30 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
  • Türk Tarihi
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Altan Topçi II.

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 196 · Sayfa: 9-72 · DOI: 10.37879/belleten.1986.9
Tam Metin
"Moğolların Gizli Tarihi" adlı eserden sonra en önemli Moğol tarihi olan "Altan Topçi", XIII. yüzyıl Moğol tarihini ve Moğollar hakkında efsanevî şecereden başlayarak Ögedei zamanına kadarki en eski bilgileri içine almaktadır. Altan Topçi, Türkiye'de ilk defa tarafımızdan ele alınmış, Moğolca aslı ve C.R. Bawden tarafından yapılan İngilizce tercümesi karşılaştırılarak Türkçeye tercüme edilmiştir. Eserin 1-21. paragrafları "Belleten"in XXXVIII. cildinin 152. sayısında (Ekim 1974) yayınlanmış; burada, Altan Topçi ve nüshaları hakkında geniş bilgi verilmiştir. Ayrıca, Altan Topçi'nin Moğol yazısıyla yazılmış ilk 8 sayfası ile metnin transkripsiyonu yapılmış ilk 5 paragrafı da örnek olarak gösterilmiştir. Altan Topçi'nin bundan önce yayınlanan 1-21. paragrafları, efsanevî şecereden Çinggis Kağan'ın tahta çıkışına kadar geçen tarihî hadiseleri nakletmektedir. 21. paragrafın son cümlesi şöyledir: "….. Mübarek Çinggis Kağan, Kara Yılan Yılı'ndandı. Kırkbeş yaşına geldiği zaman, Bing Bars Yılı'nda ( = 1206), Onon nehrinin menbaında dokuz tuğlu beyaz bayrağı kaldırdı (ve) Büyük Kağan'ların tahtına oturdu. Kasar bey isyan edip kaçtığı zaman, halkın beyi emir verdi (ve) Sübegetei Bağatur'un takibe çıkmasını istedi." Bu bölümde ele alınan 22-96. paragraflar Moğolların biribirleriyle yaptıkları mücâdeleleri kronolojik olarak nakletmektedir. Bu bölümlerde geçen yer ve şahıs adları ile bâzı kelime ve deyimler Türk tarihi için de birer kaynak niteliğindedir.

Ahmed-i Rıdvân

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 196 · Sayfa: 73-126 · DOI: 10.37879/belleten.1986.73
Tam Metin
Klasik edebiyatımız, adını hiç duymadığımız, bazen de bilmem kaçıncı sınıf bir yazar diyerek bir yana bıraktığımız sayısız isimlerle doludur. Yazarı belli olmayan ya da yazarı hakkında etraflı bilgi edinilemeyen eserler de az değildir. Bu durumdaki yazarlar ve eserler üzerinde çalışmalar yapmak edebiyat tarihimize çeşitli yönlerden ışık tutabilir. Anadolu'da yedi yüzyıllık bir dönemi içine alan klasik edebiyatımızın birçok yazarı ve eseri yeterince tanınmamaktadır. Kaynaklarda adları geçtiği halde bugün bilinmeyen yazarlar kimlerdir? Yine bu kaynaklarda adlarını okuduğumuz, ancak kütüphanelerde bulamadığımız eserler hangileridir, bilemiyoruz. Bu yüzden konu üzerinde araştırma yapanların elinde bir "kayıplar listesi" bulunmasının, çalışmaları daha verimli kılacağı son derece açıktır. Öte yandan, bütün çalışmaları klasik edebiyatın önde gelen kişileri üzerinde yoğunlaştırmak yerine, bu edebiyatın yeterince tanınmayan yönleri üzerindeki çalışmalara öncelik vermek, Türk dili, Türk tarihi ve Türk toplum yaşayışıyla ilgili yeni bilgi ve belgeler ortaya çıkaracaktır. Bu inançla, aşağıdaki yazımızda XV-XVI. yüzyıllarda yaşayıp da yeterince tanınmamış bir şairi ve eserlerini tanıtmaya çalışacağız.

Tarih Objektifinde Hz. Peygamberin Hadisleri ve Türkler

Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 191-192 · Sayfa: 417-452 · DOI: 10.37879/belleten.1984.417
Tam Metin
Hz. Peygamber ve Türkler, İslâm ve Türk tarihinin halâ aydınlatılması gereken önemli konuları arasındadır. Her ne kadar Medîne'de, Hz. Peygamberin üstün gayretleri ile temelleri atılan İslâm Devleti ve Müslüman Toplumu, büyük ölçüde Araplardan oluşmuş ise de, çeşitli ırk ve dinlere mensub birçok kimseler daha ilk devirlerde İslam dinini kabul ederek bu yeni topluma katılmışlar, gereken saygı ve ilgiyi de görmüşlerdir. İran asıllı Selman, Bizanslı (Rum) Suhayb, Habeşistan'dan kopub gelen Bilâl ve Medîne'ye yerleşmiş bir çok Yahûdîlerden, ihtida edenler, bu toplumda dikkatimizi çeken gayri Arap ve fakat ilk müslüman şahsiyetlerdir. Türklere gelince, meşhur Yasir ailesinin aslının Türk olabileceği yolundaki iyimser görüşlerin dışında, Medine İslam toplumunda herhangi bir Türkün varlığını iddia etmek bugün için nerede ise imkânsız gibi görünmektedir. Elde mevcut kaynaklara göre, Türk asilzadelerinin ilk defa Medine'ye gelmeleri, Emevî halîfelerinden Muaviye zamanında ve Halîfe Hz. Osman'ın oğlu Said'in kısa bir süre Horasan valiliği sırasında mümkün olmuştur. (674).

JACOB M. LANDAU Panturkism in Turkey-A Study of Irredentism, C. Hurst and Co., London, 1981, 219 sayfa (AIV/6389) [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 188 · Sayfa: 1223-1224
Jacob M. Landau, İsrailli Türkologlar arasında yakın Türk tarihiyle uğraşanların başında geliyor. (Bu alanı tek başına temsil etmiyor kuşkusuz. Osmanlı döneminin her kesiti gibi XIX. yüzyıl üzerinde de İsrail Türkologları önemli monografik çalışmalar yapmışlardır ve yapıyorlar.) Landau'yu ülkemiz okuyucusu Radicalism in Turkey'den "Türkiye'de Aşırı Akımlar" adıyla yapılan çeviriyle tanıyor. Aslında Landau daha çok XIX. yüzyılla uğraşan bir araştırmacı. Hicaz Demiryolu, Abdülhamit Dönemi Filistini (albüm) gibi, İngilizce çıkmış monografileri var. Landau'nun son kitabı Panturkism in Turkey, ülkemiz akademik çevrelerinde monografik çalışanlardan çok, siyaset bilimcisi ve sosyologların başvuracağı bir eser olma durumundadır.

Fransa'da Türk İncelemeleri ve Türk Tarihi Üzerine Araştırmalar

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 869-876
Tam Metin
Türk Tarih Kurumu'nun Sayın Başkanı, Sayın Meslektaşlarım, Tebliğimi size sunmadan evvel, bir yandan Türk Tarih Kurumu'nun Şeref üyesi olarak atamakla bana yaptığınız saygınlıktan ve bugün bu toplantının önünde konuşma imkânı verdiğinizden dolayı size teşekkürlerimi sunmak isterim; öte yandan, kaybettiğimiz iki büyük Türk tarihçisinin anısını saygıyla anmak isterim. Çoktan beri tanıdığım ve bana dostluğunu göstermiş olan eski başkanınız Enver Ziya Karal ve Osmanlı İmparatorluğu'nun ikdisadî ve idarî tarihi alanında hocam, yol göstericim ve samimi hayranlığım ile derin saygılarımın konusu olmuş merhum profesör Ömer Lütfi Barkan.

A. GALLOTTA - G. BOVA, "Documenti dell 'Archivio di Stato di Venezia corcernenti il principe ottomano Cem" [Osmanlı şehzadesi Cem hakkında Venedik Devlet Arşivinde bulunan belgeler] Studi Magrebini XI (1980) S. 175-199. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 879-880
Tam Metin
Osmanlı tarihinin en talihsiz kişilerinden biri olan Sultan Cem hakkındaki araştırmalara bir yenisi daha katılmış bulunuyor. Yeniçağ devri Osmanlı tarihi için en belli başlı arşivlerden biri sayılan Venedik arşivinde bu talihsiz kişi hakkında belge bulunduğu çok önceden beri biliniyordu. Hakkında en fazla yayın yapılanlardan birisi olan Cem için 7 tane belge daha açıklamalı bir şekilde kaynakçalara girmektedir. Devrin diplomasi dili olan yunanca yazılmış beşinden başka Venedik lehçesiyle yazılmış iki tanesinin belgebilimine uygun bir yayın ile araştırıcıların hizmetine verilmesi, karanlık kalmış bazı noktaları aydınlatmaya yarayacaktır. A. Gallotta giriş ile tarihsel notları hazırlamış, G. Bova ise esas yunanca metinleri basılı hale getirmiştir. 189. sayfada konulan bir dipnotun, türk tarihi üzerinde çalışmaları ve değerli kaynak yayınları ile tanıdığımız (Elizabeth) Oikonomides'e yaptığı yardımlardan dolayı teşekkür vardır.

ANTON C. SCHAEDNLINGER, Die schreiben Süleymans des Prächtigen an Karl V., Ferdinand I., und Maximilien II. [Kanuni Sultan Süleyman'ın V. Şarl, I. Ferdinand ve II. Maksimilyen'e nâmeleri], Wien (Viyana) 1983 2 cilt. I. cilt: Transkriptionen und Übersetzungen, XXXII-118 Sayfa. 2. cilt Faksimile, sayfa numarası yok, 36 belgenin tıpkıbasımı. İç kapakta: Osmanisch - Türkische dokumente aus dem Haus-, Hof- und Staatsarchiv zu Wien. Claudia Römer yayına yardımda bulunmuş. Fiyatı yazılı değil [B. 9188]. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 881-884
Tam Metin
Türk tarihi ve medeniyetinde özel bir yeri bulunan Avusturya ilişkilerine ait sayısız belgeler ve malzeme, her iki devletin belgelikleriyle kitaplıklarını doldurmaktadır. İçinde bulunduğumuz 1983 yılı, II. Viyana Kuşatmasının 300. yılı olarak ayrı bir anlam taşımaktadır. Bununla beraber bu yayının ilgisi yoktur. Sayın müellif bu konuda yıllardan beri sabırla çalışmaktaydı. Bazı türkologlar bu eşsiz kaynakları yayınlamak ve bir katalogunu yapmak girişimlerinde bulundular ise de, tam bir sonuca ulaşamadılar. Yapılan tek tük yayınlar konuların aydınlatılmasında yararlı olmakla beraber, süreli yayınların ve armağan kitaplıklarının arasında kalan bu çalışmaların tedarikindeki zorluklar, çalışanların başını döndürmekte ve hatta yılgınlığa bile itmekteydi. Tanınmış türkolog ve araştırıcı şimdi bu yoldan ayrı bir tutumla bu boşluğu doldurmakta büyük hizmette bulunmuştur. Böylece belgeler toplu bir halde bir kitap içinde bulunacağı gibi, anlaşılması zor noktalar gene yetkili kişi tarafından çözümlendiği için, sonraki nesillere yararlı bir kaynak olacaktır.

GINO BENZONI, "Cicala, Scipione (Ciğala - zâde Yusuf Sinan)", Dizionario Biografico degli Italiani, c. XXV (1981) s. 320-340. ve "Cicala, Visconte", aynı cilt, s. 340-346. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 187 · Sayfa: 887-888
Tam Metin
Bizim neslimizin Venedik tarihi araştırıcılarından olan müellif, Türk tarihinde çok özel bir yeri bulunan Cağalazâde Yusuf Sinan Paşa ile babası Visconte Cicala (okunuşu: Viskonte Çikala) hakkında, İtalya'da yayınlanmakta olan "İtalyanların Biyografik Sözlüğü" sayfalarında önemli bir inceleme kaleme almış bulunuyor.

SALVATORE BONO, Storiografia e fonti occidentali sulla Libia (1510-1911), Roma 1982, 142 Sayfa. Fiyatı yazılı değil. Trablusgarp'daki Italyan Kültür Enstitüsünün Yayını 2. Yayınevi: "L'Erma" di Bretschneider, Roma [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 391-394
Tam Metin
Perugia Üniverstesi'nde Asya-Afrika Tarihi profesörü olan Prof. Salvatore Bono, araştırmalarını Akdenizin belli başlı konuları üzerinde toplamıştır. Türk tarihi için önemli konulardan birisi olan Libya üzerinde de çalışan müellif, şimdi bu ülke tarihi araştırmaları ve batılı kaynakları üzerinde bir kılavuz yayınlanuş bulunuyor. Mağrib diye isimlendirdiğimiz Kuzey Afrika'nın İtalya yarımadası ile olan ilişkisi eski çağlara dek uzanmaktadır. İslamiyetin buralarda yayılmasından sonra Sicilya adasında ve İtalya'nın bazı kıyı bölgelerinde etkili olan Arap uygarlığı I, ilişkilerin daha yeni boyutlar kazanmasına yol açmış, nüfus artışı ve diğer toplumsal etkiler konulara yenilikler kazandırmıştır. Bu konular arasında tutsak tecimi, mal alışverişi, kıymetli madenlerin ve işlenmiş malların süratle el değiştirmesi çoğu zaman ele alınmış ve bu ilişkileri başaran denizcilerle tüccarların faaliyetleri de çoğu araştırıcılara konu olmuştur. Bunun nedeni, her ülkenin belgeliğinin muhakkak bu konu ile dolu olmasıdır. Prof. S. Bono da uygarlığın beşiği sayılan Akdeniz'deki korsanlık faaliyeti üzerinde yıllardan beri çalışmaktadır 2. İtalyan belgelikleri üzerinde uzun süreden beri çalışan müellif, Libya üzerindeki araştırmalarını ilerletirken, ilk ürünlerinden birisini bir kaynakça olarak ortaya koymuştur. Kuru bir isim yığını yerine, araştırma konularına göre bir derleme yapan Prof. Bono, kitabı dört kısma ayırmıştın "Çağdaş Libya hakkında 1510-1911 yılları arasını kapsayan tarih araştırmaları" bölümünde, Laurent-Charles Feraud, Costanza Bergna, Ettore Rossi gibi çağdaş araştırıcılara yer verilmiştir. Mütevefra Ettore Rossi, Libya üzerinde çalışırken, Türk kaynaklarını İtalyancaya kazandırmıştı 3. Ölümünden sonra yayınlanan Storia di Tripoli e deha Tripolitana (Trablusgarp Tarihi), arapçaya da çevrilmiştir (S. 18 n. 53). Türk tarihi ile ilgili olanlar muhtelif dergilerde tanıtma yazıları kaleme aldılar. Müellif bu kitabı bir çok yönleriyle tamamlamaktadır. Libya tarihinin bizim bakımımızdan önemi XVI. yüzyılın ortalarında başlamaktadır. Ayrı bir paragraf ayıran Prof. Bono (S. 27-30), Murad Ağa ve Turgut Reis hakkındaki araştırmaları tahlilden sonra, 1711 yılına değin süren "Paşalar ve Dayılar" dönemini kitabına almıştı r (S. 30-35). 171 ı yılından 1835 yılına dek süren Karamanlılar dönemi (S. 35-39), en çok işlenen konulardan birisidir.. Bu sülâlenin Avrupa ülkeleri ile ilişkiler kurmasının büyük rolü vardır. Akdeniz teciminin canlandığı bir dönemde, Afrika'nın iç taraflarına etki arttığı için bu yörenin değeri daha da çoğalmıştı . Bundan dolayı bu konuya özel sayfalar ayrılmıştır (S. 50-52). Araya giren diğer sayfalarda Avrupa ülkeleriyle 18. yüzyılda yapılan anlaşmaların (S. 40-43) ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Libya ile olan ilişkilerine (S. 43-45) dair eserlerin listesi verilmiştir. Bu son üç bölüm Türk tarihçileri tarafından da ele alınmıştır.

NORAH M. TITLEY, Miniatures from Turkish Manuscripts. Catalogue and subject index of paintings in the British Library and the British Museum, 1981, 144 Sayfa, The British Library Board yayınıdır. (B/8965) [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1982, Cilt 46, Sayı 184 · Sayfa: 913-916
Tam Metin
Türk tarihinin karanlıkta kalmış konularını aydınlatmak için gerekli olan yazılı belgeler yanında, resim kalıntılarının da nasıl büyük bir önem taşıdığı son yıllarda iyice ortaya çıkmıştır. Bilimsel bir disiplin içinde öğretilen bu konunun kaynakları kitaplıkları doldurmaktadır. Günümüze dek bir merak için toplanan bu malzemenin, artık meraktan da öte, gerçek belge niteliğinde olduğu yapılan araştırmalardan anlaşılmaktadır. Bu hususda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin başlattığı çabayı anmak gerekir. Sanat Tarihi Yıllığı adlı süreli yayın, bu alanda bir çığır açmış, akademik düzeyde tek başına kaldıktan sonra, günümüzde yayınlanan bazı yan popüler sanat dergilerinin de öncüsü olmuştur. Bu çığırı en güzel süsleyen kitaplardan birisine şimdi kavuşmuş bulunuyoruz. Yıllarca Londra kentinde toplanan ve araştırıcılar tarafından büyük bir merak ile ziyaret edilen Türk sanatı malzemesinin olgun ve seviyeli bir katalogu yayınlanmış bulunuyor. Kitabı hazırlayan bu konuda daha önceleri de çalışmıştı. 1977 yılında yayınladığı Iran yazmalarından alınma minyatürler adlı çalışmasından sonra bu girişimini tamamlayan kitap, sanat tarihçilerini özendirdiği kadar, medeniyet, ekin, siyasal tarih üzerinde çalışanların da ilgisini çekecektir.