre bu çalışma yazarın daha önce Hırvatça olarak 2001 yılında Slavonski Brod'da yayımladığı "Osmanlı Hakimiyet Döneminde Srijem (Srem) ve Slavonya" adlı kitabının İngilizce versiyonudur. Burada çalışmaya konu olan yer Sava, Drava ve Tuna nehirleri arasında kalan tarihi Slavonya bölgesidir. Günümüzde, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Sırbistan ve Macaristan toprakları arasında paylaşılan Slavonya bölgesi, okuyucular tarafından ses benzerliği olan ülke Slovenya ile karıştırılmamalıdır. Yazar, "Orta Tuna'da Şehir ve Taşra" adlı kitabın aslında orijinal metnin kısmi tercümesi ve kısaltılmış hali olduğunu belirtmektedir.

Bosna-Hersek Ayaklanması (1875)'nda Panslavizmin Etkisi ve Sırbistan ve Karadağ'ın Rolü

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 913-936 · DOI: 10.37879/belleten.2005.913
Tam Metin
Panslavizm, 19. Yüzyılın başlarında Rusya dışındaki Slavlar arasında edebi-kültürel bir hareket olarak ortaya çıkmış, aynı kökten gelen Slav halkların kültürel ve siyasal birliğini ifade etmiştir. 19. Yüzyılın ortalarından itibaren giderek siyasi bir içerik kazanan Panslavizm, 1870'lerde Avrupa kamuoyunda "bütün Slavların Rusya'nın öncülüğünde birleşmesi" olarak algılanmıştır. Panslavizm terimini ilk olarak 1826 yılında Slovak yazar J. Herkel kullanmıştır. Herkel, Panslavizmi edebi-ilmi mânâda bütün Slav kavimlerinin kültür sahasında karşılıklı etkileşimi olarak tanımlarken, siyasi alanda ise bütün Slav kavimlerinin büyük bir devlet halinde birleşmeleri olarak ifade etmiştir.

1875 Hersek Ayaklanması Sırasında Sırbistan'ın Osmanlı Devletine Karşı Savaşa Girmek Amacıyla Karadağ'la Yaptığı Görüşmelere Dair Bazı Önemli Belgeler

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 198 · Sayfa: 833-860 · DOI: 10.37879/belleten.1986.833
Tam Metin
1875 Hersek Ayaklanmasının başlaması üzerine Sırbistan genel bir Balkan ayaklanmasının ve Türkiye'ye karşı bir savaşın zamanı geldiğine inanacaktır. Esasen daha 1860'lardan itibaren Sırbistan Balkanlarda ayaklanma çıkartmak ve Osmanlı Devletine karşı savaşa girmek amacıyla komşularıyla daimi temaslar yapmakta idi. Bu kere de Belgrad Hükümeti yeniden Arnavutlarla, Makedon ileri gelenleriyle, Yunan çevreleri ve Bulgar komıteleriyle temasa geçecektir. Bunlardan bazı Makedon, Bulgar ve Yunan çevrelerinden yardım vaatleri de aldı. Asıl temaslar Karadağ Prensi Nikola ile yapıldı. Önce Filip Hristic, Çetinye'ye gönderildi. 1875/76 kış mevsiminde savaşa girilmemesi ve fakat ayaklanmanın ilkbahara kadar ayakta durabilmesi için iki tarafın da asilere yardımda bulunması hususlarında mutabık kalındı. Daha sonra Türkiye'ye karşı savaşa girmek ve kurtarılması düşünülen topraklar ve bunların Karadağ ve Sırbistan'a düşmesi gereken bölgelerinin tespiti amacıyla General Ranko Alimpiç siyasi ve askeri bir anlaşma akti için Belgrad tarafından Çetinye'ye gönderildi. Filip Hristic ve özellikle General Ranko Alimpiç'in Çetinye'de Karadağ Prensiyle yaptığı görüşmeler ve bu hususta Belgrad Hükümetine verdikleri sırasıyla 24 Kasım 1875 ve 5 Nisan 1876 tarihli raporları 1875-78 Balkan buhranının en önemli belgelerinden birini oluşturmaktadır. Bu itibarla da Belgrad Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde bulunan söz konusu raporlara geniş bir şekilde ve aynen yer verilmektedir.