3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Belleten
  • Sultan
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Osmanlı Defin Merasimlerinde Otağ Kurma Geleneği

Belleten · 2014, Cilt 78, Sayı 281 · Sayfa: 93-122 · DOI: 10.37879/belleten.2014.93
Tam Metin
Osmanlı tarihleri ve görsel kaynaklara göre naaş veya mezar üzerine otağ kurulması Osmanlı sultanlarının defin merasimlerinin önemli bir parçasıdır. Elimizdeki bilgilere göre I. Murad, I. Selim, I. Süleyman, II. Selim, III. Murad, III. Mehmed ve II. Mahmud mezarı üzerine otağ kurulan sultanlardır. Sultanlar dışında şehit mezarları üzerine de otağ kurulduğu bilinmektedir. Türklerin İslam öncesi defin merasimlerinde de saptana bu uygulama Osmanlılar tarafından eski bir geleneği sürdürmenin yanı sıra türbeleri inşa edilene kadar sultan mezarlarını korumak ve görülür kılmak amacıyla kullanmıştır. Elimizdeki bilgilere göre sadece sultan ve şehit mezarları üzerine kurulabilen otağlar sultani bir imge ve bir prestij unsurudur. Böylece kökleri yüz yıllar öncesine kadar uzanan bir gelenek mevcut koşullar içerisinde yeniden şekillenmiş ve Osmanlı döneminde de varlığını devam ettirmiştir.

Türkiye Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud Hakkında Bazı Görüşler

Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 231 · Sayfa: 287-300
Tam Metin
1246 yılında onbir yaşında Türkiye Selçuklu tahtına çıkan II. İzzeddin Keykavus'un salatanat yılları kardeşleriyle mücadele içinde geçti. Özellikle kardeşi Kılıç Arslan'ın faaliyetleri karşısında ülkesini terk etmek zorunda kalan II. İzzeddin, ömrünü 17 yıl sürecek olan bir gurbet hayati ile noktaladı. 1261 yılında İstanbul'da lâtin hâkimiyeti sona ermiş, VIII. Mikhail Palaiologos (1259-1282) yeniden İstanbul'da Bizans tahtına kavuşmuştu. Daha önce Konya'ya giderek Keykavus tarafından iyi karşılanmış olan Mikhail, bu kez yanına gelen Keykavus'a hayli itibar gösterecektir.

Türkiye Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykâvus'un Aldığı ve Kullandığı Hâkimiyet Sembolleri

Belleten · 1995, Cilt 59, Sayı 224 · Sayfa: 55-74
Tam Metin
Orta Çağ Türk tarihi üzerinde önemli bir ağırlığı olan Fuad Köprülü, bir yazısında hakimiyet sembollerinin devlet hayatındaki rolüne dikkati çekerek, bu sembollerden bazılarına dair esaslı araştırmalar ortaya koymuştur. Köprülü ele aldığı her meselede olduğu gibi, bu sembollerin sadece derin tahlillerini yaparak ne derece önemli olduklarını ortaya koymakla kalmamış, aynı zamanda kendinden sonra bu konuda araştırma yapacaklara da hedef ve vazifelerini göstermiştir.