340 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Belleten
  • TARİH
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Topçular Kâtibi Abdülkadir (Kadrî) Efendi Tarihi (Metin ve Tahlîl), Yayına Hazırlayan Doç. Dr. Ziya Yılmazer, Türk Tarih Kurumu Yayınları, III. Dizi - Sayı 21, 2 cilt, Ankara 2003, LXVII+1178+Dizin+Ekler [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 1051-1052
Osmanlı Tarihi'ne ait olup da kütüphane raflarında beklemekte olan yazma tarihi eserleri günışığına çıkarmak hiç şüphesiz büyük bir hizmettir. Doç. Dr. Ziya Yılmazer'in bundan önce yayına hazırladığı İsa-zade Tarihi (İstanbul 1996) ve Vak'a-nüvis Es'ad Efendi Tarihi (İstanbul 2000) adlı çalışmalarıyla büyük bir hizmette bulunmuştu. Mevcut çalışmalarına bir yenisini daha katan Dr. Yılmazer bu defa, Osmanlı Tarihinin adeta belkemiğini teşkil eden hacimli bir eseri tarihçilerin yararına sunmaktadır.

Ortaçağ Ortadoğusu'ndaki Marjinal Hareketlerin (İsma'ili-Karmati Hareketinin) Dönemin İslam Dünyasına Alternatif Sosyal Yaşam Sunma Çabaları

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 255 · Sayfa: 499-516 · DOI: 10.37879/belleten.2005.499
Tam Metin
Ortadoğu, tarihi süreç içinde birçok medeniyete beşiklik etmiş bir coğrafyadır. Köklü bir tarihsel geçmişi olan Ortadoğu, İslam dininin ortaya çıkması ile sarsıntılara neden olacak olaylara sahne oldu. İslam dini, bölge toplumları için yepyeni sosyo-ekonomik şartların ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Ortadoğu'nun siyasi ve sosyal tarihi geçmişi, 9-10. yüzyıllarda bölünme ve parçalanma alametleri göstermesine neden olmuştur. Bu parçalanma hareketleri, İslam dünyasında, son iki asırda bitmek bilmeyen tartışmaları da başlattı. Bu ihtilaflarla Tolunoğulları, Sacoğulları, İhşidiler, Gazneliler, Selçuklular ile diğer Müslüman devletler ve hanedanlar mücadele etmeye çalıştılar. Bu devletlerden bir kısmı siyasi mücadele ederken, Gazneliler ve Selçukluların siyasi mücadelenin yanında sosyal mücadeleyi de gözden ırak tutmadıklarını görmekteyiz. Ortadoğu'daki siyasi, politik, sosyal ve ekonomik ihtilafların temelinde bölgenin çok kültürlü yapısının etkisi inkar edilemez. Bölgedeki ayrışmanın bir sonucu olarak Ortadoğu, Ortaçağ İslam dünyasında farklı anlayışların belirmesine sahne oldu. Bu anlayışlardan birincisi Allah'a yakınlaşmayı öğreten "mutasavvıflar", ikincisi hakikate ulaşmak için aklı en yüksek ve en iyi vasıta yolu olarak benimseyen "filozoflar", üçüncüsü ise sonsuzluk içinde her iki nazariye ve teşekkülün takipçisi olduğunu iddia eden "İsma'ililer" ve "Karmatiler" dir. Ortadoğu'da ortaya çıkan bu heterodoks gruplar, İslam dünyasında sonraki yüzyıllarda dahi alttan alta devam eden önemli izler bırakmıştır.

XVIII. Yüzyıl Osmanlı Tarih Yazıcılarından Hazine-i Birûn Kâtibi Ahmed Bin Mahmud’un Hayatı

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 853-864
Tam Metin
Berlin Staatsbibliothek Orientabteilung, Ms. or. quart. 1209 numarada kayıtlı hazine-i birûn kâtibi Ahmed bin Mahmud(1) tarafından tutulan, Osmanlı Devleti'nin XVIII. Yüzyıl siyasi, sosyal ve ekonomik hayatına ilişkin önemli kayıtlara sahip olan mecmûa ve yazarı, Osmanlı tarihi araştırıcıları tarafından oldukça az tanınmaktadır. Özellikle eserin sahibi hazine-i birûn kâtibi Ahmed Efendi'nin hayatına ilişkin başka kaynaklarda ayrıntılı bir bilgiye tesâdüf edemediğimiz gibi, bu hususta yazılmış eldeki mevcut verilerinde eksik ve kifayetsiz kaldığını, hatta yanlış yorumlandığını gördük. Bu noktadan hareketle Ahmed b. Mahmud'un hayatına ilişkin toplu bir yorum ve yeni bir bakış açısı getirmeden önce yazar hakkında çok az kaynakta rastlayabildiğimiz kısa ve sınırlı bilgileri burada kaydetmekte fayda görüyoruz.

Memlûk-Moğol Mücadelesi ve Orta Doğu Tarihine Etkileri

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 781-800
Tam Metin
XIII. asır, Orta Doğu'nun siyasi haritasında yeni şekillenmelerin ve güç dengelerinin ortaya çıktığı, Türk-İslam âleminin karışık bir asrıdır. Bu yüzyıla girerken Eyyûbi Devleti'nin en güçlü sultanı Selahaddin-i Eyyûbi'nin (1174-1193) ölümüyle halefleri arasında taht mücadeleleri başlamış, bu mücadelelerden galip çıkan bazı Eyyûbi emir ve beyleri otoritelerini tesis ettikten sonra zaman zaman Kuzey Suriye'de Türkiye Selçuklu Devleti ile hakimiyet mücadelesine girişmişlerdir. Bu durum 1250 yılında Eyyûbi hükümdarı Melik Salih Necmeddin'in (1240-1250) ölümüne kadar devam etmiş, onun ölümünden sonra başlayan karışıklıklar son Eyyûbi hükümdarı El-Melikü'l-Muazzam Turanşah'ın Memlûkler tarafından öldürülmesi ve Memlûk Devleti'nin kurulmasıyla son bulmuştur (1250)(1).

The Economic History of Byzantium. From the Seventh through the Fifteenth Century (VII. yüzyıldan XV. yüzyıla kadar Bizans iktisat Tarihi), ed. Angeliki E. Laiou, Washington

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 1005-1012
Baş editörlüğünü Harvard Üniversitesi Bizans tarihi profesörü, Dumbarton Oaks'ın eski müdürü, Atina Akademisi üyesi Angeliki E. Laiou'nun, bilim heyetini Charalambos Bouras, Cecile Morrisson, Constantine Pitsakis ve eserin yayınlamasından önce vefat etmiş olan Nicolas Oikonomides'in yaptığı çalışma Yunan Merkez Bankası, Yunan Bankalar Birliği'nin sponsorluğunda ve Yunan Ulusal Bankası Kültür Kurumu'nun desteği ile Atina'da Yunanca, Washington'da da İngilizce olarak aynı anda basılmış. Eserin yazılmasındaki amaç, VII. yüzyıldan XV. yüzyılın ortasına kadar Bizans ekonomisini bir bütün olarak çalışmaktır.

Karakalpakların Hive Hanlarına Karşı Yürüttükleri İsyan Hareketleri (1855-1856)

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 865-880 · DOI: 10.37879/belleten.2003.865
Tam Metin
1811 yılından itibaren Eski Kungrat bölgesi Hive Hanlığı'nın merkezi olmuştur. Batıda bulunan Türkmen kabilelerin de fethedilmesiyle Karakalpaklar, kuzeyden Aral gölü, güneyden Hive Hanlığı merkezi ile çevrilerek tamamiyle kontrol altına alınmıştır. Aslında Hive Hanı Muhammed Rahim bu bölgelerdeki fetihleriyle Türk kabilelerini bir arada toplamış, Hive Hanlığı çatısı altında bir Türk kabileler birliği oluşturmuştur. Bu seferlerden sonra Karakalpakların Hârezm vahasına yerleşmeleri tamamlanmıştır. Karakalpakların sol kolu Kungrat ve Hocaeli arasındaki Şumanay sahillerine yerleşmiştir. Sağ kol ise Kök-Uzyak sahilleri ve Kuşkanatav Tepesi'nin yanında yer alan Amuderya sahillerine yerleşmiştir(1).

MARCELLA FRANGIPANE, Yakındoğu'da Devletin Doğuşu Mezopotamya ve Çevresinde Güçlü Aile Yönetimlerinin Devlet Çarkına Dönüşmesi. (Çev. Z. Zühre İlkgelen) Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2002. 326 sayfa metin, 10 harita, 32 mimari plan çizimi, 15 çanak çömlek çizimi, 7 küçük buluntu çizimi, 1 karşılaştırma tablosu, 1 canlandırma çizimi ve 19 siyah-beyaz fotoğraf. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 583-590
Kitapta: Giriş, I. Antropolojinin Bakış Açısından Devletin Kökenleri Sorunu, II. Doğal Çevre Ortamına Bakış, III. Neolitik Oluşum, IV. Kültürel Bölgenin Sınırlarını Genişletmeye Başlaması, V. Ubeyd Kültürünün Yayılması ve Basra Körfezi'nden Fırat'ın Anadolu Kesimine Kadar Büyük Mezopotamya'nın Varoluşu, VI. Son Kalkolitik Çağda Seçkinler Gücünün Pekişmesi. Toplumda Katmanlar Oluşumunun Başlaması, VII. Büyük Dönüşüm: Merkezileşmiş Politik Toplumların Doğuşu, VIII. Yakındoğu'da Arkeolojik Kanıtlar ve Devletin Kökenleri, Notlar ve Kaynakça bölümleri bulunmaktadır. Ayrıca kitabın başında Mario Liverani tarafından kaleme alınmış olan Önsöz ile arka kapağında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından yazılmış bulunan bir arka kapak yazısı yer almaktadır.

RECEP AHISHALI, Osmanlı Devlet Teşkilâtında Reisülküttâblık (XVIII. Yüzyıl), İstanbul 2001, X+390. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 573-576
Yakın zamana kadar Osmanlı Tarihi üzerindeki araştırmalar genel olarak siyasi, askeri ve mali konularda yoğunluk kazanmıştı. Bu araştırmalar yanında Osmanlı teşkilat tarihi üzerindeki çalışmalar cılız kalıyordu. Halbuki Avrupalı Osmanlı tarihçileri arasında teşkilat tarihine duyulan alaka dikkat çekiyordu. Prof. M. Tayyib Gökbilgin (vefatı 2 Haziran 1981) bu ihtiyacı ilk farkedenlerden biri oldu. Onun gayretleriyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümünde 1961 yılında Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi Kürsüsü kuruldu. Bu kürsünün başkanlığına da Prof. Gökbilgin getirildi. Bu tarihten itibaren araştırmaların arttığı görülür. Ancak son yıllardaki Osmanlı Tarihi üzerindeki bilinçsiz tasarruflar, resmiyette teşkilat tarihi üzerindeki araştırmaları kabul etmez görünse de yayınlar yoğunluk kazanmaktadır. Bu gelişmeler yerli ve yabancı Osmanlı tarihçileri için memnunluk vericidir. Bu cümleden olarak, Osmanlı teşkilat tarihi çerçevesinde merkez bürokrasisinin en önemli birimlerinden olan Reisülküttâblık müessesesi hakkında eser, çok önemli bir ihtiyaca cevap vermektedir.

Bazı İslâm Şehirlerinde Hangi Devletler Sikke Kesmiş ve Bu Şehirlere Ne Gibi İsimler Verilmiş*

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 421-446 · DOI: 10.37879/belleten.2003.421
Tam Metin
Sikkeler, kaybolmuş eserlerin, yıkılmış olan ve izleri bile kalmamış binaların varlıklarını, devletlerin zenginliklerini, göç yollarını , şehirlerin kat'i yerlerini, devletlerin sikke kesip kesmediklerini, binaların kat'i yapılış ve onarım tarihlerini, devlet büyüklerinin yaptıkları işlerini, şehirlerde yapılmış olan şenlikleri bildirirler. Şimdi sikkelerin bize öğrettiklerine kısaca temastan sonra, konumuza girecek olursak: Abunan, Abavan, Mısır'da Dimyat yakınında bir şehirdir. Bu şehire Sorette denilmektedir. Abbasiler Medineti Abuan Açeh, Sumatra'da Bender el-İslam: Selâm Limanı.

Selçuklular ve Türkçe

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 111-118
Tam Metin
Zaman zaman Türk hükümdarlarının hâkim oldukları ülkeler nedeniyle anadillerini muhafaza edip etmedikleri tereddütlere yol açmıştır. Bazı araştırıcılar Selçuklular döneminde sarayda ve orduda Türkçe konuşulduğunu kabul etmelerine rağmen bu konuda yeterli deliller ortaya koyamamışlardır. Bazı araştırıcılar ise Türkçe'nin kullanımını edebi eserlerle açıklamaya çalışmışlardır. Bu tebliğimizde Selçuklu hükümdarları ve orduda Türkçe konuşulması hakkında bazı destekleyici bilgiler ortaya koyarak, bu konuya bir ölçüde açıklık getirmeye çalışacağız.