60 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 60
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Türkiye 5
- Türkler 5
- Belleten 4
- Enver Ziya Karal 4
- Yazı İşleri Müdürü 4
The Contribution of the Turkish Historical Society to the First Stage of the Governmental Program for the Protection of Monuments in Edirne (1933-1941): Preservation Policies and Ideology in the Representation of Architectural Heritage
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 276 · Sayfa: 673-690
Özet
The beginning of restoration works on a scientific base in Turkey dates back on 1933 when a specific committee for the protection of monuments (Anıtları Koruma Komisyonu) was officially appointed by the Ministry of Education. The preliminary working phase, carried on under the direction of this committee, was soon distinguished by the clear attempt to visualize the results in order to cast the monuments as national icons. The present paper's aim is to discuss this process of visualization focusing on the case study of a series of works realized in Edime from 1933 to 1944. Apart from the historical value of monuments included in the protection program, the study explores the ideological side of these works stressing their value as a pioneering enterprise of a modem nation that celebrated its emerging culture in the protection and preservation of monuments as a sign of progress and civilization. Edirne's restoration works in fact arouse a great deal of interest in the national press, becoming the best show-case for the effort of the Ministry. By this point of view the study focuses on the key-role played by the Turkish Historical Society in the construction of a visual narrative in the attempt to disseminate the result of these works. In particular the efforts of the Turkish Historical Society in advertising the scheduled interventions found their outlet in the editing of a set of postcards displaying Edirne's historical buildings. The result is a series of powerful images in which a number of buildings are re-casted as the first cultural-historical assets of the Turkish nation. The construction of this visual material was set according to a powerful aesthetic format, clear and instantly recognizable, in order to assure an immediate public reception of the historical heritage of the country. The collection of these images stands as a prime contribution in the construction of the national identity of the country thanks to the production of a collective visual heritage, that, on the ground of an effective popular aesthetics, was able to feature the idea of nation as a landscape of monuments.
Prof. Dr. Hans Gustav Güterbock'un Anısına
Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 671-672
Özet
Tam Metin
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin ilk Hititoloji profesörü Dr. H.C. Hans Gustav Güterbock 24 Mart'ta 91 yaşında Şikago'da vefat etti. Türk Tarih Kurumu'nun şeref üyesi olan H.G. Güterbock 27 Mayıs 1908'de Berlin'de doğdu. Babasının "Alman Doğu Kurumu"nun Genel Sekreteri olması, onun daha gençlik yıllarında eski yakındoğu dillerine, tarihine ilgi duymasının nedeni oldu. Hititoloji, Sumeroloji-Assirioloji öğrenimini zamanın ünlü bilginleri Prof. Dr. Hans Ehelof, Prof. Johannes Friedrich ve Prof. Benno Landsberger'in yanında tamamlayan H.G. Güterbock, göreve Berlin Müzesi'nde başladı.
Türk Tarih Kurumu Heyeti'nin Moskova-Petersburg Ziyareti ve İlmî İşbirliği Protokolleri
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 235-237
Özet
Tam Metin
Bilindiği üzere Rusya, gerek ilk dönem Türk tarihinden Osmanlı'ya, gerekse Osmanlı Devleti'nden günümüze kadar, Türklerle yakın bağlantısı olan bir devlettir. Bu sebeple Türk tarihinin eksiksiz yazılabilmesi için, bu ülke arşiv ve belgelerinin ülkemiz tarih araştırıcılarınca görülüp değerlendirilmesi şarttır. Ancak Sovyetler Birliği zamanında, ülkelerimiz arasındaki rejim farklılıkları nedeniyle, bu ülkedeki zengin arşiv ve kütüphanelerin kullanılması mümkün olamamıştır. Bu defa Soyvetler Birliği'nin parçalanması ile bugün bu imkân ortaya çıkmıştır. Bu sebeple Kurumumuz tarafından Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü mensuplarıyla kurulan temas sonucu, bu kurumu temsilen iki üye ülkemize davet edilmiş ve Türk Tarih Kurumu'nda "Rusya Arşivlerindeki Türk Tarihi ile ilgili Belgeler" konusunda bir konferans verdirilmiştir.
Tarih ve Hatırat
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 227-232
Özet
Tam Metin
Tarih, yaşanan günlerle ilgisi bulunmayan, geçmiş, gerilerde kalmış ve çoğu nüfuz edilmesi imkânsız gibi görünen bir sisle örtülü yılların ve asırların üzerine eğilen bir araştırma dalıdır. Bu araştırmanın ilmî hüviyet kazanması ve tarihin bir sosyal ilim dalı olarak kabul edilmesi, araştırmada kullanılan metot ve tekniğin gelişmesi sayesinde mümkün olmuştur.
Devlet Kurucusu Atatürk
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 777-794
Özet
Tam Metin
"Türk Tarih Kurumu"muzun Büyük Atatürk için tertiplediği konferans serilerinden birincisini benim konferansımla açmayı tensip etmesini alicenap bir teveccüh sayıyorum. Sayın Türk Tarih Kurumu Başkanımızın Genel Müdürle beraber lütfettikleri daveti eksiklerime bakmaksızın cesaretle kabul ettim, o vazife ile huzurunuzdayım. Sayın Başkanımıza teşekkür ödevimi yerine getirdikten sonra başlıyacağım. Atatürk'ün bütün hayatında askeri kudretini, kumandan olarak büyük değerini dikkatle takip etmişimdir ve büyük bir kumandanın bilgi olarak ve karakter olarak vasıflarını Atatürk'te daima bulmuşumdur. Muharebelerde ve harita başında Atatürk'ün büyük kumandan olarak müdahalelerini, icraatını muhtelif vesilelerle dile getirmişimdir; anladığım ve duyduğum gibi. Bunun gibi, Atatürk'ün büyük kumandan olarak vasıflarını takdir ettiğim gibi, siyasi kudretini, siyasi vasıflarını kumandanlığının da üstünde gördüğümü daima belirtmiştim. Bu kanaatle bu konferansa başlıyorum. Atatürk'ün bugün size kumandan olarak büyük vasıflarını, memlekete büyük tesirlerini ve hizmetlerini dile getirmiyeceğim, devlet kurucusu olarak siyasi vasıflarını anlatmağa çalışacağım.
Önsöz
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 775-776
Özet
Tam Metin
Ulusça varlığımızı, Türk Tarih Kurumu olarak da bilim dünyasındaki seçkin yerimizi Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk'e borçluyuz. Ulusal ve çağdaş devletimizin her kurumu gibi Türk Tarih Kurumu da O'nun elleriyle dikilmiş, yeşermiş ve gelişmesi için çaba harcanmış bir fidandır. Bu çabanın bilinciyle görevini sürdürmekte olan Türk Tarih Kurumu, adını, 1937 yılında kendisinin verdiği Belleten dergisinin 204. sayısını O'nun ölümünün 50. yılı anısına ayırmıştır.
Türk Tarih Kurumu ilk Bilim Kurulu Açış konuşması
Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 191-192 · Sayfa: 375-380 · DOI: 10.37879/belleten.1984.375
Özet
Tam Metin
Türk Tarih Kurumu'nun değerli aslî üyeleri, "Atatürk'ün emir ve isteği üzerine, yüksek koruyuculuğu altında kurulmuş olan Türk Tarih Kurumu, tüzel kişiliğe sahip, bilimsel hizmet ve faaliyette bulunacak bir kurum olarak ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU'nun kuruluşuna dahil edilmiş ve yeniden düzenlenmiş" niteliği ile 2876 numaralı özel kanunumuzda öngörülen görevlerini yerine getirmek üzere çalışmalarına başlıyor. Kurumumuzun aslî unsurları olan siz sayın üyeleri, saygı ve muhabbetle selâmlıyorum. Sizlerin varlığı, Kurumumuzun amaçlarına ulaşmasında başta gelen güvencedir. Çünkü sizler, "Kanunumuzda belirlenen amaç ve ilkeleri benimsediğini tutum ve davranışları, bilimsel eserleri, çalışma ve faaliyetleri veya eğitim ve öğretim hizmetleriyle kanıtlamış; idarî tecrübeye sahip adaylar arasından" seçilmiş bulunuyorsunuz. Sizlerin kişiliğinize duyulan güven, taşıdığınız sorumluluk duygusu, çalışma azmi, yüce kurulumuzun en belirgin özelliğini oluşturuyor. Böylesine yüksek nitelikleri taşıyan mesaî arkadaşlarımın varlığı ile gurur duyuyor ve sizlerle çalışma fırsatına sahip olmayı, hayatımın en dikkate değer şansı sayıyorum. Bu vesileyle hepinizi tek tek bir kez daha tebrik eder, başarılarınızın sürekli olmasını dilerim.
Cumhuriyet Tarihimizde Süreli Yayınlara Kısa Bir Bakış II Tarih Dergileri ve Belleten
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 188 · Sayfa: 1207-1222 · DOI: 10.37879/belleten.1983.1207
Özet
Cumhuriyetimizin kurulmasından sonra birçok alanlarda görülen yenilik atılımları ve sürekliliği dergilerde de görmekteyiz. Türk devletinin atılımcı yönünü geniş kitlelere tanıtan ve fikir ürünlerini sonraki nesillere aktarma gayesini güden bu girişimlerin olumlu yönleri çok fazladır. Burada genel konulardan ayrı olarak, tarih araştırmalarını ilgilendiren dergilerin yayın dönemlerini ve bunlar arasında seçkin bir yeri bulunan Belleten'i ele almak istedim. Adını devletimizin kurucusu ve yeni dönem tarih çalışmalarının baş teşvikçisi Atatürk'den alan Belleten, sonraki tarih dergilerinin bir yayın kaynağı olduğu gibi, belirli bir düzeni de temsil etmektedir. Onun bu yönünü ortaya koymadan önce, bu alandaki diğer dergiler üzerinde durmayı uygun gördüm.
Macaristan Bilimler Akademisinde Atatürk'ün 100. Doğum Yılını Anma Töreni
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 188 · Sayfa: 1229-1232
Özet
Körösi Csoma Derneği, Macar Bilimler Akademisi Tarih ve Felsefe Bilimleri Bölümü ve Lorand Eötvös Üniversitesi Türk Filolojisi Kürsüsü 27 Ekim 1981'de Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. yıldönümü dolayısıyla ortak bir anma toplantısı düzenlemiştir. Macar Bilimler Akademisi'nin onur salonunda yapılan oturuma Türk Tarih Kurumu'nun o zamandan beri maalesef vefat etmiş olan Başkanı Prof. Enver Ziya Karal'ın önderliğindeki Türk tarihçileri delegasyonu da katılmıştır. Delegasyon, o sırada Türk-Macar Tarihçileri Karma Komisyonu'nun görüşmeleri ile ilgili olarak Macaristan'da bulunuyordu. Türkiye Cumhuriyeti Macaristan Büyükelçisi sayın Osman Başman ve aralarında Kültür Ateşesi Hatay Savaşçı olmak üzere Büyükelçilik memurları da anma oturumunda bulunmak saygısını göstermişlerdir.
ATATÜRK'LE İLGİLİ BİR KİTAP [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 877-878
Özet
Tam Metin
Yeni Türk Devleti'nin kurucusunun sonsuzluğa geçtiği 1938 yılının 10 Kasımından sonraki yaslı günlerde son satırlarını yazdığını söyleyen ve o günlerde ülkemizde Arjantin diplomatik temsilciliğinin İstanbul'da bir başkonsoloslukta yönetildiği 1930-1935 arasında beş yıl boyunca Türkiye'de görev yapan Sayın Jorge Blanco Villalta'nın ispanyolca olarak 1939 yılı başlarında Buenos Ayres'te, Claridad basımevinin çıkardığı ve Lâtin Amerika ülkelerinde büyük ilgi gören Atatürk adlı yapıtından bizde olduğu kadar, Avrupa'da da kimsenin haberi olduğunu sanmıyorum. İyi bir raslantı ile, kendisi gibi, yazarın babası, İstanbul'da Arjantin Başkonsolosluğunda bulunduğu için, Atatürk'ün davetlerinde, kabullerinde kendisini Çankaya'da yakından görmek, İstanbul'a gelişlerinde kalmaktan hoşlandığı Park Otel'de akşam saatlerinde onu yakın arkadaşlariyle birlikte seyretmek olanağını bulmuş, kişiliğine duyduğu derin hayranlık gün geçtikçe artmış. Bu duygu ile, tanık olduğu olaylar içinde, kendi gözlemlerine de dayanarak, yazar, ölümünden sonra ilk kez Lâtin Amerika'da Atatürk'ün yaşamını, dolayısıyle Cumhuriyet Türkiyesini geniş ölçüde tanıtmaya çalışmış. İşte 1939 yılında ispanyolca olarak basılan Atatürk adlı kitabın 1976 yılında ingilizceye ilk çevirisi, geçen ay içinde (Ekim 1979) Türk Tarih Kurumu yayınları arasında çıktı.