137 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 137
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Türkler 137
- Tarih 69
- Osmanlı İmparatorluğu 31
- Osmanlı 28
- Anadolu 24
- Türkiye 24
- İslam 18
- Mustafa Kemal Atatürk 15
- Avrupa 14
- Bulgaristan 8
Balkan Savaşı - Kitlesel Ölüm ve Etnik Temizlik
Belleten · 2014, Cilt 78, Sayı 281 · Sayfa: 315-342 · DOI: 10.37879/belleten.2014.315
Özet
Tam Metin
Bulgaristan'da tarihi demografinin sunduğu objektif veriler, milliyetçi söylemler yaratanlar tarafından kabul görmez. Bundan dolayı da demografik veriler ihmal edilir. Önemli bir kaynak teşkil eden demografi istatistiğinin göz önünde bulundurulmadan tarih yaratılması Balkan ülkelerinde yaygın bir durumdur. Demografi istatistiği hem göç hem ölüm yoluyla yapılan etnik temizliği ortaya koymaya yarayan bir kaynaktır. Bu çalışmada Bulgaristan'da 1881'den sonra yapılan nüfus sayımları ve Bulgar İstatistik Müdürlüğünün nüfusla ilgili diğer yayınlara dayalı olarak Balkan Savaşları sırasında ve sonrasında Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç ettirilen Müslüman nüfusun miktarı ve oranı tespit edilmeye çalışılmaktadır. Bu tespit illere göre ve köy bazında yapılmaktadır. Çalışma, zaman dilimi olarak 1910 ila 1920 yılları arasındaki dönemi kapsamaktadır. Burada kullanılan istatistik veriler, Balkan Savaşlarında yaşanan trajedinin Bulgaristan Müslümanları açısından bir etnik temizlik olduğunu ortaya koymaktadır.
Hasan Cemal, 1915: Ermeni Soykırımı, İstanbul: Everest Yayınları, 2012, 230 sahife [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2013, Cilt 77, Sayı 278 · Sayfa: 337-340
Özet
Gazeteci/yazar Hasan Cemal'in Eylül 2012'de Everest Yayınlarından çıkan kitabı 1915: Ermeni Soykırımı bilimsel araştırma ürünü olmayıp adıgeçenin konu hakkındaki görüşlerinin zaman içinde nasıl değiştiğini anlatan bir çalışmadır. Önsöz, onsekiz bölüm ve sonsözden oluşmaktadır. Ekler kısmında "Talat Paşa'nın İntikam' Alınmıştır!", "Annem Ermeni Benim!", "Türkiye İçin idrak Zamanı", "Medeniyet Kaybı" ve "Hrant Dink Ailesinin Yargıtay'a Temyiz Dilekçesi" yer almaktadır. Harita, grafik, tablo ve bibliyografya bulunmamaktadır. Kitap konuşma dili havasında yazılmıştır. Rahat anlaşılır beyanlar, yer yer latife türü cümlelerle desteklenmiştir.
Wooden Mosques of the Samsun Region, Turkey, From the Past to the Present, in the Light of Surveys Carried out in the Years 2001-2003
Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 268 · Sayfa: 791-792
Özet
Yazarın Önsöz'de belirttiği üzere bu kitap, İstanbul Üniversitesi Araştırma Fonu desteğiyle yapılan ve 4 yılı kapsayan uzun ve detaylı bir çalışmanın ürünü olarak bilim dünyasına sunulmuştur. Kitap, Birinci Bölüm: Giriş (s.1-7), İkinci Bölüm: Katalog (s.8-142), Üçüncü Bölüm: Değerlendirme (s.143-156), Dördüncü Bölüm: Sonuç (s.156) ve Beşinci Bölüm olarak Bibliyografyadan (s.157-159) oluşmaktadır. Yazar "Giriş" başlıklı Birinci Bölüm'de izlediği araştırma yöntemini anlatırken, tekrarlardan kaçınarak, farklı planlara sahip olan bu camilerin ilk kez plan tipolojisinin yapıldığını vurgulamıştır. Yörenin mimari gelişiminde etkili faktörler ele alınmış, bölgedeki ahşap mimari öğelerin yapım teknikleri de detaylı olarak anlatılmıştır. Bu konuda; blok duvar tekniği, yığma duvar tekniği, çit duvar tekniği ve hartalama duvar tekniği olmak üzere dört teknik saptanmıştır. Yörenin mimari geleneğinin geçmişi de Geç Kalkolitik Çağ'dan itibaren ele alınıp değerlendirilmiştir. Bulgular ışığında Alt Paleolitik Çağ'dan başlayan detaylı bir tarihçe bulunmaktadır. Ayrıca Türkler'de ahşap mimarinin kökenleri; kurgan mimarisinden başlayarak kronolojik olarak verilmiş ve bu konuda bilgi veren seyahatnameler de değerlendirilmiştir.
Artuklu - Dânişmendli İlişkileri Hakkında
Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 264 · Sayfa: 475-482
Özet
Tam Metin
Anadolu'nun Türkler tarafından fethi dünya tarihi açısından önemli bir olaydır. Bu yeni coğrafyaya hâkim olan Türkler, burada ilk anlardan itibaren irili ufaklı bir çok devletler kurmuşlardır. Artuklular, ilk kurulan devletlerden olup, en uzun ömürlülerinden birisidir. Bu Türk devleti, doğu ve güney-doğu Anadolu'da Türk hâkimiyetini yerleştirerek, bölgenin Türkleşmesinde çok önemli bir görev üstlenmiştir. Yine Anadolu'da bu devletle eş zamanlı olarak kurulan Türk devletlerinden birisi de Dânişmendlilerdir. Bu Türk hanedanı da fetihle birlikte yaklaşık bir asır boyunca Karadeniz'den doğu ve güney-doğu Anadolu'ya kadar yayılarak, bu alanlarda hâkimiyet kurup, bölgenin Türkleşmesini sağlamıştır. Anadolu'nun Türklüğü açısından önemli her iki Türk devletinin bu tarihi rolleri sebebiyle birbirleriyle ilişkileri önem kazanmaktadır. Zira bu ilişkiler Anadolu'nun siyasi kaderini etkilemiştir.
Gregoryen Kıpçaklar'a Dair
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 825-840 · DOI: 10.37879/belleten.2005.825
Özet
Tam Metin
Dünya, Kıpçak dilli Ermenilerin emsalsiz etnik grubu hakkında ilk bilgileri Agatangel Krımskiy'in Türkoloji araştırmalarında Türk ve yabancı araştırmacılar için onlarca yıl boyunca ansiklopedik elkitabı rolünü oynamış olan "Tyurki, İh Movi ta Literaturi" adlı kitabından almıştır. Ünlü Akademik Krımskiy (1871-1942) daha genç bir araştırmacı iken 1894 yılında XVI.-XVII. yüzyıl Kamenets-Podolsk "Ermenilerinin", Ermeni yazısıyla yazılmış fakat dil bakımından Ermenilerce anlaşılmayan, tahmini olarak Türkçe olan tuhaf metinlerin araştırılması için görevlendirilmiştir.
FREDERIC HITZEL, L'Empire Ottoman, XVe-XVIIIe siecles, Editions Les Belles Lettres, Paris, 2001, 319 s. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 246 · Sayfa: 615-616
Özet
Fransız türkologlarından Dr. F. Hitzel bu eserinde Osmanlı tarihinin klasik çağı olan 1453'ten 1839'a kadarki dönemi incelemektedir. Bu itibarla Osmanlı devletinin 1302-1453 yılları arasındaki kuruluş dönemine kitabında sadece yedi sayfa ayırmış, 1839'dan 1920'ye kadar uzanan Batılılaşma dönemine ise hiç değinmemiştir. Söz konusu eser iki ana bölümden ibarettir. Birinci anabölümde (s. 21-128) "Osmanlı İmparatorluğu"nun siyasi ve sosyal bünyesiyle iktisadi gelişmesi ele alınmış, ikinci anabölümde de (s. 131-268) "Osmanlı insanı" başlığı altında dini hayat, edebiyat, sanatlar, boş vakitleri kullanma (Les Loisirs) ve özel yaşayış tarzı anlatılmıştır.
PETER JACKSON, The Delhi Sultanate A Polidcal and Military History, Cambridge University Press
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 169-174
Özet
Delhi Sultanlığı (1206-1526), Türkler tarafından kurulan ve gerek İslam dininin gerekse Türk-İslâm kültür ve medeniyetinin yayılmasında birinci derecede rol oynayarak Ortaçağ Hindistanı'na adeta damgasını vuran bir devlettir. Kuruluşundan 1414 yılına kadar Delhi Sultanlığı'nı Türk kökenli hânedanlar (Muizzîler, Halacîler, Tuğluklular) idare ettiler. Bu dönem aynı zamanda bütün Asya kıtasını kasıp kavuran Moğol istilâsının yaşandığı yıllara rastlar. Türk idareciler Hindistan'da kurdukları bu devleti, içte yaşanan hanedan kavgalarına ve isyanlara rağmen gitgide artan Moğol tecavüzlerine karşı takip ettikleri akıllıca politikalarla korumaları yanında, XIV. yüzyıl başlarında Hindistan gibi çok geniş bir ülkeyi tek elden yönetilen merkezi bir devlet haline getirebilmişlerdi.
Bulgaristan'da Prenslik Döneminde Türklerin Sosyal ve Siyasal Kurumlaşma Çalışmaları
Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 239 · Sayfa: 89-100
Özet
Tam Metin
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nın sonunda imzalanan Berlin Antlaşması ile Osmanlı Sultanına bağlı, Bulgaristan Prensliği ve Doğu Rumeli Vilayeti kuruldu. Prenslik yaklaşık olarak bugünkü Bulgaristan coğrafyasının Tuna nehri ile Balkan Dağları arasındaki kısmını, Vilayet ise Balkan Dağları'nın güneyinde kalan yerleri kapsıyordu. Bulgaristan Türkleri için yeni bir dönem başlamıştı. Yüzyıllardır sahibi ve hâkimi olarak üzerinde yaşadıkları topraklarda artık bir azınlık olarak varlıklarını sürdürmek durumundaydılar. Bu yeni statülerine hiç mi hiç hazırlıklı değillerdi. 1877-78 Harbi'nde öldürülenler ve canlarını kurtarmak için Anadolu'ya göçmek zorunda kalanlardan dolayı nüfusları yarı yarıya azalmıştı. İdareciler, askerler, varlıklı kesim, aydınlar ve seçkin din adamları bu topraklardan kaçmak zorunda bırakılırken geriye fakir, cahil, hakkını aramasını bilmeyen, kendi tabirleri ile "başsız bir gövde" kalmıştı.
Van Gölü'nde Vapur İşletme Teşebbüsleri (1879-1907)
Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 240 · Sayfa: 467-486
Özet
Tam Metin
Türkler Anadolu'ya ilk adım attıkları anlardan itibaren denizlerle ve denizcilik ile ilgilenmeye başlamışlardır. Bu ilginin kökenlerinin daha önceki dönemlere dayandığı bilinmektedir. Mesela bazı Türk hükümdarlarının çocuklarının isimleri Tengiz yani Deniz idi. Aynı şekilde Hazar Denizi ile Baykal Gölü'nde de Türklerin Anadolu'ya gelmeden önce denizcilik ile uğraştıkları bilinmektedir. Nitekim Timur, Yıldırım Bayezit'ı esir aldığı zaman O'na, "...sizin ceddiniz gemicidir..." diye hitap ederek, bu gerçeğin tarihi temellerinin derin olduğunu ifade etmiştir.
Türkiye Selçuklu Devleti'nde Siyaseten Katl (1075-1243)
Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 236 · Sayfa: 43-94
Özet
Tam Metin
Türkler'de devletin başında bulunan hükümdarların mutlak yetkilerine, örf-siyaset haklarına dayanarak verdikleri en ağır ceza, şüphesiz ölüm'dür. Bilindiği gibi ölüm, hükümlünün yaşamına çeşitli biçimlerde son vermek suretiyle uygulanan bedenî bir cezadır. Türk-İslâm devlet anlayışı, hükümdarın bu yetkisine bağlı olarak gelişen kurumu "siyaseten katl" olarak adlandırmıştır. "Siyaset"kelimesi de hükümdarın daha ziyade devlet yönetimi ile politika gerekleri dolayısıyla verdiği ölüm cezası manasına gelmektedir. Türk örf hukuku ile devlet geleneğinde, mutlak bir otoriteye sahip olan hükümdarın, kudretinin son sınırı olarak ölüm cezası verebilme yetkisinin bulunduğu kabul ve ifade edilmiştir.