3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
  • Safeviler
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kanuni Sultan Süleyman’ın Nikris Hastalığına Atfedilen Farsça Bir Reçete

Belleten · 2016, Cilt 80, Sayı 287 · Sayfa: 41-58 · DOI: 10.37879/belleten.2016.41
Tam Metin
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi E. 3146 numarada kayıtlı bulunan Farsça bir belge/reçete, bir hekimin hastasının hastalığını tanımlama ve tavsiyelerini içermektedir. Fakat bu reçetenin kim tarafından kime hitaben kaleme alındığı açıkça belirtilmemesine rağmen "İranlı bir hekimin Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı Farsça reçete" adı altında kaydedilmiştir. Her ne kadar yazarı ve reçetenin muhatabının açık kimliği belli olmasa da bu metin etrafında yürüteceğimiz tartışmalarla, yazının muhatabı olan tarafın hastalığı tanımlaması ve bu konuda yardımlarına başvurması üzerine mahir bir tabip tarafından yazılan bu reçetenin Osmanlı sultanları içinde nikris hastalığından en fazla mustarip olan Kanuni Sultan Süleyman'a, hastalığı ile ilgili tüm tedavilerin yetersiz kaldığı ve sultanın çok şiddetli ağrılar çektiği bir zamanda İran gibi uzak bir coğrafyada yaşayan mahir bir tabip tarafından yazılmış olabileceği ileri sürülecektir.Belgenin Farsça olması onu yazan hekimin İranlı olmasına delalet etmemekle beraber hekimin tedavi için getirtilmemiş olması onun imparatorluğun dışındaki uzak bir coğrafyadan; İran coğrafyasından olabilme ihtimali ortaya konulmaya çalışılacaktır.

Kızılbaş Türk Don Juan’ın Avrupa Sefareti

Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 276 · Sayfa: 479-502
Osmanlı-Safevî rekabeti Şah Abbas'ı Hıristiyan âleminde müttefik aramaya mecbur etti. Bu münasebetle 1599 yılında İran'dan Avrupa'ya bir elçi heyeti gönderildi. Heyete bu sırada İran'da bulunan Sir Anthony Sherley de dâhil edildi. Bu zat Şah Abbas'a kendini İskoçya kralının amcazadesi olarak tanıtmıştı. Asıl amacı ise maddi kazanım elde etmekti. Yine elçiler arasında Bayat boyuna mensup Oruç Beg isimli biri daha vardı. Bu sonuncunun babası bir muharebe sırasında Osmanlılar tarafından öldürülmüştü. Bundan ötürü Osmanlılara karşı kin besliyordu. Elçi heyeti Roma'ya ulaştığında Oruç Beg ve iki arkadaşı din değiştirerek Hıristiyan oldular. İspanya'ya ulaştıklarında ise vaftiz edildiler. Baş Sefir Hüseyin Ali Beg İran'a döndü ise de tanassur eden adamları İspanya'da yaşamaya devam ettiler. Oruç Beg yolculuğu sırasındaki gözlemlerini İspanyolca kaleme aldı ve eseri günümüze kadar ulaştı. Lâkin gönderilen heyet ciddi bir başarı elde edemedi.

Safevilerin Kökenine Dair

Belleten · 1976, Cilt 40, Sayı 158 · Sayfa: 287-330 · DOI: 10.37879/belleten.1976.287
Safevilerin ecdadı konusunda çok önemli sayılabilecek ilk kaynak olan, Safvetü's-Safa'nın müellif nüshasının da bilim âlemince günümüze dek bilinmemesi dolayısiyle birçok meseleler katılıp karıştırılmıştır. Bu meselelerin ilk kaynaklar arasında ilmi bir görüşle tahkik ve tahlil edilmesine de imkân yoktu. Bazı Avrupalı bilim adamları, Safevilerin ecdadı konusundaki ilk bilgilerin belirli yönlerini tahrif eden kimi Iran âlimleri, önce Safevilerin menşelerini ve sonra da onların itikadlarını istedikleri gibi izah etmeğe çalışmışlardır. XVI. yüzyılın sonları ve XVII. yüzyılın başından bu yana, özellikle I. Şah İsmail (1486-1524), onun oğlu ve halefi Şah Tahmasb (1512- 1578) döneminde Şiilikten siyasal çıkarlar sağlamak amacıyle Safvetü'ssafa'nın çeşitli yerlerinde yapılmış yer yer değişiklikler, inceleyicileri de az çok etkiliyordu.