6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
  • Sosyo-Ekonomik Yapı
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Moğol İstilası Öncesi Azerbaycan’ın Sosyo-Ekonomik Yapısı Hakkında

Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 265 · Sayfa: 889-910
Tam Metin
Azerbaycan bölgesi, Selçuklulardan önce de Türk topluluklarının değişik zamanlarda geldikleri bir uğrak yeriydi. Fetihlerle Müslümanların eline geçtikten sonra yaşanan büyük medeni canlanıştan burası da nasibini almıştı. Selçuklular devrinde sağlanan huzur ve güvenlik ortamı gelişmeleri daha da hızlandırdı. Şehirler yeniden imar edilmeğe ve buralarda medreseler, câmiler, hastaneler, saraylar, hanlar, hamamlar, düzenli yollar, çeşmeler vs. gibi devrin medeni ihtiyaçlarına cevap verebilecek tesisler yapılmağa başlandı. Bu, ekonomik ve sosyal gelişmelerin tabii bir sonucu idi. Bunu daha iyi anlayabilmek için, Selçuklulardan önce, Selçuklular devrinde ve sonrasında yaşamış belli başlı coğrafyacı ve seyyahların eserlerine dayanarak Azerbaycan'ı şehirleri ile birlikte tanımak gerekecektir.

Harput ve Çemişgezek'te Askerî Ailelerin Sosyo-Ekonomik Yapısı (1890-1919)

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 226 · Sayfa: 739-836 · DOI: 10.37879/belleten.1995.739
Tam Metin
Tarih boyunca, dünya üzerinde yaşayan birçok milletin çeşitli devletler kurup yönettikleri bilinmektedir. Kurulan hemen hemen her devletin, egemenlik haklarını koruyup kollayan, toplum huzurunu sağlayan askerî kudretlerinin de olduğu bir gerçektir. Bazı toplumlarda bu askerî güç, imtiyazlı zümrelerden oluşurken, bazılarında ise toplumun her kesiminden oluşmaktaydı. Türk askerî tarihine bakıldığı zaman, genellikle ikinci şeklin uygulandığı dikkati çekmektedir.

Bulgaristan Türklerinin Sosyo-Ekonomik Yapısı

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 220 · Sayfa: 781-794
Tam Metin
Bulgaristan Türkleri, XIX. yüzyıl Türkiyesi'nin Tuna ve Edirne vilayetleri Türkleridir. Beşyüzyıl Türk toprağı olan bu iki önemli vilayette Türk nüfusu büyük bir yekün tutuyordu. 1876 yılında Tuna vilayetinin altı sancağında (Niş sancağı hariç) 1.130.000 Bulgar ve 1.120.000 Türk vardı. Berlin Andlaşması'yla Doğu Rumeli adını alan Filibe ve İslimye sancaklarında ise, yine 1876'da 483 bin Bulgara karşılık 681 bin Türk yaşıyordu.

İmparatorluktan Cumhuriyete, Türk Mali Politikasına Bakış

Belleten · 1991, Cilt 55, Sayı 214 · Sayfa: 757-796
Bir devletin sosyo-ekonomik yapısını yansıtan ve çağdaş değer sistemlerine göre kalkınma düzeyini gösteren en önemli faktörlerden biri, hiç şüphesiz o devletin maliye politikası ve o politikanın ortaya koyduğu mali düzenlemelerdir. Bu mali düzenlemeler, ister geçmişte olsun, ister günümüzde olsun; o devletin yönetim biçiminde tutan, ekonomik ve politik etkinliklerine kadar uzanmakta ve bunların sayesinde şekillenerek vücut bulmaktadır. Devletin maliye politikasının sağlam ve gerçekci temellere dayanmaması ve çağın gerisinde kalarak kendini yenileyememesi, buna paralel olarak mali düzenlemelerde yapılan hatalar, o ülkede sosyal çalkantılara sebep olduğu gibi, bazen o ülkenin siyasi bağımsızlığını bile tehlikeye düşürebilmektedir. Bunun en güzel örneğini dünya tarihinin en uzun ömürlü ve en iyi organize edilmiş devletlerinden biri kabul edilen Osmanlı İmparatorluğu vermektedir.

Tokat'ta Ailenin Sosyo - Ekonomik Yapısı (1771-1810)

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 993-1052 · DOI: 10.37879/belleten.1990.993
Tam Metin
Çok genel bir ifade ile, bir kızla bir erkeğin baba ocağını terkederek yeni bir ev kurmaları olayını evlenme, evlenen karı-koca ve çocuklardan oluşan küçük topluluğu da aile olarak tanımlamak mümkündür. Bir topluluğun siyasi, sosyal, hukuki ve ahlaki yapısını anlayabilmek için, o toplumun küçük bir modeli olan aileye bakmak gerekir. Ailenin iyi tahlil edilmesiyle, o devlete ait birçok mesele rahatlıkla çözülmüş olacaktır. Ailede, çocuklar üzerinde babanın otoritesi ile, devlet yönetiminde, hükümdarın millet üzerindeki otoritesi birbirine benzerlik göstermektedir. Eski Türk anlayışına göre "Gök kubbesi devletin, çadır ise ailenin" birer örtüsü gibi kabul ediliyordu. Gök altında devlet, çadır kubbesi altında ise aile düzeni" yer alıyordu. Aile içinde "karı-koca" münasebeti ile devlette "kagan-hâtun" hukuku arasında pek fazla fark görülmüyordu. Bir ailenin fertleri arasında sosyal, siyasi, hukuki ve ahlaki denge varsa, o toplumlarda da sosyal, siyasi, hukuki ve ahlaki denge var demektir.

Dr. RİFAT ÖZDEMIR XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Ankara (Fizikî, Demografik, İdarî ve Sosyo-Ekonomik Yapısı) 1785-1840, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları 694, Kültür Eserleri Dizisi 59, Ankara, 1986 (2 harita, 1 plan, 1 resim), 329 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 717-722
Tam Metin
Son yıllarda Osmanlı dönemi sosyo-ekonomik tarihi üzerinde yapılan araştırmaların yoğunluk kazandığı memnuniyetle müşahade edilmektedir. Gerçekten de tarih, sadece siyasi olaylardan meydana gelen bir disiplin olmayıp, bir "bütündür". Bu bütünlük içerisinde özelde insanın, genelde de, toplumun bütün fonksiyonlarının ele alınıp incelenmesi gerekir. Ancak o zaman tarih "faydacı" ve "ders alınabilir" bir nitelik kazanacaktır. Yakın zamanlardaki tarihçiliğimizde bu anlayışın hâkim olduğu görülmektedir. Hele bu tür araştırmalarda, birinci elden kaynakların, arşiv belgelerinin kullanılması olumlu bir gelişme olarak görülmeli ve her türlü taktirin üstündedir.